 • İzEdebiyat > Deneme > İlişkiler |
241
|
|
|
|
Borges, Shakespeare'in kendi içinde aslında hiç kimse olmadığından bahseder. Oyunculuk kariyerinin başlamasının ardında yatan tek neden ise diğer insanların "hiç kimse" olduğunu anlamasınlar diye "başka birisiymiş gibi yapma" alışkanlığını geliştirmesidir, ona göre. |
|
242
|
|
|
|
Sen gittin…
Giderken benden aldıklarınla kendine kaleler yaptın, bana ait onlar bile diyemedim, bilirsin hiçbir zaman hayır demek yoktu sana…
Ben hala hatırlıyorum seni, gözlerin gülüşün ve sesin, öyle bir ses ki kilometreceler uzağına koşarak beni getiren ve hayal kırıklığım.
|
|
243
|
|
|
|
Tökezlediğimiz her taşın altında bir minicik uçuç böceği size bakıyor merakla ve hiç bitmiyor bu döngü.Görmek, anlamak ve sevmek...Budur yaşamın özü.
|
|
244
|
|
|
|
Birine ait ve ya sahip olmak cümlesinin çok çirkin olduğunda karar kılıyorum. ama sahipmişim gibi yaşıyorum, aitmişim gibi tapıyorum. |
|
245
|
|
|
|
Bir yürek bu kadar eşit bölünebilir miydi, dolunay bir daha hiç görünmemecesine tutulabilir miydi, seninle onun arasına giren gece beni daha ne kadar düşündürebilirdi. Kendi içimde, kendime kalan son kara parçasının üzerinde düşünüyorum şimdi olan biten |
|
246
|
|
|
|
Lamartine, 'Göl' şiirinde ne güzel anlatmış içindeki fırtınayı! Cansızlardan - dağdan, taştan, dereden, esen rüzgardan- mı hatırlamalarını umacağız yaşanan aşkları? |
|
247
|
|
|
|
bazen gerçekleri kendimize bile söyleyemediğimiz anlar olur ve cevaplayamadığımız sorular?peki kim verebilir bu soruların cevabını?artık öyle bir insan var mı hayatımızda? |
|
248
|
|
|
|
O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer. Korkulacak bir yanı yoktur aşkların... insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer.
O kadar da çekilmez olmazdı yalnızlıklar, son umut ışığı da sönmemiş olsaydı eğer.
Sen gittikten sonra yalnız kalacağım.
Yalnız kalmaktan korkmuyorum da,
ya, canım ellerini tutmak isterse...
Evet sevgili,
Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu,
Kim uzanmak isterdi ince parmaklarına,
Mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa
tanıklık etmiş olmasalardı eğer!
Ne güzel demiş Can Yücel. Allah rahmet eylesin.
Kimileri sürekli gitmek istiyor..Sevse de sevmese de .. En mutlu olduğu insanların yanında bile olsa hep gidesi oluyor. Birşeyler sürekli dürtüyor. Bence gitmek istedikleri aslında memnun olmadıkları kendileri.. Kendilerinden kaçamadıkları için herşeyden sıkılıyorlar.
|
|
249
|
|
|
|
Kapıyı kapattığımda yoksun. Perdeleri örttüğümde varlığın da bana dışta kalır. Yüzümü sana döndüğümde karşımdasın, yüzümü çevirdiğimde yoksun. Sırtımı dönüp gidersem, arkamda bir gölge, kendimi sana döndüğümde önümdesin. Bir hareketimle seni yok sayarım. |
|
250
|
|
|
|
Sevgi sonunda yanmayı getirir!.. Beğeni ise sonunda kaçmayı!.
Tanıştığın “sonluğun” kendisiyle, göze göze gelmenin farkındalığıyla sev beni...
Ne Leyla gibi, ne de Şirin gibi... |
|
251
|
|
|
|
aldanmak güzeldir, iman insanı aldatılmaya daha müsait hale getirir, çünkü çevresine hep iyilikle bakar, elinden, dilinden iyilik hasıl olur, insanın kötülükle yoğrulmadığına inanır, ta ki kalbi ile dili farklı söyleyenlerle karşılaşıncaya değin |
|
252
|
|
|
|
Zaman duvarlardan sıvaları koparır gibi insanları da söküp atmakta hayatından. Sabırla, tek tek taşlarını dizdiğin duvarları yıkmaya çalışmaktasın artık. İnsan dünyada en kompleks varlık iken yetmemekte sana. Arzudan arzuya, duygudan duyguya atlatmakta seni. Sanki ip atlatır gibi. |
|
253
|
|
|
|
ve gitmek zamanının ertelenmiş halidir susmak… |
|
254
|
|
|
|
Evli erkekler! Bakın size ne di’ce’m: Evlilikte mutluluğunuzu artırarak devam ettirmenin sırlarını; eşinizin sizi ilk günki gibi büyük bir aşkla sevmesini sağlamanın ve daha da önemlisi eşinizi mutlu etmenin yollarını öğrenmek ister misiniz? |
|
255
|
|
|
|
Kaç kalp onardım bir pişmanlık cümlesiyle.
Kaç pişmanlık cümlesi, onardı kalbimi bilemezsiniz.
Onarmanın ötesinde bir kalp inşa eder bir cümle
bazen, kırdığı gibi.
|
|
256
|
|
|
|
Bakarsınız duygularınız halen sımsıcacık, hüzünler ise daha bir dibine çöker, acılar demlenir, lime lime olur yaşanmışlıklarda tüm beden, pıhtı pıhtı koyulaşır sevdalar; karışır kana, dolaşır ayağa, kocaman bir sarmaşık misali gövdeyi sarar usul usul.
|
|
257
|
|
|
|
Bazı günler, dün akşam ne yemiştik, bugün günlerden neydi, ayın kaçıydı hatta biz hangi aydaydık yahu! gibi utanası sorular soran bizler, nedense iç dünyamızın günlüğünü tutmaya gelince hafıza profesörü kesiliriz. Hele canımızı yakan olayları mumyalamakta üstümüze yok. Öyle arada bir de değil sık sık geçmişe döner bizi rahatsız eden neyse o karede takılır kalırız. Sebep olanı da taşlarız, haşlarız sonra başlarız dövünmeye, sövmeye. Aslında ne çok ihtiyacı vardır ruhumuzun sevmeye ve sevilmeye. |
|
258
|
|
259
|
|
|
|
Seni okşayan ellerin yanında sanki bileti kesilen garip bir yolcuyum. Seni severlerken başka gözler ve eller korkular, kaygılar otobüsünün içindeyim. Kimdir bu üçüncü kişiler? Sen ve ben aralığında özgür bir ülke bırakırken, kimdir o ülkelere girip talan edenler? Bir elin parmaklarının diğer elin parmaklarının içine girmesi gibi kimdir bizimle bu kadar içli dışlı olanlar? Kimdir aşk apartmanımızın asansörüne bindiğimizde bizimle beraber binen ve inen? Üçüncü kişiler akan bir renge benzer, karışır diğer renklere. |
|
260
|
|
|
|
İnsanları anlamaya çalışırken, Ego ile Özbenlik devreye girer, tatlı bir münakaşa hatta yılların hesaplaşması başlar, sonunda ne olur dersiniz? |
|