 • İzEdebiyat > Deneme > İlişkiler |
401
|
|
|
|
borsası tabana vurmuş bir ülkenin yalnızlık resimleri olup gecenin en yarısında gizli gizli kentlerin duvarlarına asıalcağım |
|
402
|
|
|
|
Kadın okuyucularım lütfen kızmasın bu yazıma...Ama bu bir gerçek!..Zor beğeniyoruz, değil mi? |
|
403
|
|
|
|
Herşey bir kenara yığıldı artık. Sonbahar’ı kucaklayan bir yağmur dinletisinde düşlerimi tırnaklıyor bu ayrılık. Şehir suskun. Ve dışında ışıklarını yollara çizen bir ressam gibi tüketiyor bendeki beni bu yalnızlık.... |
|
404
|
|
|
|
Bakiyorum cevremdeki yasantilara uzaktan. Hep aldatilan kadinlarin hikayesi var. Hep erkeklerin nasil sevmesi gerektigini, asklari icin kadinlarin neleri feda ettiklerini ve hep erkeklerin zalimlikleri karsisinda nasil sevip te kaybettiklerinden bahsediyorlar. Bu yazilip cizilenlere inanmiyorum. |
|
405
|
|
|
|
"sen elmayı seviyorsun diye, elmanın da seni sevmesi şart mı?" değil elbet! unutulan birşey var burda: buradaki elmanın asla "tam" olmadığı... |
|
406
|
|
|
|
“Sen hiç ben oldun mu?” diye sordu adama... Ortak son...ölümü birlikte oynayacaklardı...Tek merak ettiği bu sona hiç bu kadar yakın olup olmadığıydı... Ölüm, belkide sadece korkusu, onu çelişkilerin, nedenlerin ve acıların uzağına çekebilmişti |
|
407
|
|
|
|
Bir kadının ; Erkeğe duyduğu ihtiyacın fazlası , kadını oyuncak yapar,
Bir Erkeğin ; Kadına duyduğu ihtiyacın fazlası da erkeği oyuncak yapar ... Atakan Korkmaz |
|
408
|
|
409
|
|
|
|
Hayır beni üzdüğün için değil. Hayır yalan söylediğin için değil. Hayır hemen yeni sevişmelere, sevişlere, öpüşmelere koştuğun için de değil. Hani birlikte çektirdiğimiz bir resim vardı ya, hani fotoğrafçının camekanında duran. |
|
410
|
|
411
|
|
|
|
Üç beş kitap okuyarak kendilerini entellektüel zanneden,dudak büken,yüz ekşiten beyaz yumurta kafalılara hiç ama hiç benzemezler. |
|
412
|
|
|
|
Günün başlangıcı iyi ki doğmuşum diye başlarken, nereden geldi aklıma bilmem tüm bu düşüncelerle haşır neşir olduktan sonra gayri ihtiyari tereddütleniverdi.
“İyi ki doğdum mu acaba?”
|
|
413
|
|
|
|
Dünyanın tüm servetinin, sadece %1 nüfüsunda bulunduğunu söylüyor radyo. Sadece bunu söyleyip susmuş gibi. Kocaman bir sessizlik, ardından yayılan dalgalar gibi aklıma, durdurulamayan savaşları getiriyor. Tüm bunlar, koca evrende, bir iğne deliği kadar olmayan biz için büyük değildir de nedir ? |
|
414
|
|
|
|
Karaladığım kelimelere uyakladım seni, satırlarımın ünlemi oldun,soru işaretlerine yamaladım seni, kocaman bir kasırga iken şimdi kücüçük bir depremsin yüreğimde, artcıları ev yıkmayan, can almayan.
|
|
415
|
|
|
|
Bunları hak etmedin küçüğüm ve yemin ediyorum, başın dik kavuşacağız tekrar. |
|
416
|
|
|
|
Seni Seviyorum ve Özür dilerim diyebilmek... |
|
417
|
|
|
|
Ben Sana Hayat Dedim Sevgili |
|
418
|
|
|
|
Her sabahın kimilerine göre erken, kimilerine göreyse geç uyanışları vardır... Göz kapakları kendilerine gelene kadar geçen sürede gecenin bir yarısı başlamış bir düşün kırıntıları görülür. Karın boşluğundan yayılan tuhaf seslerin adıdır açlık. Özellikle |
|
419
|
|
|
|
"Bazen hayat suyu kesik musluk gibi oluyor..Aç kapa defalarca aç tıss yok.. Bekle dur birgün tekrar akacak diye, ama su yolunu çoktan değiştirmiş, sen orada susuzlukla paslanıyorsun.. Yine öfke doluyum haksızlıklara, duyarsızlıklara, yine fırtınalarda savruluyorum..Ve yine kendimi adresini arayan bir mektup yazarken buluyorum.."
|
|
420
|
|
|
|
Aşık bir kadın ve aşkı tanıyamayan bir adam üzerine... |
|