|
Anasayfa |
Son
Eklenenler |
Forumlar |
Üyelik |
Yazar
Katýlýmý |
Yazar Kütüphaneleri |
|
|
Murat, Mevlüt, Muzaffer ve Ýsa
Ýsa Kantarcý
Roman > Korku Romaný
Murat, Mevlüt, Muzaffer ve Ýsa
“Ýsa, senin arkandayýz, Murat, Muzaffer ve ben, sen kafaný yorma.”
Balkonda sigara içiyordum öðleden sonra, güneþ var ama serindi hava, yaz bir türlü gelmedi, yaðmur, sel, her þey can sýkýcý. Kadýnlar, kýzlar can sýkýcý, çocuklar þeytan. Güzel, iþe yarar bir þey yok gibi. “Neden geldim hayata, bu ne iþ?” Bir yaþamak derdidir gidiyor. Ne istersem, en elde etmek istersem diþimle týrnaðýmda bir mücadele vermem
[DEVAMI]
|
|
|
• ÝzEdebiyat > Öykü > Çocuk |
121
|
|
|
|
Uyandýðýmda güneþin doðduðunu izledim. Ama kulaðýma
Bir ses geliyordu.O ses |
|
122
|
|
|
|
Onlar bugün bahçede oynuyor. Hava epey soðuk. Ýyi ki rüzgâr yok. Ýkisinin de yanaklarý kýpkýrmýzý. Eðiliyorlar, çabucak toplar yapýyorlar; uzaða atmaya çalýþýyorlar. Buna da çok gülüyorlar. Sonra tekrar eðiliyorlar...
|
|
123
|
|
|
|
Böyle düþünüp yürürken, ilerdeki otlukta bir geyik gördü. Geyik, arada sýrada etrafýna bakýnýp tekrar ot yemeðe baþlýyordu.Geyik, aniden koþmaya baþladý.Ayný anda yan taraftaki çalýlýktan iki kaplan fýrladý. Biraz sonra geyiðin önüne iki kaplan daha çýkýnca geyik dört yandan sarýlmýþtý. Belli kaplanlar geyiði yakalamak için tuzak kurmuþlardý. En iyi savunma hücumdu. Cesur geyik, son bir gayretle ileri atýldý.Kendisine en yakýn kaplana sivri boynuzlarýyla müthiþ
bir kesme vurdu. Kaplan kanlar içinde sýrtüstü yuvarlandý. Hafif yana döndü. Önündeki ikinci kaplana da ayný þekilde vurmak istedi. Fakat tutturamadý. Peþinden gelen diðer kaplanlar da
yetiþmiþti. Geyik, ne kadar kuvvetli olursa olsun, üç tane kaplanla baþ etmesi olanaksýzdý. Kaplanlar, güçlü pençeleriyle vurarak geyiði yere yuvarladýlar ve öldürüp yediler. Daha sonra çekilip gittiler.
|
|
124
|
|
|
|
Çocukluk yýllarý hayatýn en anlamlý en unutulmazlarý arasýndaki yerini her zaman korur. Ýlk öðrendiklerimiz, yalan yanlýþ tecrübelerimiz, kendimizi denemelerimiz hep bu yýllardadýr. Ýlk kavgamýz, ilk isyanýmýz, ilk kendimizi ispatlama gayretlerimiz hep |
|
125
|
|
|
|
(*)Hasan Kallimci Kimdir?1949’da Sarayköy’de (Denizli) doðdu. Masal, hikâye, roman, þiir, mani, tekerleme, bilmece, tiyatro eseri, efsane ve destan gibi edebiyatýn her dalýnda eserler vermiþtir. Gençler ve daha üst yaþtakiler için hikâye roman tiyatro, þiir, araþtýrma dallarýnda (13 kitap) olmak üzere toplam (95) kitap neþretmiþtir. Halen mahallî gazete ve sitelerde de yazýlar yazmaktadýr. |
|
126
|
|
|
|
günümüzde yara olun bir sorunu teme alýp birþeyler karalamaya çalýþtým. ne kadar doðru ne kadar yanlýþ tartýþýlýr ama bence yinede temasý güzel....
|
|
127
|
|
|
|
çocuklarýmýz bizim çocuklarýmýz,onlar daha güzel yaþamalý...onlara en büyük mirasýmýz güzel bir gelecek olmalý... |
|
128
|
|
|
|
Küçük gözlerinden akan yaþlar yanaklarýndan yavaþça süzülürken içini çekiyordu küçük Sabriye. |
|
129
|
|
|
|
tek bir kum tanesinin
ümitsizliðin ayaklarýn altýnda ezilip giden.
Yakasý açýlmadýk acýlarla dans ediyor varlýðýn
Tut ellerimden küçüðüm
Benim de ihtiyacým var sana.
|
|
130
|
|
|
|
Adam vurduðu sineði tutup pencereden atarken düþünüyordu; |
|
131
|
|
|
|
Kimimiz evlat,kimimiz çocuk kimimiz de anne adaylarýyýz.Kutsal analarýmýza ayrýlan bugün tek bugün de olsa onlarý mutlu edelimmi...Ýyiki varým ve bunu anneme borçluyum... |
|
132
|
|
|
|
sýmsýký sarýldý bebeðine
üþüyor ürküyor ve titriyordu
dantel örtünün motif aralarýndan izliyordu herþeyi
|
|
133
|
|
|
|
Küçük bir kýzýn hikayesi. |
|
134
|
|
|
|
Evlerinin önünde kendini oyuna kaptýrmýþken bir araba kornasýyla irkildi. Olduðu yerden doðruldu. Kapýný önünde lüks bir otomobil duruyordu. Nurettin arabadan inenlere ürkek gözlerle baktý bir müddet. |
|
135
|
|
|
|
Bir varmýþ bir yokmuþ. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde. Mine adýnda çok güzel bir
genç kýz yaþarmýþ. Mine’ nin babasý çiftçilikle uðraþýr, evinin geçimini oldukça büyük tarlasýný ekip biçerek temin edermiþ. Mine, ev iþlerinde annesine yardýmcý olur, boþ zamanlarýnda ise, evlerinin önündeki bahçede fesleðen çiçeði yetiþtirirmiþ. Bahçedeki fesleðenlerin kokusu uzaklardan hissedilir ve yüreklerde ferahlýk saðlarmýþ.
Padiþahýn oðlu Þehzade Selim, fýrsat buldukça atýna biner, daðlarda, ovalarda gezermiþ. Günlerden bir gün, yolda giderken, ilerden bir yerden burnuna çok güzel fesleðen kokularý gelmiþ. Ýçinde bir merak uyanmýþ, ‘ Acaba bu kokular nereden geliyor?..’ diye. Kokunun kaynaðýna ulaþmaya karar vermiþ. Gitmiþ…Gitmiþ…Sonunda, bir evin önündeki bahçede fesleðenleri görmüþ. Bakmýþ bahçede güzel bir genç kýz fesleðen topluyor. Kýr atýný bahçenin kenarýna kadar yaklaþtýrmýþ ve kýza seslenmiþ:
|
|
136
|
|
|
|
iki küçük arkadaþýn hikayesi |
|
137
|
|
|
|
...Ama paraþüt yukarý doðru uçmuyordu, aþaðý iniyordu. Bunun üzerine Josef sýcak hava balonuna bindi. O yukarý doðru uçuyordu. Ve onunla yükseldi... |
|
138
|
|
|
|
Ýlk aþkla ilgili çocukca bir yazý. |
|
139
|
|
|
|
Yürekte umut tükenmez, çarpan anne yüreði ise o umut hiç tükenmez... |
|
140
|
|
|
|
Bir çocuðun basit bir hayali gerçekleþecek mi? |
|
|
|