 • İzEdebiyat > Öykü > Aşk ve Romantizm |
481
|
|
|
|
Yiyecek sıkıntıları yoktu. Ama nereye kadar? Prenses İreni uzandığı yatağında geçmişini düşünüyordu |
|
482
|
|
|
|
Odadan geri geri çıktı Kıpti Simay. Kömür rengi dalgalı saçları beline uzanıyor, ay beyazı teni kolsuz cepkeninden parıldıyordu. Boyu ne kısaydı ne de uzun. Çıplak ayaklarına halhallar takmıştı. Eteğinin altına giydiği pantolonun yanları baldırına kadar yırtmaç ile açıktı. Herkes bacaklara bakakalmış, acaba siması da ismi gibi ay parçası mı diye merak ediyordu. |
|
483
|
|
|
|
Hayatımızın fenomenleri çözülmeyi bekler bir köşede her daim... |
|
484
|
|
|
|
Ölüme yaklaştıkça, aşk ılık bir şarap gibi gırtlağından içeri akıyordu ve içini ısıtıyordu. "Bu kadar güzel olacağını bilseydim, yaşamaya vakit harcamazdım" diye düşündü. Hayatı boyunca aradığı aşkı, ancak hayatından vazgeçtiğinde bulabilmişti. |
|
485
|
|
|
|
"Prensesin artık seni görüyor.Rengini aşkından çalan kırmızı bir gülle birlikte seni sonsuza çeyrek kala,mavinin aşkla buluştuğu yerde seni bekliyor olacak..." |
|
486
|
|
|
|
Yagmur yagıyordu. Hüzün, sevincimin gölgesi oluyordu. Otobüs camına düsen, yorgun damlalar,karanlık ev suretleri ciziyordu, bakıslarıma. |
|
487
|
|
|
|
Gunes piril piril, var gucuyle yakiyor disariyi. Bembeyaz kumsala cikan salonun kapilari ardina kadar acik.Incecik perdeler, ilik sakin bir ruzgarla kah iceriye kah disariya saliniyor, misk kokularini tasiyorlar iceriye, belli belirsiz duyumsuyorum.. |
|
488
|
|
|
|
Sımsıkı sarıldığı meğer yalnızlığıydı. Hayretle gördü bunu. Nasıl olur, dedi kendi kendine. Peki, sevgisi neredeydi? Hayalinde miydi her zaman ki gibi? Evet, hayalindeydi.
|
|
489
|
|
|
|
Kararlarıma uymuştum; günlerimi ters yüz etmiş yaşıyordum. Çok sevdiğim bir sanatçının ölümüne kadeh kaldırırken gülebiliyordum artık; ama içim ‘ Bu kalp seni unutur mu?’ diyordu ona...
|
|
490
|
|
|
|
Aptalsın sen dedi seman senin değilmi
Bundan sonra sen nerde ben orda olacağım
Özlediğin yılları sana yaşatacağım |
|
491
|
|
|
|
Kaybetmiş miydi? Gerçekten…
-Hayır, kaybetmedim, kazandıklarım daha fazla!
-Kendimi kazandım, kendi değerimi anladım, yüreğimin nasıl da sevgiyle dolu olduğunu gördüm.
Dedi içsesi.
-Belki de, sorun aşkımı verecek kadar değerli biri ile karşılaşamamam dedi.
|
|
492
|
|
|
|
“Bazen,” dedi içinden “Bazen en iyisidir aşkla pişmek. Ruhun bilinmeyen dehlizlerine ancak onunla varır, onunla aydınlanırsın. Bu gönlüne düşen ilk cemredir. Bilmezsin ki ışığına biraz daha yaklaştın. Oysa sen hala Arafta sanırsın kendini.” |
|
493
|
|
|
|
“Kırk altı yıl, ” diyor arkasından uzatılan mikrofona, biraz utanarak, "Kırk altı yıl dile kolay bir zaman…" |
|
494
|
|
|
|
Dudak büküp sırt dönmelerin olurdu dargınlığı oynarken. Sonra aynada bir çift göz belirirdi.
Unutmuşsun gibi, orada öylece bana bakardı. Karanlığa yaklaştıkça irileşiyor gözbebeklerin. Derinliğine çekiliyor, giderek ufalıyor yansımam. Tutup gazete geriyorum araya küçüldüğümü sanarak. Altta kalır mısın hiç. Elin tarağa uzanıyor, bakışların ise saçlarına doğru kayıveriyor üzerimden.
Sehpaya bırakılan fincan tıkırdıyor da ayılıyorum. Adımlarınla karşı odaya geçiyorum bu kez.
Oda soğuk, üşüyeceksin. Canlandırmak gerekecek sobayı. Olabildiğince bakınıyorum loş ışıkta, göremiyorum. Yer yarıldı içine mi girdin ne, hiçbir yerde yoksun. Sokak lambasının aydınlattığı köşe de boş.
|
|
495
|
|
|
|
Küçüğüm çocuğum bir çoğuna göre
tarfi olmayan ve anlatıldıkça anlam kazanan bir sevdaya merhaba diyormuşum meğer....
|
|
496
|
|
|
|
Bileklerimden akan kan cehenneme kırmızılığını verirken;ben cehennemde müebbet hapise çarptırılıyordum.
Hoşçakal sevgilim,ben biraz tanrının şarabından içmeliyim... |
|
497
|
|
|
|
Hiç Olmamışların Türküsü.
Dünaydın Sevgilim serisi büyüyor. |
|
498
|
|
|
|
aşk eski günlerini özlüyor ve çaresiz olduğu için ağlıyordu. küçük bir çocuğa içini döküp bir parça rahatlamıştı. |
|
499
|
|
|
|
Yalnız Bir adamın,geride bıraktıgı o heycan dolu ve kalp sancılı aşkları anlatır. |
|
500
|
|
|
|
evlilik üzerine altın sözler |
|