• ÝzEdebiyat > Deneme > Yaþam |
41
|
|
42
|
|
|
|
Ne zaman ki umut çýkar içimizden bizde dünyadan çýkarýz. Çünkü dünya umut üzerine kuruludur. Umutsuzu kabul etmez dünya. Sakýn acýmasýz demeyin dünyaya, tam tersi acýdýðýndan bu umut isteði. |
|
43
|
|
|
|
Sarýyer Altýnkum'da Askeri bir birliðin hemen yanýnda aile plajý olarak iþletilen yer hafta içi yalnýzca kadýnlara ait olmuþ. |
|
44
|
|
|
|
...Aslýnda anlatmak istediðim, insan söz konusuysa deneylerin çok iþe yarayacaðýný düþünmek gerçekçi deðil.... |
|
45
|
|
|
|
...Sarýlýp birbirlerine keyifle aðladýlar; adamýn topladýðý üzümleri takýp oltanýn ucuna kýrmýzý balýklar yakaladýlar… |
|
46
|
|
|
|
Tv’de sinema kanallarýný gezerken tesadüfen rastladým Heidi filmine..
Bizim çocukluk-gençlik dönemimizin çizgi filmini sinemaya uyarlanmýþ olarak
Ýzledim..
Ýzledim çünkü o filmlerde kalan ve artýk ulaþýlmasý hayal olan duygularý
ve mutlu sonlarý, o muazzam sevinçleri yeniden hatýrlamak, onlara olan özlemlerimi
bir nebze gidermek adýna oturup izledim.. |
|
47
|
|
|
|
Varlýða inancýnýz ve anlama dair arayýþýnýzýn hiç bitmemesi dileðiyle. Huzursuz kalýn, akýlsýz kalmayýn. |
|
48
|
|
|
|
Yazý yazmak bazýlarý için bir zulüm iken, bazýlarý için de bir tutkudur. Sözgelimi kalemle barýþýk olmayan ve sýkça not tutmasý zorunlu olan bir üniversite öðrencisi için yazý yazmak zulüm ile eþdeðerdir. Ancak iaþesini yazdýðý yazýlarla ve eserlerle saðlayan bir yazar için yazmak bir tutkudur.
Yine yazdýðý yazýlar ve eserler yüz binlerce okur tarafýndan okunan yazarlar için de yazmak bir tutkudur.
|
|
49
|
|
|
|
Þimdi çaresizlikler içindeyiz ikimiz de. Ne onun hali var bir selam vermeye ne de benim… Orhan Veli’nin dediði gibi: “…anlatamýyoruz”. Ne o suskunluðunun nedenini anlatabiliyor ne de ben… |
|
50
|
|
|
|
Sorgulanmýþ, hatta çok fazla sorgulanmýþ bir baþlýk. Sonrasý gürültülü sessizlik. Aðýr yük olmuþ sükünet ile terbiye edilmiþ insan. Belki öyle veya deðil. Sorular çok fazla ve cevaplar yetersiz. |
|
51
|
|
|
|
baþýmýza gelen, bir an olsun unutmamamýz gereken olaylardan ders çýkarmaktan neden uzak kalmayý tercih ediyoruz? |
|
52
|
|
|
|
Bir Carrefour hatýrasý tadýnda... Fakat çok daha fazlasý var baktýðýnda... |
|
53
|
|
|
|
Belki çok farklý olmazdý demek için, barýþ adýna baharý kucaklamak için, çocuklarýn uçurtmalarýnda rüzgar kalabilmek için, insanlarýn bir gününe sýðmayan umutlarýnda, o sýmsýký kapanan avuçlarýnda kalan bir tebessüm olmak için umut olurdu , kendimi bunca senelere raðmen anlatamamak. |
|
54
|
|
|
|
Ses, fiziki bir olaydýr. Titreþimle oluþur ve bu titreþimi enerjiye dönüþtürür.
Ses, çeþitli frekansta dalgalar ile havada yol alýrken ayrý ayrý frekansta insan kulaðýna gelir; bazen hoþ, bazen nahoþ! |
|
55
|
|
|
|
Soru sormaktan vazgeçtiðimiz gün “kendimiz” olmaktan çýktýðýmýz gündür. Yaþamýn akýþýna, olup bitene, kendine dair sorular sordukça “ayakta” kalýr insan.
|
|
56
|
|
|
|
“ Geleceðinizi berbat etmemesi için, konuþmanýzý bir parça düzeltin.” Shakespeare
|
|
57
|
|
|
|
insanlar, geçirmekte olduklarý zaman zarfýnda yaþamlarýnda olumsuz etkiler yaratacaðýný bildiði eksilerinden neden uzak kalmayý tercih ediyorlar? |
|
58
|
|
|
|
Ýç dünyamýzda neler oluyor? |
|
59
|
|
|
|
Hayatýmýzdaki en önemli þeylerin bir anda yok olup gittiðini görmenin acýsýndan kaçýmýz kurtulacaðýz? Yalnýzca bizim için çok önemli olan insanlardan deðil, düþüncelerimiz ve düþlerimizden de söz ediyorum. Bir gün, bir hafta, birkaç yýl daha dayanabiliriz, ama eninde sonunda yitirmeye yazgýlýyýz. Bedenimiz sað kalýr, ama ruhumuz er geç ölümcül darbeyi yer... En kusursuz cinayet budur. Yaþama sevincimizi kimlerin öldürdüðünü, bunu hangi güdüyle yaptýklarýný, suçlularýn nerede bulunacaðýný bilemeyiz. (Paulo Coelho) |
|
60
|
|
|
|
Realite, sonraki yaþam ve olasý konuþmalarý içeren küçük bir deneme |
|