• ÝzEdebiyat > Deneme > Sanat |
121
|
|
|
|
Bir eser meydana getirirken ve özellikle de eser uzun bir zaman sürecinden beri akýlda bir taslak olarak taþýnmýþ ise , tarz ve türde kararsýzlýklar meydana gelebilmektedir.
"Söyleyecek Sözü Az Olan Adam " hakkýnda , nihayet karar verebildim.Tiyatro eseridir.Üç perdedir . Felsefi ve absürd yapýdadýr . Zaman , mekan , insan , aþk ve seçme özgürgürlüðümüz gerçekten var mý ? Var yada yok ise , bunun günlük yaþam diye yaþadýðýmýz vasatta yeri nedir ? Ve hatta resmin dýþýna çýkýp bütün bunlarý sorgulamak bu kompozisyonun neresinde yer alýr yada almaz ? Bir de bütün bunlar mümkün olan en az söz ile anlatilabilir mi ? Anlatýlýrsa bir þeye faydasý var mý ? Yada günlük hayatýmýzda bir þey deðiþtir mi ? Bu eser taslaðýnýn konusudur .
Bundan sonrasý , belirli kompozisyon ve repliklerin oluþmasý , derlenmesi , ara boþluklarýn doldurulmasý , son gözden geçirme ve bitiþ þeklinde olacak .
Derleme aþamasýnda , ilham ile yazýlan esgizleri yayýmlayacaðým ve daima " Deneme - sanat " kümesinde bulunacaklar .
Okuyan ve yorumlayanlara deðerli yönlendirmeleri için önceden , þimdiden ve daima teþekkür ederim . Sevgi ve saygý ile .. |
|
122
|
|
|
|
Bir yolcudur þiir; yolculuktur. Yürür kendinden öteye. .. |
|
123
|
|
|
|
Söze, yaþamanýn da bir sanat olduðunu söyleyerek baþlamak istiyorum. Ýyi yaþayabilmek, mutlu olabilmek, baþarýyý yakalayabilmek de bir sanat. Ýnsan hep güzele meyillidir, güzeli keþfetmeyi, güzele ulaþmayý özler. |
|
124
|
|
|
|
Yakup Fýrat, Üstat Said Nursi’nin ifade ettiði gibi þöhreti hep “zehirli bal” olarak gördü ve tatmadý.
Popülarite, makam, mevki gibi konularda kafa yormadý Yakup Fýrat.
Bu tür konulara kafa yoranlara gülümseyerek, yanýk ve davudi sesiyle sazýn teline dokunarak seslendi;
“Aldanmayýn aldanmayýn
Bu dünyaya aldanmayýn
Ölüm bizden uzak deðil
Seraplara aldanmayýn” dedi… |
|
125
|
|
|
|
Bütün kadýnlardan tablo yapýlabilir biri hariç. O da kim midir? Tabi ki yontulup þekillendirilen ve bir resme monte edilebilen taþ gibi kadýndýr. Bir resme baþladýðýnýzda dikkat edin, kompozisyonuzda kadýn figürü olacak kiþi, mutluysa eðer sýradan pozlar verir ve boyayý taþýrýr. Kadýný mutsuz et ki, tabloya heyecan ve renk katsýn. Böyle olmazsa kadýn katýlaþýr, taþlaþýr. O zaman resme bir figür olarak deðil, bir motif olarak katýlýr. |
|
126
|
|
|
|
Hz. Âdem’le dünya macerasý baþlayan insanoðlunun duygularýný ifade etme ihtiyacý da o zaman baþ göstermiþtir. Þiirin bilinmeyen tarihini ta oraya kadar indirebiliriz. Fakat bahsettiðimiz þey, bugünkü anlamda olgun bir þiir deðildir. Neticede duygularýn bir çeþit dýþa yansýmasýdýr. Ýnsan nesli bugüne kadar geçen serüveni içinde duygu, bilgi ve görgü bakýmýndan olgunlaþtýkça þiir de onunla paralel olarak olgunlaþmýþtýr. Ýster iptidai, ister modern olsun; þiirin her çaðda ve her toplumda varlýðýný sürdürdüðünü görüyoruz. Zira þiir, kiþinin kendini ifade etme þeklidir. Üstelik özün özüdür þiir… Bir ihtiyaçtýr ayný zamanda…
|
|
127
|
|
|
|
" Neyimize zamaný kalbinden vurmak? Bu daðlarý bizler yaratmadýk " |
|
128
|
|
|
|
Þiir yazýlý ifade sanatýdýr ki üreten akýllý ve yaratýcý bir kiþidir sanatçý. Eðer yaratýcýlýðýmýzý bir köþeye koyar var olanla yetinirsek asla bir adým ileri gidemeyeceðimiz gibi geçmiþin etkisinden kurtulmak için gayret göstermezsek, býrakýn ileriyi, geri adým marþ der dururuz. Ýþ bu halken yaptýðýmýza sanat denir mi, demekten kendimi alamýyorum açýkçasý. Kesinlikle vakit kendimizle yüzleþme zamanýdýr, zira taklitten öteye gidemiyorsak kendimizi þair-yazar olarak görmemeliyiz. |
|
129
|
|
|
|
...Çünkü doðayý anlamak için bilim ve teknolojiyi, felsefeyi kullanýrýz ancak sanat daha çok ifade biçimidir. |
|
130
|
|
|
|
Fantastik edebiyata iliþkin düþündüklerim... |
|
131
|
|
|
|
'Maneviyat, Ýslam, Türklük, Hümanizm, Vicdan, Ahlâk ... gibi kavramlarýn sonsuz deðerinin ve öneminin muhafaza edilmesi kesinlikle doðru ve gereklidir. Öncelikle, bu kavramlarý menfaatleri için kötüye kullananlarda, çarpýtanlarda, saygýsýzlýk yapanlarda mevcut olan deðersizlik her insan tarafýndan fark edilmelidir. Tüm Dünya'da deðerlere (iyi niyetli her kavrama) saygý duyulmasý ve muhafaza edilmesi dileklerimle...'
Dualarýmýz bitmesin... |
|
132
|
|
|
|
Neden böyle bir baþlýk attým sizce?
Çünkü Tiyatro denilince akla Ýzmir, Ýzmir denilince akla tiyatro gelsin diye.. |
|
133
|
|
|
|
En incelikli yazýnsal yaratýlar yaratýcýsýnýn bilinçsel adlandýrmalarýný beraberinde taþýr
, aslolan okurun bu tanýmlandýrmayý kendi içsel süzgecinden nasýl geçirdiðidir.Elekten geçen yorum paragraflarýný ,seçilecek eleþtiri oklarýný, hissedilecek konularý yazýnsal düþüncenin döngüsel dýþavurumunu kamçýlayacak olan iki yazarýn içinde barýndýrdýðý hýrs,yetkinlik,yaþanmýþlýk,bilinç ufku,gözlemi,kavgasý ve tarafýdýr. |
|
134
|
|
|
|
“Zihinde tasarlanan ve gerçekleþmesi özlenen þey, düþ, hayal, hülya… Duyu organlarýnýn dýþtan algýladýðý bir nesnenin bilince yansýyan benzeri, hayal, imaj…”(TDK Sözlüðü) olarak tanýmlanýyor imge… Þiirdeki imgeyi, sözcüklerin sýnýrlarýný zorlamak olarak da ifade edilebiliriz kanaatimce… Zira imgelerle sözcüklere, sýnýrlarý zorlayan anlamlar yüklüyoruz. Kelimelerin günlük kullanýmlarýnýn çok dýþýna çýkýyoruz imgelerde. Bir çeþit ‘yeniden adlandýrma ve anlamlandýrma’ da diyebiliriz imgeye… Kelimelerin doðal sýnýrlarý zorlayarak yeni anlamlar doðurmasý… Sözcüklerin çaðrýþým sýnýrlarýnýn zorlanmasý…
|
|
135
|
|
|
|
Ebru,ebruli gülüþlerin suda renk olup kâðýda yansýmasýdýr. Ebru, her haresi, her kývrýmý güzelliðe aþina ve aþiyan olan bir iklim. Bazen bir elifin dik duruþu, bazen bir vavýn kul oluþudur ebru.
|
|
136
|
|
|
|
Þiirin toplumumuzdaki yeri |
|
137
|
|
138
|
|
|
|
...en güzeli deniz gibidir ÞÝÝR....
|
|
139
|
|
|
|
Kalbin derinlerine saplanýr bu býçak...Kanlar damlamaya baþlar yavaþ yavaþ...Yerler kan olur...Zemindeki saf beyazlýðýn yerini kanýn kýrmýzýsý alýr...Kan kurudukça çýkmasý zorlaþýr... Ýþte sanatýn kalbine saplanan býçakta böyle döktü kaný yere ve sanatýn beyazý kýrmýzýya dönüþtü... |
|
140
|
|
|
|
Bir sanat adamýydý.Sanat yapmak erkeklerin iþidir,derdi.Kadýnlar taklitten ileri geçemez diye eklerdi. |
|