• ÝzEdebiyat > Deneme > Yaþam |
421
|
|
|
|
Buradan herkes mutlu, herkes kaygýsýz… Bense, bilinmeyen bir meçhule yolculukta, biraz korku dolu, biraz endiþe… |
|
422
|
|
|
|
Beyin planladýðý intiharlardan sað çýkmayý nasýl baþarýyorsa. yüreðinde diplere çakýlmasý olasý... |
|
423
|
|
|
|
Simyacý’yý mý okudun?
Yaþlý teyzeler gibi gözlüðün üstünden bakmasana bana! |
|
424
|
|
|
|
"Kaybedeceðini bile bile neden mücadele ediyorsun dedi,öleceðini bile bile neden yaþadýðýný unutmuþtu.O an...Bozmadým."
Özdemir Asaf |
|
425
|
|
|
|
Her fani bir gün bu suret âleminden hakikat âlemi olan ahrete göç edip gidecektir. “Ýnna lillahi ve inna ileyhi raciun (Biz Allah’a aidiz ve (yine) O’na döneceðiz)”(Bakara 156) ayeti de bu gerçeði bütün çýplaklýðýyla gözler önüne seriyor, en büyük tonda kulaklarýmýza haykýrýyor. Fakat basiret nazarlarý felç olmuþ, duyma yetisini kaybetmiþ kiþiler bunu görmekte ve duymakta acizlik gösteriyorlar. Yanýmýzda ve yakýnýmýzda yaþanan her ölüm, kulaklarýmýza bir þeyler fýsýldýyor, fýsýltý ne kelime, haykýrýyor. Bazýlarý bu sese kulak týkýyor. |
|
426
|
|
|
|
Neden yaþam þartlarý yüreðimize ve sevgimize bu kadar acýmasýzca sýnýrlar çizdi. Neden o sýnýrlarý aþmak için çaba göstermek yerine daha da kastýk kendimizi. Ve neden günden güne ömürlerimizin sonuna yaklaþýrken bu kadar uzak kalýyoruz birbirimizden... |
|
427
|
|
|
|
Bir kere daha gördüm ki, dünyanýn en güzel ülkesini üzerinde yaþayan pek de küçümsenemeyecek sayýdaki sakinleri (!) bir açýkhava akýl hastanesine çevirmeye baþlamýþlar bile çoktan. |
|
428
|
|
|
|
Dünyada iki harften oluþan yer adlarý bir elin parmaklarýndan daha da azdýr.Hemþehrilerimiz sanki farklýlýklarýnýn niþaný olsun diye bu adý koymuþlar þehirlerine. |
|
429
|
|
|
|
Gönül ister ki, her bayramýmýzý, miili veya dinî diye ayýrmadan, bir görev anlayýþý ile deðil; gönülden yürekten kutlayalým. Ziyaret edemezsek bile, telefon açýp kendi sesimizle, yüreðimizin titreþimleri ile birbirimizin bayramlarýný kutlayalým. |
|
430
|
|
|
|
mutlak her insan kadar yarým hesaplar býrakacaðým gerimde ve her insan bende yarým hesaplar býrakacak...
|
|
431
|
|
|
|
Çok eskilerden hatýrladýðým bir ilkokul þarkýsýdýr eminim ilkokul sýralarýnda birçoðunuzda söylemiþsinizdir, þöyle sözleri ''Ordaa bir köy var uzakta, o köy bizim köyümüzdür, gitmesek de görmesek de o köy bizim köyümüzdür. tralalalala laaa tralalalal laaaa'' diye devam eder gider. Belki bu ülkenin birçok yerini daha görme fýrsatýmýz olamadýysa da, görmedik diye de o vatan topraklarýný sevmemezlik edemeyiz. Ýmkânlar elverdiði ölçüde gitmek istediðim ancak bir fýrsat bulup da gidemediðim yerlerin üzüntüsünü hala duyarým yüreðimde bir yerlerde...
|
|
432
|
|
|
|
Yaþ kemale erince, eskisi gibi hýzlý adýmlarla yürüyemiyorsunuz, merdivenleri çýkarken zorlanýyorsunuz. Belki aðýr bir þeyler kaldýramýyorsunuz... Zaman zaman kalbiniz, zaman zaman mideniz size kötü þakalar yapýyor. Kimi zaman çok iyi bildiðiniz þeyleri unutuyorsunuz... Alzheimer baþlangýcý baþlýyor... Kýsaca zaman daraldýkça, siz de darlanýyorsunuz, daha da darlanacaksýnýz belli ki... |
|
433
|
|
|
|
Bagirmalar, silah sesleri ve beraberinde gelen sessizlik kendini gostermisti. Anlamistim, sabah olmustu yine. Vatikan ve papaligin yikilmasindan sadece iki hafta gecmis, beraberinde tum Dunya’da once ibadet yerleri daha sonra hukumetler birer birer silahli saldirilara ugramis ve patlatilmaya baslamisti. |
|
434
|
|
|
|
Duygusallýk, cahiliye toplumunda iyi insanlara has beðenilen bir özellik olarak görülür. Oysa duygusallýk, en önemli özelliklerden biri olan ’aklý’ tamamen devreden çýkarýr, kiþiyi tutkularýna, öfke ve zaaflarýna göre yaþamaya yönlendirir. |
|
435
|
|
|
|
Maviþim, can dostum, büyükçe bir kafeste hemcinsleri ile ilk gördüðüm an ona çoktan kaným kaynamýþtý bile.
|
|
436
|
|
|
|
derdin ki ne güzel kokuyorsun. ben güzel kokular sürünüp yanýna her geliþimde, sen dünyamý egzoz dumanýyla doldururdun. çekip giderdin, bagajýna doldururdun gitme deyiþlerimi. git deyiþlerimi þimdi plakan yaptým arkana taktým. yolun açýk git sevgili. sana birlikte el sallayacaðým yeni bir sevgili buldum. þunu unutma sevgili el sallayan herkesin bir eli boþtadýr. þimdi o elim doldu sevgili.
|
|
437
|
|
|
|
Sigaramdan çektiðim her nefes hayata adanmýþlýklarýma bir vedadýr aslýnda… |
|
438
|
|
|
|
Çocuk olmak, hayat aðacýnýn dalýna sýkýca tutunabilmektir. Düþeceðini hesaba katmadan o aðaçta keyfince salýnabilmektir belki de… Geçmiþten geleceðe uzanan, yokuþlarýn nefesleri kesmediði düz bir güzergahta yola revan olmaktýr çocukluk….
|
|
439
|
|
|
|
Yapayalnýzsýn! Dört duvar arasý bir pencereli küçük bir odada. Kilitli kapýlar ardýndasýn. Sen ve sana bakan duvarlarý seyredip aðlayacaksýn. Uzaklardan, ta uzaktan kopup geldin. Ana, baba, sýla ve yardan ayrýldýn. Artýk garip bir kuþsun bu gurbet odasýnda. Kanadý kýrýlmýþ, mecali kalmamýþ yaralý bir kuþ… Baðrýna “gurbet” adlý hançer saplanmýþ. Çekip çýkarmaya yetmez ki gücün… Ýstanbul’la aranda sýra sýra sarp, geçit vermez, üzerleri karlý, baþlarý efkârlý, dumanlý daðlar var. Bu daðlarýn ismi de “gurbet”. Artýk geriye dönüþün yok. Þimdi tek hakiki arkadaþýn; yalnýzlýk ve gözyaþlarýn… |
|
440
|
|
|
|
Aþaðýdaki satýrlarý parmaklarýmdan döküldüðü gibi gönderiyorum. Üzerinde hiç düzeltme yapmadan, hiç oynamadan gönderiyorum. Aklýmdan parmaklarýma fýþkýran ne varsa yazacaðým. Biliyorum, yazdýkça içimdeki birikmiþ huzursuzluk harflerin ýþýltýsýyla uçup gidecek. Biliyorum, yazdýkça kuþlar gibi kanatlanacaðým. Biliyorum, yazdýkça kendime biraz daha yaklaþacaðým. Bu bana msn mesajlarý dizisi biçiminde gelen hoþ bir mektuba yanýt mektubudur. O mektup ne kadar içtense, bu yazýnýn da o kadar içten olmasý dileðiyle. |
|