|
Anasayfa |
Son
Eklenenler |
Forumlar |
Üyelik |
Yazar
Katýlýmý |
Yazar Kütüphaneleri |
|
|
Murat, Mevlüt, Muzaffer ve Ýsa
Ýsa Kantarcý
Roman > Korku Romaný
Murat, Mevlüt, Muzaffer ve Ýsa
“Ýsa, senin arkandayýz, Murat, Muzaffer ve ben, sen kafaný yorma.”
Balkonda sigara içiyordum öðleden sonra, güneþ var ama serindi hava, yaz bir türlü gelmedi, yaðmur, sel, her þey can sýkýcý. Kadýnlar, kýzlar can sýkýcý, çocuklar þeytan. Güzel, iþe yarar bir þey yok gibi. “Neden geldim hayata, bu ne iþ?” Bir yaþamak derdidir gidiyor. Ne istersem, en elde etmek istersem diþimle týrnaðýmda bir mücadele vermem
[DEVAMI]
|
|
|
• ÝzEdebiyat > Deneme > Yaþam |
1941
|
|
|
|
Siz akýllýlar! ! !
Bakmayýn öyle garipçe yüzüme! Benim bayramým deli sevgilerimdir. |
|
1942
|
|
1943
|
|
|
|
Zor gelmez elbet bir isim verebilmek hayata. Týpký doðduðun günün bir anlamý ve paylaþýmlara açýk bir ismi sahiplendiði gibi. Hayat aslýnda insana gereken ismi çoktan vermiþ olur zamana yenik konumlamalarýnda..... |
|
1944
|
|
|
|
...lýk....lik....lok....luk...kurallarý.... |
|
1945
|
|
|
|
Soðuk yaðmurlu havalarda,
Islak bir sokak kedisi gibi eve girdiðimizde,
Burnumuzda tüten,
Çayý.
|
|
1946
|
|
|
|
Bilincimize çýkaramadýðýmýz özlemlerimiz ve anýlarýmýzýn acýlarý.. |
|
1947
|
|
|
|
Suçlamýþtým onu, daha doðrusu suçluluk duygusuna itmiþ, kýsa süreli de olsa rahatlamýþtým... |
|
1948
|
|
|
|
Yalan üstüne yalan söyleyenlere çok kýzarým. Fakat çok geçmeden onlarý hoþgörürüm sonra da unuturum. Ne de olsa bu bir karakter iþi, yapý iþi. Bir kere girmiþse kanýna çýkmasý zordur. |
|
1949
|
|
1950
|
|
|
|
Tek hissettiðim minicik yüreðin isyan atýþlarýydý.
Arada anlamaya çalýþan kýrpma nöbetleri sadece hüznün kuruttuðu gözlerinde, derin iç geçirme sarsýntýlarý yapýlanmayý henüz tamamlayamamýþ bedeninde, ruhu çoktan çökmüþtü bile..
|
|
1951
|
|
|
|
ifade edemediði yalnýzlýklara düþmeyenimiz varmýdýr ki yaþamda? |
|
1952
|
|
|
|
Dinle beni; gücüne gitmesin kuþlarýn, týrtýllarýn, uç uç böceklerinin...
Soyundum, öylece bekliyorum. Nasýlda sarýldým rüzgâra, güneþ nasýlda yaktý içimi... Yaðmur yaðsýn, þöyle bir deðip geçsin tenime, ýslanmak için vakit varken, her damla yüreðime düþsün, ben adýný yazayým üzerindeki buðuya |
|
1953
|
|
|
|
Sahipsiz bir sürü dert matemini bekliyor. Beklesin.../
Garip huylu bir tümördür bu hayat, bu hayat yaslarla dolu beyin kývrýmlarý ve yaþlarla dolu bir bardaktýr, ince belli bir bardaktýr bu hayat. Sanki baþka bir hayat varmýþ gibi; inadýna bu hayat.../
Mutlu bir kaðýt parçasý gibidir insanoðlunun kalbi. Sil, yaz, yýrt sonra yapýþtýr ama asla eskisi gibi olmasýn, bir daha yaz, bir daha sil... |
|
1954
|
|
|
|
Yaþanacak her an, yaþadýðýn anýn hayali/ hayal kýrýklýðýdýr. |
|
1955
|
|
|
|
Ona küs, buna gücen, þunu unut, bunu sil.
Nereye kadar yahu? |
|
1956
|
|
|
|
Mümkün müdür ki deðiþimin kendi kalmasý? Bir insanýn kendi kalarak deðiþmesi? Deðiþimi ve kalmayý, süregidenle duraðaný, gitmekle kalmayý ayný cümlede kullanmak doðru olur mu ki? Deneyelim... |
|
1957
|
|
|
|
Aynanýn karþýsýna geçim yargýlamazsým kendini; “ne istiyorum, ne bekliyorum, gerçek amacým ne” sormazsýn kendine, gerek duymazsýn evlenmek istersin sadece evlenmelisindir çünkü günün birinde herkes evlenir |
|
1958
|
|
|
|
Seçtiðimiz hayatlar mý bunlar; seçtiklerimiz mi? |
|
1959
|
|
1960
|
|
|
|
Benim pencerem en parlak yýldýza bakar,
Nüfus cüzdanýmda aþkýn suretini taþýrým ben
Bahçeli eski evlerde aþk masallarý dinlenirken,
Yorgun bir otobüs geçer þehirden.
|
|
|
|