• ÝzEdebiyat > Deneme > Toplum |
161
|
|
|
|
Günümüzde toplumsal yara olarak gördüðüm ve sezinlediðim eþlerin geçinemeyip yapmýþ olduklarý ayrýlýklarda ; kaynana gelin kavgalarýnýn baþ aktör olduðuna inandýðým için bu yazýyý yazma gereðini duydum... |
|
162
|
|
|
|
Gençlerimiz özellikle de genç kýzlarýmýz tamamen suni ve sanal bir alemin girdabýndalar.Durumlarý gerçekten vahim ve S.O.S alarmý veriyor! |
|
163
|
|
|
|
Ne güzel þarkýydý o öyle, çocukluk zamanlarýmýzda ''Sevinin küçükler övünün büyükler 23 Nisan kutlu olsun.'' Çocuklar, umut dolu yarýnlarýmýz, istikbalimiz bizim. Çocuklar belki yirmi yirmi beþ sene sonrasýnýn önemli mevkilerde ki kadýn ve erkek þahsiyetleri... Kiþilikleri ne kadar saðlam olursa ülkelerinin geleceði de o derece saðlam olacaktýr... |
|
164
|
|
|
|
Ýktidar kayýðýnda iken saltanat kayýðýnýn hayalleri kurulur belki ama en son binilecek kayýk
‘’ Ýmam’ýn Kayýðý’’ dýr. |
|
165
|
|
|
|
Köylü çocuklarý sigara bulamadýklarý için aðaç yosunu, mýsýr püskülü ve kuru yapraklarý gazete kaðýdýna sarýp sigara gibi içtiklerini anlatýrlar. Büyüdüðüm kasabanýn yarýsýndan fazlasý tütüncülükle geçindiði için bizler tütün sýkýntýsý çekmezdik. Sigara kâðýdý bulmak zordu. Paketle satýlan sigaralar bulamadýðýmýz zaman gazete kâðýdýna sarýlmýþ tütün içerdik. Tütün sarmak için gazete kâðýdý kullanmýþsanýz bilirsiniz. Tütün sarmak için hiç uygun deðildir. Ýðrençtir ve tütün deðil kâðýdýn kendisi genzinizi yakar. Gözlerinizden sicim gibi yaþ getirir. |
|
166
|
|
|
|
Bu yazýnýn büyük bir bölümü, darbe giriþimin ertesindeki Pazar günü yazýldý. Öyküye dayalý yazýlarýmý bir hafta kadar bekletir, olgunlaþtýktan sonra sitelere asardým. Bu yazýmý da, “Yanýlgýya düþebilirim,” olasýlýðýný da göz önünde tutarak bir hafta sonraya erteledim. |
|
167
|
|
|
|
Sezgi, hayat boyu helezonlar çizerek yürüdüðümüz yola býraktýðýmýz iþaretlerin, gerek gördüðümüzde bulunduðumuz yerden bakarak okunmasýdýr. Genellikle iþaret olarak ekmek kýrýntýlarý kullandýðýmýzdan okuma güçlüðü yaþarýz. Çünkü içimizdeki kuþlar, býraktýðýmýz bu kýrýntýlar sayesinde yaþar.
Bazýlarýmýz en baþýndan itibaren iþaret olarak çakýl taþlarý kullanmýþtýr.
Onlar sezgileri güçlü ve fakat yalnýzdýrlar.
|
|
168
|
|
|
|
Sevmek ve deðer vermek. Yalnýzca iyi olduðu için, sevgiyi iyiliði barýndýrdýðý için, çýkarsýz, beklentisiz, yürekten ve samimice. Sevmek, Ýnsaný sevmek. Tüm güzelliklerin insaný sevmekle baþlayacaðýný bilmek. Ýnsaný, gerçek insaný sevmek. |
|
169
|
|
|
|
Mudurnu þivesiyle yazýlmýþtýr. |
|
170
|
|
|
|
-Doðruyu söyleyin doktor bey, durumu nasýl?
-Üzgünüz benliðiniz çok derinlerde kalmýþ ,kurtarmak çok zor.Ama biraz daha baþkalarý yerine kendinizi dinlerseniz belki kurtarabiliriz. |
|
171
|
|
|
|
Yaðmuru Cennet, baharý rahmet kokan vatanýma Siirt daðlarýnda yedi Mehmetciðimiz gözünü kýrpmadan canýný vermiþtir. O gece yaðmur yaðmamýþtý semadan. Yedi Mehmetciðim yýldýzlarý giyinip vatan için siper oldular kör kurþunlara..O gece, üzerlerine yaðmurlarý giyinip yýldýzlarý ördüler al bayraðýmýza. Zifiri karanlýðý gözlerindeki vatan aþkýyla aydýnlatýp al kanlarýyla nice cicekler ektiler kurak topraðýmýza. Dudaklarýna bir yudum vuslat þerbetini deðdirip adlarýný Þehitlik mertebesine yazdýrdýlar. O gece, yaðmur deðil; yýldýzlar yaðmýþtý topraða.
|
|
172
|
|
|
|
Bugün yaþamakta olduklarýmýz ve yakýn bir dönemde yaþayacak olduðumuzdan þüphe duymadýðýmýz; insanýn yýkýmýna, kýyýmýna yönelmiþ genel gidiþatýmýz bizi acil olarak bir zeminde buluþmaya zorunlu kýlýyor. Özellikle yaþadýðýmýz kültürel coðrafyanýn görmezden gelinmesi imkânsýz iradi teslimiyetçiliði; hýzlý devrimlerin, aþaðýlamalarýn, yok farz etmelerin üstesinden gelemeyeceði ve bu sebeple her þeyden önce anlaþýlmaya ve kabullenilmese bile, insanlýk adýna geleceðe yönelik daha iyiyi hedefleyenler için, en azýndan kendisini tanýmaya mecbur býrakýyor bizi. |
|
173
|
|
|
|
"Laiklik" kelimesi, Ýngilizce "secularism" kelimesinin tercümesidir. Kelime aslen alem ya da dünya anlamýna gelen ve kilesinin karþýlýðý olarak kullanýlan Latince "saeculum" kelimesinden türemiþtir. "secular" kavramýnýn kullanýmý, ilkin 1648'de imzalanan Vestfalya anlaþmasý -Avrupa'da ki en uzun din savaþýný bitiren anlaþma- ve çaðdaþ laik devlet ortaya ilk çýkýþýyla birlikte gündeme gelmiþtir. Kilise mallarýnýn, dini olmayan yöneticilere yani sivil medeni devletin yöneticilerine devri anlamýnda "laikleþtirilmesi"ne iþaret etmek üzere kullanýlmýþtýr. Kelimenin anlamýný, laikliði "insanýn durumunun düzeltilmesinin, ret ya da kabul anlamýnda inanç meselesine dokunulmaksýzýn maddi yollarla çözülebileceðinin mümkün olduðuna inanmak" olarak tanýmlayan Jhon Holioc'un (1817-1906) elinde geniþlemiþtir. |
|
174
|
|
175
|
|
|
|
Ýnsanlýk ölmüþ , ama insanlar farkýnda bile deðil bir ölünün içinde yaþadýklarýnýn ... Atakan Korkmaz |
|
176
|
|
|
|
Yalnýzlýk üzerine bir kaç kelam vesselam |
|
177
|
|
|
|
Siz siz olun; gitmek istemediðiniz hiçbir yere ille de gitmek için kendinizi zorlamayýn. Zorla giderseniz, gittiðiniz yere zaten yakýþmazsýnýz. Pembe üstüne kýrmýzý giymiþ gibi, sýrýtýrsýnýz. |
|
178
|
|
|
|
Senin beni görmezden gelmen, benim yok olduðum anlamýna gelmez.
Benim seni aramam, senin vazgeçilmez olduðun anlamýna hiç gelmez.
***
Sana bakýþým, ona benzediðin içindir.
Köþe-bucak kaçýyorsun ya, neden, niçindir?
|
|
179
|
|
|
|
Aradaki fark sadece insan eti yememek ama insan ölüleri üzerinde baþka bir þey yemek mi?
|
|
180
|
|
|
|
Ben iyiyim. Guþlar gibiyim. Hani ganadým olsa, sanki uçuverecem. |
|