 • İzEdebiyat > Öykü > Anı |
61
|
|
|
|
İnsanın çocukluğunun geçtiği dönem gerek mekan ve gerekse zaman olarak anılar arşivinin belki en güzel bölümünü oluşturur. Onun belleğimizde çocukluk anılarımız canlandığında hemen duygulanırız. Az ya da çok geömişe özlem duyguları sarar tüm benliğimizi. Hatta kimse görmeden bir iki damla gözyaşı bile dökebiliriz, o saf ve kutsal anıların hatırına... |
|
62
|
|
|
|
Çocukluğunuzda yaptığınız yaramazlıkları, annenize söyleyen ispiyoncu kuşlarınız var mıydı? |
|
63
|
|
|
|
İncikköy’den Eskişehir’e taşınacaktık, benim için yeniden dünyaya gelmek gibi bir şeydi bu. Eskişehir Sütlüce semtinde ki bir ara cadde üstünde, dört katlı bir kâgir binada ev tuttuk. Köydeki evden eşyaları bir traktör römorkuna doldurduk, yola çıktık. Yolculuk boyunca ben, römorkun arkasında oturdum, gözüm eşyalarda, içlerinden düşen olursa traktör sürücüsüne seslenip durdurmak için. Eşyalar da elle tutulur bir şey olsalar bari…
|
|
64
|
|
|
|
Hayali cihan değer anılar......... |
|
65
|
|
|
|
Sanayi Devrimi, yaşlı bir kadının hatıraları, bir icat ve yitik bir koca... Tam size göre! |
|
66
|
|
|
|
Sonbahar hüzünlüdür, insanların son baharları da başka hüzünlerle dolu. Rüzgârlar da sert eser, savrulabilirsin de.
Saygılarımla. |
|
67
|
|
|
|
Bu öyküdeki olaylar yaşanmış gerçeklerdir.Şahısların isimleri ise tabii ki değiştirilmiştir... |
|
68
|
|
|
|
Fatma öğretmen beni severdi. Ama Osi o kadar zırlayınca hiçbir şey yapmadan duramazdı. Mecburen beni tahtaya kaldırdı. Bütün sınıfın gözü önünde tırnaklarını kulak mememe geçirdi. Bir daha kimseyle kavga etmeyeceğime yemin ettirdi. Osi’den de özür dilememi istedi. Mecburen her ikisini de yaptım. Öğretmenin keskin tırnakları kulaklarımı delecekti. Olsun ama yine de çok acımadı. Çünkü Fatma öğretmen beni çok severdi. Sadece sınıfa yapılan yaramazlıkların cezasız kalmayacağını göstermek istemişti. |
|
69
|
|
|
|
Deprem anıları acıdır ama... |
|
70
|
|
|
|
Yol uzundu. Nedense hiç bitmiyordu. Kırk dakika bana saatler gibi gelmişti.
Yüzüm gülmüyordu. Her zaman olduğu gibi şimdi şen, şakrak, mutlu değildim. Etrafımda gördüğüm her şey ve hiç kimse, pek hoş, pek güzel gelmiyordu bu sefer bana. Bir umutsuzluk, bir acı bekleyiş vardı yüreğimde. Sanki önümü göremiyordum. Bir saat sonrasının neler getireceğini bilemiyordum. Önsezi yetimi kaybetmiştim sanki. Sadece bekliyordum. |
|
71
|
|
|
|
Rum kızlar acayip güzeldi. Bu arkadaşlığın içinde biraz da bu etken olmuştu. Şimdi, yıllar sonra bunu söyleyebilmek çok kolay. İlk başlarda Rum kızlara yaklaşabilmek için onlarla arkadaşlığımızı kullanmak gibi bir niyetim olmuştu. Sonraları bunu aklımdan geçirdiğim için bile çok utandım. |
|
72
|
|
|
|
İnce Mehmet tüfeğini genellikle cami önündeki meydana gelmeden önce doldurmuş olurdu. Bazen kırk elli kadar çocuk onun etrafını çevirip tüfeği patlatmasını beklerdik. Dolma tüfeğin namlusunu havaya diker, dipçiğini kemerine dayar cami avlusundan gelecek işareti beklerdi. Tüfeği kendi saatine göre değil cami avlusundan gelen işarete göre patlatırdı. Tüfek patlayınca önce kara barut dumanları havaya yükselir, arkasından da gökyüzünden çaput parçaları yağmaya başlardı.
Bir akşam İnce Mehmet dolma tüfeğin barutunu fazla kaçırınca namlu yerinden fırlayıp kundağı parçalamış, adamcağızın eli yaralanmıştı |
|
73
|
|
|
|
Bir yanda gemisiyle,topuyla ve asker sayısıyla bizden kat be kat üstün olan düşman orduları,diğer yanda en önemli silahı göğsündeki imanı ve vatan sevgisi olan Türk Askeri… |
|
74
|
|
|
|
Bireysel olarak 2005 yılında yayınladığım 'Gün Aşımı'
kitabımdan alınan anıdır. Mevcudu kalmamıştır. Kültür
Bakanlığına 2. baskısının yapılması için yazdım, şimdilik
tahsisatımız yok, orjinal Cd'sini gönder, gerekirse ileride
basabiliriz mealinde bir yazı aldım. Şu anda sağlık sorunum
olduğu için yeniden basımı için ilgilenemiyorum. Saygılar. |
|
75
|
|
|
|
Ramazanda iftar çadırları ful şekilde bir hizmet veriyor. Önemli buluyorum yapılan hizmeti fakat hala 20. yüzyılda dünyada toprakları ve kaynakları kendi kendine yetebilen 7 ülkeden biri olduğu söylenen Türkiyenin eğer iyi yöneticeler tarafından yönetilmiş olsa idi bir görenek olmasının dışında o iftar çadırları hiç olmaması gereken yerler olacbilecekti.Umudum bir gün herkesin kendi helal ekmeğini kazandığı bir ülke ve dünya için , hiç bir çocuk aç yatmasın ne olur. |
|
76
|
|
|
|
Sonra içinde yıllardır taşıdığı, daha önce yitirdiği birinin eksikliğini duyumsadı. |
|
77
|
|
|
|
İzmir 1 Nolu Sıkıyönetim Komutanlığı'nda süren davamız nihayet bir karara bağlandı. Hakkımda istenilen 5 yıllık ceza da onaylanmış oldu. Ama avukatlarımız temyize başvurdular. “Sonuçlanması birkaç yıl sürer…” dediler. |
|
78
|
|
|
|
Demekki Sibel, benim hakkımda birçok şeyi biliyordu. Ama ben onun hakkında sadece anlattığı kadarını bilecektim. Zaten böyle olduğu, şoförün adresimi sormadan beni evime getirmesinden de belliydi. Bu durum, benim için o kadar önemli değildi. Sibel’in bu şekilde davranmasında onu haklı kılacak birçok neden olabilirdi. |
|
79
|
|
|
|
Kardeşime attığım iftira sonucu ölümüne sebep olalı yirmi yedi yıl geçti... |
|
80
|
|
|
|
Aziz Nesin’in çabasıyla dilimize çevrilen ve basılan, Salman Rüşti’nin Şeytan Ayetleri kitabından ve doğan tepkilerden haberdardım. Ancak, bunun insanları ateşe vermekte kullanılacağını düşünmemiştim doğrusu. Oysa kısa geçmişte, bir Kahramanmaraş, Çorum olayları vardı ve dinin, insanları nasıl katletmek için nasıl kullanıldığına kendi yaşamımızda da tanık olmuştuk. |
|