• ÝzEdebiyat > Roman > 1. Bölüm |
81
|
|
|
|
Paris çok güzel, herþey çok güzel ve, ve mutluyum. Ama sanki, yinede bir þey eksik. |
|
82
|
|
|
|
‘Þu elinde tutuðunuz þey büyük bir sýr. Çaðlar boyu nesilden nesile geçerken, bir çok insan ona gözdikti, onu gizledi, kaybetti, çaldý, büyük paralar karþýlýðý satýn alanlar oldu. Tarihdeki en önemli insanlarýn bazýlarý yüzyýllar kadar eski olan bu ‘Sýr’a vakýf olmuþlardý. Eflatun, Galileo, Beethoven, Edison, Cornegie, Enistein ve diðer mucitler, bilim adamlarý ile büyük düþünürler ‘Sir’rý biliyorlardý ve þimdi ‘Sýr’ dünyaya açýlýyor...’ Tanýtým yazýsýyla piyasaya sürülen kitaptan haberdarsanýz bu roman sizin için. |
|
83
|
|
84
|
|
|
|
Ben eve geldiðimde rüzgârýn hýzý artmýþtý. Sýcak gecelerde Kenan Baba, kapýyý ve pencereleri açýk býrakarak yatardý. Gene öyle yapmýþtý ve o yüzden kapý ile pencereler çarpýp duruyordu. |
|
85
|
|
|
|
Ýþte! Halýnýn ortasýna kurulmuþ, kývrýk bir yýlan yatýyor. Siyah zemin üzerinde beyaz bir çizgi baþýndan kuyruðuna kadar uzanýyor. Çizginin her iki yanýnda gri sarý karýþýmý kilimlerdeki baklava desenine benzeyen motifler var. |
|
86
|
|
|
|
Metrodan indiðinde yaðmur hâlâ yaðýyordu. Þemsiyesini açtý ve küçük ama hýzlý adýmlarla yürümeye baþladý. Eve kadar on dakikalýk bir yürüme mesafesi vardý. |
|
87
|
|
|
|
Haklý filan deðilsiniz! Sadece insanlara kolayca bir yafta yapýþtýrýyorsunuz! Düþene gülüyorsunuz; yapmanýz gereken gülmek mi o insaný yerden kaldýrmak mý? Delilerle alay etmekten hoþlanýyorsunuz; bazen de acýyormuþ numarasý yapýyorsunuz! Röntgenciliðe bayýlýyorsunuz! Türk televizyonlarýnda yýllarca rayting rekorlarý kýran “Biri Bizi Gözetliyor” programý deðil miydi? Daha sayabilirim. Yani açtýrmayýn kutuyu söyletmeyin kötüyü… |
|
88
|
|
|
|
Þaziye ablalardan üç ev ötede de, Kýrþehirli siyaset adamý Osman Bölükbaþý'nýn babasýnýn evi vardý. Galiba Bölükbaþý'nýn annesi üveymiþ, öyle duymuþtum. Yaz tatillerinde birkaç kere Bölükbaþý'nýn oðlu Deniz'in dedesini ziyarete geldiðini görmüþtüm. Deniz, bizim akranýmýz olmasýna raðmen bizimle konuþmazdý, mahalleden arkadaþý da yoktu. Bazen caddeye çýkýp tek baþýna oyalanýr ya da oynardý. Biz uzaktan bakardýk ona; yanýna gidip de arkadaþlýk teklif etmekten çekinirdik. |
|
89
|
|
|
|
Bundan tam 6 yýl önce sen hayatýma girdin. Benim kardeþim ve en çokta senin kardeþin sayesinde tanýdým seni. Tanýdýðým günede þükrediyorum. Ýyi ki tanýmýþým seni. Sen benim için en anlamlý 3 harfli birisin ELA. |
|
90
|
|
|
|
"Ýnsan bu çaðda bile ne kadar yalnýzlaþýrsa yalnýzlaþsýn kulunu doðru yola
sokmak için mutlaka bir mekanizmasý vardýr" dedi Engin.
"Meknizma demek ha..." dedi Nihal.
"Sence nasýl bir mekanizma bu?... Yani hepimizin peþinde bir melek mi var..."
Sevcan bu sohbetten fazlasý ile sýkýlmýþtý.Konuyu deðiþtirmek için
Nihal'in tabaðýndaki yemeði bitirmediðini görerek atýldý.
"Nihal, daha tabaðýndaki yemeði bitirmemiþsin.Výr,výr konuþuyorsun.
Yeter artýk! bu aðýr felsefi konulardan sýkýldým ama..."
Engin Sevcan'ýn sýkýldýðýna umursamadan Nihal'e cevabýný verdi.
"Evet bence olabilir ama sadece melekler yoktur çevremizde þaytanlarda olabilir"
dedi. |
|
91
|
|
|
|
Çevreme aldýrmadýðým, tamamen kendime dönük olduðum, beynimin ve ruhumun sýký alýþtýrmalarla eðitilmeye çalýþýldýðý bir dönemdi bu. |
|
92
|
|
|
|
Aþþe Ana esmer, uzun boylu, korku nedir bilmeyen bir kadýn. Ölümüne az bir zaman kalýncaya kadar hep at sýrtýnda gördüm onu. Zaten bizim burada ata binen tek kadýn oydu. |
|
93
|
|
94
|
|
|
|
Iþýklý panoda numarasý yanan hasta doktor odasýna giriyor, birkaç dakika durup çýkýyordu. Öyle ki bazýlarýnýn içeride kalma süresi sadece iki dakikaydý. Oturma yerleri o nedenle boþalýyordu. Yan yana dizili dört koltuktan en baþtaki boþalmýþtý. Ýki yaþlý bayanýn ortasýnda genç bir bayan oturuyordu. Eli yüzü düzgün, oldukça güzel bir kadýndý. Durmadan konuþuyordu ve söylediklerini ben de çok iyi duyuyordum. |
|
95
|
|
|
|
Bana mutluluk veren, rahatlatan bir karanlýk, koyu karanlýk. Çok hoþuma gitti. Eðer körlerin içinde bulunduðu karanlýk da böyleyse, onlar gerçekten çok þanslý insanlarmýþ. |
|
96
|
|
|
|
...Olup bitmesi gereken bir süreç uzadýkça uzuyor ve baþ edemeyeceðim boyutlar kazanýyordu. Artýk ilerlemeye çalýþtýðým yoldan eskisi kadar emin olamýyordum, ... |
|
97
|
|
|
|
Güneþ doðana ve þehir hareketlenene kadar orada duruyoruz. |
|
98
|
|
|
|
'Ýdeal tutkusu sendromu' yaþýyorum. Çocukluðumdan beri çizgisinde büyük deðiþiklikler olmadan geliþen ideallerim ve kendim için seçtiðim bir kimlik var. ... |
|
99
|
|
|
|
Ýçerideki manzara herkesi þaþýrttý. Doktor yataðýnda sýrt üstü cansýz yatýyordu. Ayaðýnda eþofman altý vardý, üstü çýplaktý ve kalbinin olduðu yerde kesici bir aletle yapýlmýþ iþaret dikkat çekiyordu. |
|
100
|
|
|
|
Geceleri karanlýkta kenefe gidip ihtiyaç görebilmek için yanýna mutlaka bir lamba ya da fener almak gerekiyor. Çocuklar üþendikleri ve karanlýktan korktuklarý için, onlara bu konuda hoþgörü gösterilebiliyor. Onlar geceleri ihtiyaçlarýný evin arkasýnda giderebilirler. |
|