• ÝzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe |
881
|
|
|
|
Ya da "bak ben saati buldum. Gidip bununla buðdayý deðiþeyim" diye de üretim hareketi süreci de baþlamamýþtý. Yahut ta kivi çok daha iyi "getiri" yapýyor; elma yetiþtirme ekiciliðini býrakayým da, kivi kazancý yapayým diyen bir ön envanterli süreç baþlatýcýlarý (!) baþlangýç koþullarý içinde hiç yoktu.
|
|
882
|
|
|
|
Ýttifak içinde totemi çatýþma, etnik çatýþmaydý. Etnik çatýþmaya karþýn, üreten yapýlarýn birleþme çekimi vardý. Farklý kullaným ve farklý tüketim olanaðý veren totem mesleki ürünler, gruplarýn kendi aralarýnda birleþmenin paydasý oluyordu. Paydaþlýk nedenle farklý etnik gruplar aiti olan hemcinsler ittifak içinde sosyo toplumsa irade ile ÝNSAN olmuþtular. |
|
883
|
|
|
|
Bir grup hareketi içinde grubun nüfusu kadarla tüketim olacakla üretim de bu tüketime göre firenle sýnýrlarýna ulaþacaktýr. Bu doygunluktur. Doygunluk noktalý belirme; hareketin sýnýrlý sonlu oluþ eþiðine gelmesiyle, üretim hareketi bu sýnýrýndan daha fazla geniþleyip; daha az durumlarýný oluþamazdý. Buðdayýný üretmediðiniz kunduranýn üretilmesini de yaptýramazdýnýz. Kundura üretimi tam da buðday üretenlerin sayýsý kadar tüketim olmakla sýnýrlý olur. Daha fazlasýna kimse yorulmak istemez.
|
|
884
|
|
|
|
Mantýk doðada vardý ve doðal sistemlerin entegresiyle bir iþleyiþ mantýðýydý. Ýnsan bu yansýmayý fark edip, buna uygun anlamalarýn soyutlama bilinci yapmakla mantýklý olmaktaydý. |
|
885
|
|
|
|
Köleci yapý ile birlikte kült merkezleri panteon olmaktan çýkmýþtý. "El beyt" olmakla El'in evi, El'in tapýnaðýydý. Bel'in evi, hübelin tapýnaðýydý. |
|
886
|
|
|
|
Kiþilerin, El sahipliði üzerinde mal, mülk sahibi olmasý; geri baðlaným yasasý olan som bencilliðimizin sahiplenmesi üzerinde kiþisi bencilliðin karþýlanma meþruiyetine çok uygundu. Buradaki çeliþki þuydu. Bu sahiplik üzerinde herkes çalýþsa, çalýþýrken kendisini paralasa da mal, mülk ve emek gücünün sahibi deðildi.
|
|
887
|
|
|
|
Ve süreç siz beþ birim de, on birim de üretseniz; üreten sektöre göre olmakla on birim içinde tüketeceðiniz yine bir birimdir. Dokuz birim mütekabiliyet payý deðil; El payý olukla asalak efendilerindir. Üreten sektörler on birim üretmekle; üreten sektörün kullanýmý on birime çýkmýyordu. Üreten sektör yine bir birimle doygunluða eriþiyordu.
|
|
888
|
|
|
|
Yaþamýn en engebeli kýyýsýnda
Kök salmýþlýðýmýz, kendimize
Olan inanancýmýzdandý.
O köklerde dulduk dostça seviþmeyi,
O köklerde var oldu, bedenimizin insan tarafý.
Kimi zaman bize can veren
Toprakla savaþmamýz, aslýnda kendi iç savaþýmýzdý.
Ve b |
|
889
|
|
|
|
O toplu iðne baþýnýn içi ne çalkantý ve frekanslar salýnýmýyla dolu. Ýþte kendisi ile ayný þey olan enerji parçacýk içinde de böyle bir þeydir. Yani parçacýk bile homojen deðil. Bir El irade konusu bizi nerelere götürdü. O köprüyü siz irade kullanmakla geçmiyordunuz, o koordinatla o köprüden zorunlu olmakla geçiyordunuz. Kýzýlýrmak þartlarý size, üzerinde geçilmez bir durum olmakla yansýma yapmaktadýr.
|
|
890
|
|
|
|
Gel titreþimli salýným üzerinde parçalanmakla git gele veya çekme itme ikili zýt karakterlere dönüþür. Böylece bambaþka bir var oluþun dünyasýna adým atýlýr. Hiçbir oluþum hali ile geri baðlanýmýný oluþan tekillikteki tekilliðin temasýný bulamayan oluþmalar, gelip geçici denge içinde olsalar da hep istikrarsýz olmakla bu çeliþkileri içinde dinamiktirler.
|
|
891
|
|
|
|
Takas: zorunlu ihtiyaçlarýn saðlanmasýna karþýlýktý. Takas edilenler farklý kullaným ve tüketim deðeri olmasýyla, gruplar ekseninde üretiliyordu. Bu tür ürünler gruplar kullanýmý için karþýlýklý deðiþ tokuþla tapýnak beyanlý mütekabiliyeti yükümlülüklerdi. Karþý grup için üretmenin taahhüdünden kaynaklý deðiþ tokuþtu. Takas en az yedi baðlaþma ve baðýntýdan oluþur |
|
892
|
|
|
|
El’in kendi öncesinin olgu ve olaylarýna ilahi süreç dendiðine göre El’i ilahi süreç ortaya koymuþtu. El’e göre de, kendi öncesi kendisi gibi özel mülkiyetçi süreç deðildi. Kendisi gibi özel mülkiyetçi olmayan döneme de; El olmayan anlamýna; El La-Ýl La diyordu. El, ilahi mana anlayýþýný Ýl La demekle köleci sistemin dýþýna atýyordu.
|
|
893
|
|
|
|
Sosyalizm olgusu kurtuluþa dek yeni baþlangýç koþullarýndan biriydi. Sosyalizm olgusunu veren dayanýþma, seyir halindeki bizim baðýmsýzlýk savaþý denen tarihi oluþun reostasý olmasýyla yeni baþlangýcýn yeni koþullarý içine girmesi gereken yeni bir durumdu. |
|
894
|
|
|
|
Bu çevre hayat için, hayat çevre için gibi kör bir anlayýþ ortaya konmamalýdýr. Böyle bir þey yok. Bir deðiþme bir akýþ kendisinden sonrasýndan haberi yokken dahi çevresel koþullu belirme þartlarýyla kendisinden sonrasýný belirler. |
|
895
|
|
|
|
Doðada tüm süreçler tekil oluþla (yalýtýmla) yola çýkýp tekil oluyordu. Çoðul oluþla yola çýkýp sentez ile tekil oluyordu. Bunlar birbirini doðuran, birbirine dönüþen; yansýma süreçler kesikli sürekliliði olmakla sürekliliktirler.
|
|
896
|
|
|
|
El mana anlayýþý, ön ittifaka göre ön ittifaktan kopup ayrýlmakla parça olan düþüncedir. Ama El mana anlayýþý uygulamaya konacak olan kendi El süreçlerine göre de bütün olmanýn kendisidir. Uygulamasý içinde her biri ayrý ayrý olan El süreci de bütün olan El mana anlayýþýna göre, parça ve çoklu olan El süreci olmak demektir. El mana anlayýþlý düþünce; ön ittifaktan kopmakla; kendisi de kendisi gibi parça düþünce þekline dönüþecekti. Böylece El mana anlayýþý da tam bir kiþi anlayýþlý mana içerikli düþünceye dönüþecekti. Yani þimdiki deyimle kiþi ilahý ya da kiþi tanrýsý; kiþi rabbi olacaktý.
|
|
897
|
|
|
|
Ama umulup beklenen vaadi kiþi salt kendileri üzerine doðacak bir vaat olmasýna kalpten inanan kiþi de Nemruttu. Çünkü Nemrutlar açýktan “benim olan benim, senin olan senin” derken kalplerinde olan çeliþki ile samimi deðildiler. Kalplerinde senin olan da benim diyorlardý. Bu nedenle El mana anlayýþý hep baðýþ lütuf, ele, geçirme, istimlak etme, ihale, komisyon, hediye, rüþvet alma rant edinme, kira saðlama gibi ihsanlar üzerine kayraydý. Ama niyet, akýbetle ayný olmayacaktý.
|
|
898
|
|
|
|
Sistem dönmeye baþlarken merkezle merkez arasý alanda oluþan merkezkaç kuvveti nedenle element er yükler ve bað enerjisi epey bir gerilir. Gerilme ekseni alan çevreyi eksen etrafýnda büker. Bükme eksenin alan çevresini merkeze doðru çekip sýkýþtýrmadýr. Aðýrlaþan sistemin merkezi, aðýrlaþmanýn bað enerjili burgaçlarýyla döner. |
|
899
|
|
|
|
Filozoflarýn, düþünürlerin tarih boyunca çok kafa yormuþ olmasýna ve düþünce olarak deðiþik kamplara ayrýlmýþ olmalarýna raðmen, bireyler de kendince bu sorulara cevaplar aramýþ -arýyor- ve bundan dolayýdýr ki herkes kendince bir yaþam felsefesi oluþturuy |
|
900
|
|
|
|
Tarihi bilincin alt yapý kalýplarý ilah, totem gibi sosyal elci manalar içerenli birikmenin yaný sýra, üreten iliþkiler örgülü akýþla uygarlýða gelen deðiþme dönüþme ve geliþmelerdi. |
|