• ÝzEdebiyat > Öykü > Kent |
81
|
|
|
|
Mahir daha önce de ziyaret ettiði her halinden belli olan bir kadýna selam verdi.”Emanetleri teslim edeyim geleceðim” dedi. Kadýn Mahir’i tanýmamýþtý. Kime baktýðý bile belli olmuyordu. “Haydi koçum sýrana” dedi. |
|
82
|
|
|
|
hayat gercekten sevgili mi? |
|
83
|
|
|
|
Ufku kapatmýþ dar sokaklar, gözlerin takip etmekte zorlandýðý caddeler, kornalar ve aðýz bozmadan ilerleyemediðiniz yollara sýrt dönüp hür havayý ciðerlere ilk solukta çekebildiðiniz bir yerdir orasý. Rumeli Hisarý ile Anadolu yakasýndaki kardeþini biri birine baðlayan Ýkinci Köprünün altýndan geçip Marmara’ya koþan akýntý; her saniye renklenen ve insana nasýl yaþadýðýný bir saat misali dönen bulutlarýyla hatýrlatan gök tam karþýda durur. |
|
84
|
|
|
|
Ýçinden, ‘’Çok güzel bir gün olacak, bu gün dünden de iyi’’ diye geçirdi. Temel felsefesi oydu. Her gelen yeni günün bir önceki günden daha iyi olacaðýna inanýrdý.
|
|
85
|
|
|
|
Yýl 2002. Aralýk ayýnýn on ikinci günü. Soðuk bir Ankara akþamý. Caddeler insan kalabalýðýyla dolu. Ýnsanlar iþlerinden çýkmýþ evlerine varma telaþýndalar. Orta boylu,orta yaþlý, esmer,býyýklý bir adam eski paltosunun yakalarýný soðuktan korunmak için kaldýrmýþ Mamak Metro Ýstasyonuna doðru dalgýn dalgýn yürüyordu. Elinde bir poþet vardý. Poþetin içinde de yirmi günlük oðluna aldýðý bebek mamasý.
|
|
86
|
|
|
|
Kadýnlarýn gözyaþlarýný saklama þekilleriyle yataktan çýktýktan sonraki giyinme þekilleri arasýndaki benzerlik çarpýcýydý. Her ikisini de arkalarýný dönüp, erkeði yok sayarak yapýyorlardý. Garip bir teþhir yöntemi olmakla birlikte etkisiz olduðunu söylemek benim açýmdan olanaksýzdý.
|
|
87
|
|
|
|
2013 Aðustos’da öldürülen, birbirinden farklý hikayesi olan,26 kadýnýn anýsýna.
Koþuyordum, yaðmurda koþuyordu. Ben yatay, o dikey. Ýkimizin de derdi baþkaydý. O, beni düþünmüyordu ki. Ben, onun farkýndaydým, ýslandýðým için. Gözyaþlarýmýn tuzunun, kendine, karýþtýðýný bilse, bu kadar fütursuzca yaðar mýydý bilmem. |
|
88
|
|
|
|
"Dostum ben o herifi gebertebilirdim. Ýþerken saygýsýzlýða asla müsamaha gösteremem bilirsin."
"Ne gösteremezsin anlamadým?"
"Neyi anlamadýn?"
"Ne göstermediðini anlamadým."
"Dostum göstermediðim bir þey hakkýnda burada neden konuþayým ha? Salak mýyým ben?"
"Ben de onu diyorum dostum. Madem göstermiyorsun neden göstermediðini bize gösteriyorsun?"
|
|
89
|
|
|
|
Elektriðin, yaygýnlaþmaya baþladýðý yýllardan, çocukluk anýlarý. |
|
90
|
|
|
|
Evleri tren istasyonuna yakýndý. Derslerini bitirdiðinde, hikaye kitaplarýný okur ondan da caný sýkýldýðýnda soluðu istasyonda alýrdý. Trenlerin varýþ ve kalkýþ saatleri ezberindeydi. Trenlerin varýþ saatine beþ dakika kala istasyona gelir, salonda oyalanýrdý. Salondaki berber dükkanýný pek severdi. Berberin müþterinin saçýný kesmesini, usturayý masatlamasýný, sabunu köpürtmesini ilgiyle izlerdi.
|
|
91
|
|
|
|
Kokumu yaþadýðýný söylemiþtin hani Gökyüzüne bakýyorum. Gün batmýþ. Ben sokaðý terk etmiþim. |
|
92
|
|
|
|
- Herkese odun geliyor. Herkese kömür geliyor. Herkesin evinde sobasý var. Herkes evinin içini ýsýtýyor.
- Anlamýþsýn ya iþte.
- Onu anladým da, herkes sobalarýný balkona çýkarsa her yer ýsýnmaz mý? Böylece evi ýsýtmaya gerek kalmaz dedi.
|
|
93
|
|
|
|
Hayat çift taraflý madeni para gibi. Bir tarafýnda deðeri yazýyor, diðer tarafýnýn ise deðeri ölçülemiyor. Fiyatý bilinenlerin öyküsü. Rahatlýk içinde yetiþip, hayatý tanýyamayanlarýn. |
|
94
|
|
|
|
Yalanýn kibar ifadesi bahaneydi ve onun bahanesi þu an yanýnda samimi samimi gülümsüyordu. Masada otururlarken çantasý iki kere daha titredi ve son nefesini verdi. |
|
95
|
|
|
|
Ter kokuyordu Yýlmaz topraklardan... Elleri kaplumbaða kabuðu gibi yarýktý, ayaklarý çýplak... Eski giysileri içinde hala neþeliydi.. /
|
|
96
|
|
|
|
Eski Ankara mahellerinden birini düþleyin, ya da Anadolu'dan her hangi bir eski sokaðý... |
|
97
|
|
|
|
Ýstifini hiç bozmadan oturuyor. Kalkýyorum. Onu yerden kucaðýma alýyorum. Baþýný koltuðuma sokup gövdesini sevmeme izin veriyor. Bunu yaparken arka ayaklarýný yürümeye çalýþýyormuþ gibi hareket ettiriyor. Ona dokunurken her seferinde bunu yapmasýndan nefret ediyorum. Kendimi sürekli tecavüz ediyormuþ gibi hissediyorum. O da cüssemden korkuyor ve duruma, ben vazgeçene kadar rýzasýz razý oluyordu. Onu yere býraktýðým anda temas ettiðim her noktasýný diliyle haþin bir titizlikle temizliyordu. Kese atýlmasýna seve seve razý olabileceðini düþünüyordum.
|
|
98
|
|
|
|
Varlýk, yokolacak olandýr insanda. Yokolmayacak bir þeyi varsa o da 'Onur'udur. |
|
99
|
|
|
|
Görmek istediðini görürsün hayatta ve o senin gerçeðin olur. Renkleri gör, iyiyi gör, güzeli gör, aþký gör, sevgiyi gör. Umut fakirin ekmeði deðil, yiðidin zengin menüsüdür. Çiçekleri, gökyüzünü ve aþký unutma. Gerekiyorsa vefasýz sevgilini, adresleri, bir þehri býrak; ama umudu býrakma…
|
|
100
|
|
|
|
Yurdumuzun önemli taihsel dönemecinde; Futbol seyircileri için kutsal bir ayin yeri gibi olan stadyumlardan birinin içine düþürüldüðü durum. |
|