|
 • İzEdebiyat > Deneme > Doğa ve Dünya |
21
|
|
|
|
Ben, Âdem... Yaratılmış ilk insan... Daire artık tamamlanmak üzere. Kim olduğunu hatırlamanın artık zamanıdır. Şimdi kendine gel ve söyleyeceklerime kulak ver... |
|
22
|
|
|
|
Ya ben; Kendini iyi kalpli, sevecen, tatlı dilli tanıyan kadın. ‘’Hiçbir sokak çocuğunun olmadığı bir ülkede yaşamak uğruna, bu ayrıcalıklı güzelliklerden vazgeçer miydin?’’ Diye sorsalar. Ne derdim ? |
|
23
|
|
|
|
Hayatı anlamlandırmak biraz da kendimizi anlamlandırmakla alakalı galiba...Nasıl bakıyoruz hayata ya da hangi renk gözlükleri kullanıyoruz bu mana keşşaflığına soyunurken? |
|
24
|
|
|
|
İlk canlı olan hücrenin oluşabilmesi nasıl mümkün olabiliyorsa, her bir canlı türünün atası olan canlının da müstakil olarak ve de aniden varlık sahnesine çıkabilmesi, mantıki açıdan o derece mümkündür. |
|
25
|
|
|
|
Kendi doğasına müdahale eden bir insan yaşam hakkını kaybetmeye mahkumdur.Ag
|
|
26
|
|
|
|
Yalnızlık paylaşılamayacak kadar yetersiz ve doyulmayacak kadar dolu bir tutkudur. |
|
27
|
|
|
|
Atatürk, hilafetten cumhuriyete geçişimiz, Ankara'nın Başkent ilan edilmesi, Kurtuluş Savaşımız Dünyada, 20. asırda özgürlüklere kapı açmış, yankı yapmıştır. Bir ilçe görünümünde olan Ankara'nın kısa zamanda çağdaş, mega bir kente dönüşmesi de Türk toplumunun övüneceği en büyük başarısıdar. Saygılarımla. |
|
28
|
|
|
|
Geriye dönüp baktığımız zaman bazen yaşananlara kendimizde inanmıyoruz. Kişinin kendini bilmesi kadar
Erdem olmaz. Bilmezse bet bereket olmaz, uyum olmazsa
devlet olmaz. Bu yazıda gecekonduculardan da bahsettik.
Tanıtım yazımda da kısaca Devletten bahsetmek istiyorum.
89 Yıldır savaşa girmedik, oysa 1945 yılının Almanyasında
taş taş üstünde kalmamıştı. Hacı Ömer Sabancı da sıfırdan
buralara geldi. Türkiyeyi Almanya ve Hacı Ömer Sabancı'yı
ölçü alarak, varın siz kıyaslayın. İş çalışmaktan açılmışken
Ülkede 300.000 sahte emekli olduğunu, ben söylemiyorum
İlgili Bakan, Sayın Yaşar Okuyan söylemişti. |
|
29
|
|
|
|
Malatya’da hasat vakti dedin miydi, bil ki kayısılar meyveye durmuştur…
Kayısının hasat vaktinde Malatya’da buram buram kayısı kokar, kükürt kokar, ter kokar işçinin el-kol emeği kokar…
Kayısının hasat vaktinde Malatya’da, Malatyalılar kayısı bahçelerindedirler. Yalnız Malatyalılar değil, civar ilerden gelen çalışanlar da kayısı bahçelerinde yatıp kalkarlar.
Dedim ya, allı,-şallı, şalvarlı kız kızandan tut, pirifâniden, delikanlısına kadar Malatya’da her yaş ve boyda kaysı bahçelerinde çalışanlar için iş vardır, aş vardır, ekmek vardır, emek vardır.
Malatya’da hasat vakti dedin miydi; Malatya’nın semalarında kükürt kokar, ter kokar, sevgi kokar, muhabbet kokar, aş kokar ve aşk kokar…
Malatya’da hasat vakti dedin miydi, bil ki Malatya’da kayısı vardır, iş vardır, para vardır, şenlik vardır, esinlik vardır…
Malatya’da hasat vakti; bereket ve rızk toplama vaktidir…
|
|
30
|
|
|
|
Japonya'da yaşanan büyük deprem görüntüleri korkuttu. Ve gerçekte tüm insanlara ölümü ve ahireti hatırlattı. Özellikle son yıllarda dünyada sık sık mal ve can kaybıyla sonuçlanan doğal afetler gerçekleşiyor. Depremler, yanardağ patlamaları, seller, yangınlar kısa bir süre içinde canlıları yok ediyor ve büyük hasarlara yol açıyor.
|
|
31
|
|
|
|
Bir şarkı çalınmakta bir yerlerden...
“do re mi fa sol la si do…”
Sesim çirkin de olsa ne güzel eşlik ediyorum; dinle bak, duyuyor musun?
|
|
32
|
|
|
|
Son olarak ben diyorum ki,
"Hey güzel insanlar, yüreği sevgi dolu, sımsıcak insanlar. Uzatın ellerinizi. Size çok ihtiyacımız var. Bizi yalnız bırakmayın. Hiçbir yerde Nükleer Santral kurulmasın. Ne olur uzatın ellerinizi. Bizi sakın unutmayın.." |
|
33
|
|
|
|
Doğayı sevmek, kendimizi sevmekten öte birşey değil ta kendisidir. Çocuğunu seven bir insanın ona doğa sevgisi aşılamaktan daha büyük bir miras bırakamayacağından eminim. |
|
34
|
|
|
|
“Çınar” sözcüğü sizlere neleri hatırlatır? Tevfik Fikret’in “Çınar” adlı şirini mi?
Tevfik Fikret, ne murat etmişti bu şiirde bilmem ama bizim Orduzu’daki çınarı her gördüğümde, gayrı ihtiyarı Tevfik Fikret’in o meşhur “Çınar” adlı şiirin bazı mısraları dilime dolarım; “Enli, boylu, vakûr. /eğilmemiş, mağrûr/ Koca bir gövde; belki altı asır,/Belki ondan da fazla, dalgın, ağır,/Kaygısız bir ömür sürüp gelmiş;”…
Aslında şimdi; “Söyle ey çınar… Seni kim şimdi bağlayıp saracak?” yerine “Söyle ey Şevket… Senin gözyaşlarını şimdi kim silecek?” diyerek bir köşeye çekilip gizli gizli ağlayasım geldi…
|
|
35
|
|
|
|
Bence 2011 yılı, “kıyam yılı” olarak ilan edilmeli.
Zira dünya halkları kıyama geçti…
Yıllardır kendisinden olmayanlar tarafından yönetilen, sömürülen, aç bırakılan, ezilen ve hakları ellerinden alınan dünya halkları ellerinden alınan haklarının iadesi için kıyama durdular.
İlk ateş, ilk kıvılcım Tunus’ta çıktı ve kısa sürede yangına dönüşüp Zeynelabidin bin Ali diktasını devirdi.
Sonra Tunus’taki kıvılcım bütün Ortadoğu’ya yayılmaya başladı.
|
|
36
|
|
|
|
Siz yoksunuz diye ben,
Zalimlikten azad ettim nisanı.
Aslında yakışyor da zalim olmak nisana.
|
|
37
|
|
|
|
kaç bahar tükettin ömrüm yaşamak uğruna derken, neler götürdü bizden baharlar... |
|
38
|
|
|
|
Asıl şelale burada ama bilen yok. |
|
39
|
|
|
|
Hayat kêlamsızlaştırır. Bu yüzden, hissetmek yeni tanrıdır. |
|
40
|
|
|
|