• ÝzEdebiyat > Öykü > Ortamsal |
61
|
|
|
|
Abdülrezak’ ýn kendisine gelmesi uzun sürmedi… O gece evde yaþanan dramý hiç gündeme getirmedi ve kaþýmayý da düþünmedi… Abdülrezzak’ ýn bu davranýþ, diðerleri üzerinde yarý korkulu utangaç ve çekingen etkiler bile oluþturmaya yetti. Olayý böyle karþýlamasýnýn nedeni, bir kabullenme mi, yoksa kafasýnda kurarak geliþtirip uygulamaya koymak istediði atýlýmýn engellenmesi endiþe mi olduðunu anlayabilmek için atacaðý adýmlara bakmak yeterlidir… Kendisini toparladýktan bir hafta kadar sonra, ‘ nerede kalmýþtýk , dercesine konuyu yeniden açtý bir akþam: “ Ne deysiðiz geçende aðnattýklarýma? Ekmek yetmii, aþ yetmii! Üstüðüze lazým, baþýðýza lazým. Bu uzun günnerin arkasýndan kýþ gelii! Heç vakit harcamadan iþbaþý yapak deyim! ”
|
|
62
|
|
|
|
Kapali ve yasakci kulturlerin kadinin kisesel ve duygusal acilimini engelledigi bilinmektedir. Sevilen bir kadinin ic dunyasinda soyut bir geziyi anlatmaktadir. |
|
63
|
|
|
|
O da, gördüðüne þaþýrdý. Þapkasýný havaya attý.
Taylar, anasýnýn memesine uzandýlar.
Dýþarý çýktýk. Babamla burun buruna geldik. Dayanamadým, konuþtum.
- "Müjde baba!" dedim, "Ýkiz tayýmýz var:"
O;
- "Sahi mi?" dedi, ahýra girdi.
Artýk aramýzdaki soðukluk bitmiþ, boþanan, koþan, akýn akýn akan atlar geri dönmüþ, avlumuza, evimize bereket gelmiþ, soframýz þenlenmiþti.
|
|
64
|
|
|
|
Kar yaðdýðýnda köyde hayat bitiyordu. Topu topu onbeþ hane olan Rüzgarlý Köyü, kýþ uykusuna yatmýþtý.Her canlý mümkün olduðunca az hareket ediyor,koyunlar ýsýnmak için birbirine sokuluyordu.Ýnekler yarý uykulu ve bezgin geviþ getiriyor, saðýlmak için sabýrsýzlanýyordu.Rüzgarlý Köyü kesif bir tezek kokusu altýnda kabuðuna çekilmiþti.Her haneden hemen her saat baþý ayný cümle sýzardý çamurlu sokaklara.
|
|
65
|
|
|
|
Doðum sýrasýnda anne ölünce, kalan bebeðin yaþamasý için anne sütüne gereksinimi vardýr. Eþ-dost akraba çevresinde sütünü bu bebekten esirgemeyecek bir gönüllü bulunarak bu sabinin yaþama tutunmasý saðlanýr. Ayrý anne ve babadan olan iki bebek ayný kadýnýn sütünü paylaþtýklarý için süt kardeþi olmuþlardýr ve ayrý cinsten olsalar bile aralarýnda bir evlilik baðý olamaz. Süt kardeþliði’ nin Anadolu kýrsalýnda bir adý da emiþgenliktir ve önemli dayanýþma örneði olarak uygulanmaktadýr. |
|
66
|
|
|
|
Table Top Joe - Gülerek Ölen Adam |
|
67
|
|
|
|
Gülümsedi sanýyorum bir an; karþýlýk vermek istiyorum sevincine, ben de gülümsüyorum. Sonra asýlýyor yüzüm; hüzün! |
|
68
|
|
|
|
Mutluluðun kutusuna doldurulup paketlenen yalancý ayrýlýklar yeniymiþ gibi satýlýyordu kýrmýzý halýlý tezgahlarýn üstünde ve halýlarýn üstündeki o kýrmýzýlarýn bir önceki hatýralardan kalan son emanet olduðunu bilemezdi daha önce bu yolu kullanmayanlar.Oysa ayrýlýklar daha çok yaþýyor insanýn topraða sevdasýndan.Bu yüzden topraðýn son emanetini güller taþýyor hemde en kýrmýzýsýndan... |
|
69
|
|
|
|
Hayallerimiz ve içine düþtüðümüz, beklentilerimizin buluþtuðu olanaklar ve koþullar. |
|
70
|
|
|
|
Onu öldürdüm katlettim doðam gereði... |
|
71
|
|
|
|
Kolpa-Böyle ayrýlýk olmaz þarkýsýný bir hafta boyunca dinledikten sonra yazdýðým öykü. |
|
72
|
|
|
|
Bahçedeki ebegümeci ve yonca yapraklarýna kýraðý düþtüðü, onlarýn da kýraðý giyinip, Edgar Degas' nýn balerinleri gibi kýrýttýðý, tualden ayazý çalmýþ bir sabah... |
|
73
|
|
|
|
Küçük tüpün üstündeki çaydanlýkta kaynayan su taþmýþ, tüpü de söndürmüþtü… Koca Kýz, ilkin gazý kapatarak demliðe çay koydu, üstüne de kaynar su ekleyerek çayý demlemiþ oldu. Ocaðý yeniden ateþleyerek, demliðin altýndaki büyük çaydanlýða su ekledikten sonra kaynamasý için belirli bir sürenin geçmesi gerekiyordu… Koca Kýz, tam karþýdan Uyuz Ümmet’ tin yüzüne dönerek, “ Sen hiç lafa ortak olmadýn Ümmet! ” dedi. Hiç ara vermeden yeni konuya geçti Koca Kýz: “ Ümmet ne oldu saða? Yüzünde bet beniz kalmamýþ kele! Gel çýranýn dibine, kendin bak! ” dedikten sonra, Ümmet’ in elinden yapýþarak gaz lambasýnýn yanýna çekerken: “ Lamba camýnýn arkasýnda deðirmi yer aynadýr; iyi bak yüzüne! ” diye sürdürüyordu konuþmasýný… |
|
74
|
|
|
|
...
müptelasý olduðu ses ise o sýrada gülerek aðlamanýn çok güzel olduðunu fýsýldýyordu Melisa'nýn kulaðýna... |
|
75
|
|
|
|
Ayný sanat kurumunda yetiþmiþ iki farklý karakterin yýllar sonra katþýlaþtýklarýnda aralarýnda oluþan kýsa diyaloðun öyküsü |
|
76
|
|
|
|
Önündeki çakýl dikenleri arasýndan küçük kýpýrtý hissetmesiyle kendini toparladý! Zýplayarak kendisinden yana yaklaþmakta olan bir canlýnýn varlýðý belli olmuþtu Ýç cebindeki küçük el fenerini yakarak durumu tam anlamak istiyordu. Üs tüste iki kurbaðaydý bu! Alttaki kancýk olmalý, diye düþündü… Diþi olaný iriceydi, erkeðini rahatlýkla taþýyabiliyordu… Vay anasýný, dedi! Kurbaðalar, kafasýnda bir þeyler çaðrýþtýrýyordu. Kalkýp yürüdü… |
|
77
|
|
|
|
seviyorum yaþamayý, seni çok tanýmýyorum ama
sende seviyorsun yaþamayý ben senin gözlerinde bunu görüyorum ve
|
|
78
|
|
|
|
Resepsiyona uzanan renksiz ve bakýmsýz yer yer duvarlarý nemden dökülen
koridorun sonunda duran masaya vardým |
|
79
|
|
|
|
Kanalýn adý gerekli deðil dedik ancak, söz konusu kanalýn, otosansürü bu denli önemsediðine göre iktidara uzak duruþlu bir televizyon kanalý olduðu anlaþýlmýþtýr belki! Zira iktidara yakýnlýðýyla bilinen kanallarda bu kavga bu kadar sansürlenmeden verildiðine göre…. |
|
80
|
|
|
|
Ahh sevgili Milena siz Viyanada kederler icindeyken
önümde güzelligini sergileyen bu cicekler,
kus sesleri
öyle aci verici ki.. |
|