• ÝzEdebiyat > Roman > Politik Roman |
21
|
|
|
|
Ýþte bu durumu gören ve insanýmýzý “emperyalist tuzaklara karþý uyarmak, ikaz etmek” isteyen aydýnlarýmýzdan ÖMER FARUK HÜSMÜLLÜ, ülkenin kan gölüne döndüðü o yýllarda, 1979 yýlýnda NÝFAK adlý romanýný yazdý. Baþvurduðu yayýnevleri, eserinin basýmýný kabul etmediler. Ömer Faruk Bey de son yýllarda yaygýnlaþan Ýnternetten faydalandý, romaný Ýnternet ortamýnda yayýmladý. 2011 yýlýnda da kendi imkânýyla kitaplaþtýrdý. Burada þunu ifade edeyim; çoluk çocuðunun rýzkýndan keserek kitap bastýrmak, bugünün þartlarýnda büyük fedakârlýktýr. |
|
22
|
|
|
|
Kiralýk Katil Er Jessica kurtuldu!... Ýþbirlikçi yardýmýyla!...
Sivil Fatýmalarý kim kurtaracak!...
Er Jessica öyküleþtirildi, mitleþtirildi, efsaneleþtirildi...
Sivil Fatýmalarýn öykülerini, varolan efsanelerini ve mitlerini kimler anlatacak?...
Kim |
|
23
|
|
|
|
Küçüklüðünde büyüklerin anlattýðý efsaneleri, okuduðu bazý öyküleri anýmsadý. Bunlar; Olaðanüstü yetenekte olan cinler, þeytanlar gibi bazý varlýklarýn; insanlarý kendilerine esir ederek, onlardan yararlandýklarý ve kullandýklarý içerikliydi... |
|
24
|
|
|
|
"ABD’nin, Irak’ý iþgali öncesi ve sonrasýnda kamuoyunu yanýna çekmek için bazý kuruluþlara daðýtýlan paranýn büyük bir kýsmýnýn Körebe Medyasýndaki Cesi’ye ve yedi yazara, birkaç üniversite görevlisine, bazý bürokratlara, bazý iþadamlarý |
|
25
|
|
|
|
Kadýnýn bulunduðu taraftan esen yel, ten kokusuyla karýþýk parfüm kokusunu burnuna üfledi. Aðýr ama çekici, cinselliði çaðrýþtýran ve uyaran bir kokuydu. Çekti... Çekti... Çekti... Ýçi bir hoþ olmuþtu. Güç gelmiþti. Artýk açlýðýný, acýsýz hissediyordu. |
|
26
|
|
|
|
Amerikanca demokrasinin Irak’taki versiyonunun; Zalim öðretmen ABD’nin zalim öðrencisi Saddam'ý yerinden ederek baþka öðrenciler yetiþtirmek ve görevlendirmek olduðunu...
|
|
27
|
|
|
|
Hele;
‘Manken, Ýslamcý ve Solcu Koalisyondan etkilenen Ankara yanlýþ karar aldý!’
‘Türkiye’yi yanýltan Manken, Ýslamcý ve Solcu Koalisyona büyük tepki var!’,
þeklinde geçen alt yazýlara çok gülmüþtü.
|
|
28
|
|
|
|
Yemek istiyordu...
Þiþe suyu istiyordu...
Sigara istiyordu...
Raký istiyordu...
Eðlenmek, efkar daðýtmak istiyordu.
Gördüðü dekolte giyimli kadýn bedenleri, cinsel dürtülerini harekete geçirmiþti...
Birde seks yapmak istiyordu.
|
|
29
|
|
|
|
"Körebe Medyasý Genel Müdürüyle konuþtum az önce. Sana uygun bir iþ verecek!"
"Olamaz!..." kelimesi; istem dýþý aðzýndan dökülen bir sevinç çýðlýðýydý.
Patrokoz, bir eðitmen edasýyla, "Yazgýnýn, insaný nereye götüreceði, karþýsýna ne sürprizler çýkara |
|
30
|
|
|
|
‘Erkekler, karþý cinsten kendilerini üstün gördüklerinden, bunu anýmsatacak vurgulamayý, fermuarlarýný açarak uluorta gösteremediklerinden, delici-kesici silahlarla bu boþluðu doldurmaktadýrlar..." türünden garip yorumlara girmiþti.
|
|
31
|
|
|
|
Kadýn oldukça güzeldi. Sabahýn mahmurluðunda böyle bir yüze ve bacaða sahip olan kadýn, bakýmdan geçtikten sonra kim bilir ne kadar güzel görünürdü, seyreden gözlere...
|
|
32
|
|
|
|
Bir süre sonra; filtresiz sigara içmeyecek, sahanda ki tek yumurtayý bir buçuk somun ekmekle yemek zorunda kalmayacak, çorbaya; sadece ýzgara öncesi ‘merhaba’ diyecek, lastiði gevþemiþ külotlarý bekletmeksizin çöpe atýp, yenilerini giyinecekt |
|
33
|
|
|
|
Yaþamý boyunca ilk kez bu kadar yoðunlukta seviniyordu.... "Yemeði dýþarýda..." demiþ, "Kahveyi senin evde içeriz... Falýma bakarsýn," diyerek de eklemiþti...
|
|
34
|
|
|
|
Yel’in sözünü ettiði Maf’ý sordu. Mus, tahmininden fazla duyum ve bilgi sahibiydi. Arada yutkunarak ve geniþ gözlerini daha açarak heyecan dolu bir sesle anlattý... Sonunda "Onun el attýðý insan her yönüyle yükselir." |
|
35
|
|
|
|
Küçük bir çocuk, elinden çekiþtirerek götüren babasýna; "Baba!... Saddam’ýn füzesi ne zaman düþecek?" diye soruyordu.
|
|
36
|
|
|
|
Yargý Baþkanýnýn, cümleleri daktilo sesleriyle karýþýp anlaþýlmaz bir hal alýyordu. Ses; Budist törenindeki rahiplerin mýrýltýlarý gibiydi.... Ber, yazdýrýlanlarý daha iyi duyabilmek için serçe parmaðýyla her iki kulaðýnýn deliklerini sarstý...
|
|
37
|
|
|
|
Güneþ; yüksek oranda nemli havayla, insan vücudunu ýslak kavuruyor, terletiyordu. Aslýnda bedenlerden çýkan bildik saf ‘Ter’ de deðildi. Sanki vücudun deri altý yaðý, terle yoðunlaþarak akýyordu |
|
38
|
|
|
|
...bir kýsmý iliþki sonrasý organ temizliðinde kullanýlmaktan yamyaþ olmuþ ve üzerinde büyük puntolarla “Ekonomi Düze Çýkýyor!” yazýlý gazete parçasýný çöp kutusuna atýlmak üzere siyah poþete koydular.
|
|
39
|
|
|
|
Normalin çok üzerinde açýk olan gözlerinden ve kulaklarýndan akmýþ olan kanlar ve yeþile dönüþmüþ ten rengiyle, bu iki cesedin korkunç görüntüsü yýllarca kent de konuþulmuþtu. |
|
40
|
|
|
|
Kadýn, gözyaþlarý içinde "Hiç olmazsa Buzdolabýný býraksanýz," dedi, kucaðýndaki çocuða bakarak ve baktýrarak. "Mamasý bozulur..."
|
|