• ÝzEdebiyat > Deneme > Yaþam |
1001
|
|
|
|
Çalýþmakta en zorlandýðým, þekeri fazla olduðunda hiçte þeker olmayan þeker gibi müdürüm M. Vedat Eren'in anýsýna...
gözlerimde yaþlar, sýcak sýcak anýlarým ve piþmanlýklarým var... |
|
1002
|
|
|
|
Ölüm gerçeði ve yakýn birinin kaybý üzerine duyglanýmlar... |
|
1003
|
|
|
|
mutluluk yalnýzken de kendine yetebilmektir..:) |
|
1004
|
|
|
|
Hayat hakkýnda, doðumdan öncesi ve ölümden sonrasý hakkýnda nerdeyse herþeyi bildiðini düþünen insanoðlunun, var olduðundan beri “acýtan, üzen, kýrýp döken” yaþamý olmasý ilginçtir. Bu kadar çok þey biliyorsak neden acýyý sonlandýrmýyoruz? |
|
1005
|
|
|
|
Mümbit yürek tarlasýný yýllarca ekip biçen usta bir bahçývandýr öðretmen… O ki tipide, boranda ve kýþta elinden tutup selamet sahiline çýkarýr körpe bedenleri. Aþsýzlara aþ, umutsuzlara umut, huzursuzlara huzur olur en zor zamanlarda. Bir meþale gibi ýþýk saçar bütün karanlýklara. Tohumu fidan, fidaný aðaç yapar öðretmen… Bir aslan gibi kükreyerek atýlýr kör cehaletin üzerine. Dört mevsim solmaz onun, bahçelerimizi süsleyen gonca gülü…
|
|
1006
|
|
1007
|
|
|
|
"Çocuklar bakýn bu orman þiirini Âþýk Veysel ÞATIROÐLU yazmýþ diyorum. Boþ boþ bakýyorlar. Sonra elimle "Saz" canlandýrmasý yaparak, hani diyorum kör, saz çalýyor ya o iþte. Buðra hemen atlýyor; evet öðretmenim yetenek sizsinizdeki adam di mi?"
|
|
1008
|
|
|
|
Ellerim yanýyor yüreðime deðemeyen ellerim aðlýyor.... |
|
1009
|
|
|
|
Daldan dala sýçramalar... Akvaryumlar, balýklar, okyanuslar..
Maskeliler, maskesizler... Onlar ve biz; garipler...
Sözde aydýnlar,yozlaþmýþlýklar ve herþeye raðmen taptazeliði ile
yaþanmayý bekleyen hayat... |
|
1010
|
|
|
|
Çevremizdeki kýymetli insanlar ve bize kazandýrdýklarý |
|
1011
|
|
|
|
Üþüyorum ben. Sanki çýplaðým. Sanki korunmasýzým. Sanki ben, ben deðilim. Sanki anlamsýz her þey. Dost kuytumu arýyorum böyle zamanlarda. Beraber aðlayabilirim onunla. Anlamasa da benimle aðlar, beni sarar, ýsýtýr dost kuytum. |
|
1012
|
|
|
|
Ýçine kapanýk ve depresyon sýnýrlarýnda gezilen bir vakitte, kendini ortaya atývermiþ bir yazý... |
|
1013
|
|
|
|
Sen dikili çiçeklerin esiri, ne bilirsin ki ezilen toprakta bir çiçeði yeþertmeyi… Sen çýkmaz yollarýn adamý... |
|
1014
|
|
|
|
Benim gibi her duyguyu ya da algýyý bir koku, bir nota ya da bir renkle kodlama meraký olanlar bilirler. Her mevsimin bir rengi, bir kokusu ve ritmi vardýr. O koku, renk ve ritm mevsimin ruhunu tanýmlar. Ve o ruh insaný kendi doðasýna uygun sarýp sarmalar. |
|
1015
|
|
|
|
Herkesin herþeye bir zaafý vardýr diye düþünür kendime aradýðým zaaflar içinde en çok kadýnlarý naif bulur, kendimi bu yalana alýþtýrýr ardýndan bundan inanýlmaz haz alýrdým. |
|
1016
|
|
|
|
Ayakkabýcý, çocuðun þaþkýn bakýþlarý arasýnda dükkana girdi. Ýçerdeki raflar, onun beðendiði modelin aynýsýyla doluydu. Ama adam, vitrinde olaný çýkarttý. Bir tabure alýp döndükten sonra, çocuðu oturtup yeni ayakkabýsýný giydirdi. Ve çýkarttýðý eskiyi göstererek..... |
|
1017
|
|
|
|
Ne para iþterim ne baþka bir þey
Karýn tokluðunada çalýþýrým
Gözlerine bakayým yeter |
|
1018
|
|
|
|
Nasýl olurda havalar benim moralime karar verir, bir türlü anlayamam. Hele bir de kiþiliðimi yönlendirdiklerinde, artýk bir “dur” deme zamanýnýn geldiðini fark ederim... ama... diyemem. Tutsaðý olmuþ bir þekilde havalarýn, buluttan parmaklýklara sarýlarak bakarým hayata, kendime... Her an deðiþebilen anlýk moralime... |
|
1019
|
|
|
|
Kim bu içimde ki baðýran! |
|
1020
|
|