• ÝzEdebiyat > Deneme > Yaþam |
561
|
|
|
|
Okuman lazým....Buraya bir þey yazmak istemiyorum yaaaa! |
|
562
|
|
|
|
Sudan çýkmýþ küçük kara bir balýktý. |
|
563
|
|
|
|
Çok sevdiðin biri ölür ya bazen, hani aslýnda yakýndýr ama uzaktýr artýk, yani hep seninledir ama hiç seninle deðildir, hani her zaman hissedersin ama duyamazsýn sesini ya artýk, hani ölür ama anýlarýyla yaþar ya, iþte o gidenin ardýndan; |
|
564
|
|
|
|
Tüm duygular tek merkezlidir ve her duygu bir diðerini tamamlar, |
|
565
|
|
|
|
Ýnanan insanýn taþýdýðý güzel ahlak özelliklerinden en önemlisi baðýþlayýcý olmaktýr. Sevgi dünyanýn en etkili silahýdýr. Baðýþlamak, o silahýn emniyet mandalý gibidir. Baðýþlayýcý olunduðunda o silahý kullanmak için artýk hiçbir engel kalmaz. |
|
566
|
|
|
|
Sýrça kavanozlarýnda yüreðimizin yeni acýlar biriktirmeye gönüllü olma vaktidir… |
|
567
|
|
|
|
O, Öyle alýmlý bir peri ki billûr tebesümdür elinde bardak, dilinde söz. Konuþsa çaðýl çaðýl, sussa ipek tül; ne farkeder adý gül yahut betül. Suyun berraklýðý kýskanýr saflýðýný. Çayýn buðusu imenir gözlerindeki neme. Harfler adýný yazarken erir sulara. Gözler, hasret hasretinden uykulara. Gülde haset, lâlede gam nedeni; incecik dal gibi asil bedeni. Bir efsane ikliminden gümüþ kanatlý atlara binip gelmiþ. Gönülleri ýlgar eylemiþ sevda daðlarýna. Ferhat’ýn külüngünde seda, Mecnun gönlünde gada olmuþ. Leyla ki leyller eline su dökemez.
|
|
568
|
|
|
|
yeni ayapýlan bir deneme þekli... |
|
569
|
|
|
|
Siz etkin olmaya devam edin. Ben sadece, oturup izlemek istiyorum tüm edilgenliðimle….
Ýþte bu nedenle; saçmalýyorum! Ýtirazý olan var mý?
Sanmýyorum… Pek çok þey elimizden kayýp giderken, tükenmenin eþiðine gelmiþken itiraz etmeyen sizler mi itiraz edeceksiniz? Yok, daha neler….
|
|
570
|
|
|
|
Ýstanbul’u gezmenin bir âdâbý olduðu gibi, okumanýn da bir âdâbý vardýr. Çünkü ömür kýsa, okunacak eser çoktur. Seçici olmak, zaman israfýnýn önüne geçmede en etkili yöntemdir. Bunun için de kiþinin (okurun) ilgilerini, hobilerini, zevklerini, dünyayý algýlayýþýný bilmek gerekir ki, en etkili yöntemi için iþin uzmanlarý tavsiyelerinde isabet oranýný yükseklere taþýyabilsinler. |
|
571
|
|
|
|
mutluluk resmini çizebileceðimiz bir biçim deðil,
deðil mi Abidin? |
|
572
|
|
|
|
Kendimle hesaplaþmalarým... |
|
573
|
|
574
|
|
|
|
Yaþam ýrmaðý gürül, gürül hýzla kopürdeyerek akarken, bizler kýsýr bir döngü içerisinde kendi hapishanemize kendimizi mahkum etmiþsek ; buna da yaþamak diyorsak, kendimizi kandýrmýyormuyuz acaba ? |
|
575
|
|
|
|
el deðmemiþ umutlarýn suskun geliþini bekliyorum...saklanýyorum.. |
|
576
|
|
|
|
Aklýmdan geçen birkaç þey. |
|
577
|
|
|
|
Kadýn sever zaten renkleri!
Ama renklerini ondan calmazsan ADAM! |
|
578
|
|
|
|
Hiç bitmeyecek gibi gelen uzuun tren yolculuklarý vardý hayatýmda. Bir þehirden baþka bir þehire deðil bir yürekten baþka bir yüreðe hiç deðildi...sadece istasyondan ayrýlma vakitleriydi... |
|
579
|
|
580
|
|
|
|
Hâlâ sorunlarý ve anlayamadýklarý vardýr elbette. Olacaktýr da yaþam sürdükçe. Ýnsan beyninin kötümser olduðu düþünülenlere göre yüzde onu, iyimserlere göre yüzde yirmi beþi etkindir. Hangi oraný ölçü alýrsak alalým, geride büyük bir oran vardýr ve yapabileceklerini beklemektedir. Yapabileceklerini düþünmek, düþünürken bile baþ döndürücüdür. |
|