• ÝzEdebiyat > Deneme > Yaþam |
1721
|
|
|
|
Karamsarlýk, yaþam kaygýsý ve hasret olgularý üzerine yazýlmýþ anlýk bir yazý ... |
|
1722
|
|
|
|
biliyorum iþin aslýný da gözlerimi gerçeðe kapatýveriyorum sanki gözlerim kapalý olsa da hiç hissetmeyecekmiþim gibi |
|
1723
|
|
|
|
Bu tip insanlarda kiþilik problemi olduðunu düþünüyorum…
Ýnsanlara tepeden bakabiliyor bu tip insanlar,
Hor görebiliyorlar.
Oysa sadece farklý bir topraða gidip geri dönüyorlar.
Ve unutuyorlar yeryüzü her yerde aynýdýr; ama insanlarý farklýdýr… |
|
1724
|
|
|
|
Denedim... Halbuki ben alýþkýndým... |
|
1725
|
|
|
|
Okumak... Dinler gibi okumak. Okurken, anlam yüklü cümlelerin altýný çizenlerimiz vardýr. Bir kitapta anlamlý cümleleri çizerken fark ettim, aslýnda o satýrlarda, benim içimdeki açýða çýkmamýþ gücün altýný çiziyordu. Ýki buçuk sene öncede, hâlâ bugünde. Ý |
|
1726
|
|
|
|
daha çok “ben” olmadan gitmeliyim… |
|
1727
|
|
|
|
Sýrf tesellim olsun diye sana seni öylesine sevdim diyebilirdim.. |
|
1728
|
|
|
|
Ýþte bana göre dönüm noktasý sayýlan bir dönem bu dizinin ekrana gelmesi ile baþladý.
DALLAS adlý bu dizi cam renklenmeden hayatýmýza büyük bir renk katmaya baþlamýþtý bile.
Zamanlama mükemmeldi. Çok sonralarý anlaþýlacaktý ki; korkularý olan ümitsiz Türk halkýna bu filmi sunmak hedefi 12’den vurmak gibi bir þeydi.
|
|
1729
|
|
|
|
Dünle bugün arasýndaki en büyük fark güneþle olan kavgamýzdaki üstünlük. Ya o beni kafama ýslak sünger koymadan baðladýðý elektrotlarla idam koltuðunda ölmeme korkusu hissettirir, ya da ben bulutlarýn aðýrlýðýyla atarým onu penceremin önünden görünmezliðe... |
|
1730
|
|
|
|
Namaz kýlarak, makineleþerek, el öperek, yalnýz, etek yalayarak, ölerek, seviþerek, bakire, yalnýz, gülerek, samimi |
|
1731
|
|
|
|
Gelin, görün, bilin ki; her aðlayanýn göz yaþýný silmek adalet deðil. Her aðlayan ayný görünse de, hiçbir aðlama ayný deðil.. |
|
1732
|
|
1733
|
|
|
|
acýlarýn en büyüðü bu olsa gerek.caným babam sana bir daha hiç sarýlamayacaðým....
--
|
|
1734
|
|
1735
|
|
|
|
Cesaretle yüzer misiniz sonsuza dek? |
|
1736
|
|
|
|
Açýk kýrmýzý bir kan sýzdý bacaklarýndan. Acýdý caný. Can acýsýndan çok, damlayan kaný için acýdý. Açýk ve sýcak kanýna inat, bulanýk ve soðuk yüreðine düþtü acý. Acýdý acýnmadan hiç, ardýnda acýmtrak bir hayalet býrakarak. (Çýð)lýk(sýz) a(kar)ken (kan)ý, yok(oldu)! Ay, tam tutuldu o zaman. |
|
1737
|
|
|
|
istediðim sadece bir bardak þekersiz çay ve sessizlik idi o sabah.. |
|
1738
|
|
|
|
Hayatta karar vermemiz beklenen onca gereksizlikten sonra doðru bir karara çaðrýdýr bu yazým. |
|
1739
|
|
|
|
Nasýl baþlarsýnýz ki bunu anlatmaya? Suskunluðun boyut deðiþtirdiði, bambaþka bir hesaplaþmanýn ürünüdür içsel yalnýzlýðýmýz... Kimsesiz bir çokluk duygusu ile birlikte, yokluk benzeri bir varlýk çeliþkisinin, onmaz yaralarýdýr, dimaðýmýzda açýlan.
- En |
|
1740
|
|
|
|
çok yazdýðýmý düþünürken bunun acaba bir boþalma mý olduðunu düþündüm. Biriktirdiklerimizin dýþavurumu olmalý dedim. |
|