 • İzEdebiyat > Deneme > Yüzleşme |
321
|
|
|
|
Sonsuz ayrılıkların gölgesinde türkülere yaslanmak seni teselli etti mi?
Korkunç kaktüslerin, acımasız dikenlerinin arasından bir nefese daha ulaşmak seni tatmin etti mi? |
|
322
|
|
|
|
Herkesin canı acıyınca, nötrlenir belki acı... Toprağa basmak gibi, ayaklarının altında kumu hissetmek gibi, belki de dalgaları...
|
|
323
|
|
|
|
Geçmiş bir acıdan arta kalan hüzünlü bakışlar ! Serzenişlerim vurur yalnızlığa ; vurduğu yerde biten gül değil, içli bir ağlayışın hıçkırıkları sadece...Acıyla yoğrulmuş sevdaların lokmaları kalır boğazımda düğüm düğüm. Kesilir nefesim ve başka bir acının mayasından başka bir işe yaramaz. |
|
324
|
|
325
|
|
|
|
Hayatımın neresinde başladı,yaptığım hataların yüzüme vuran yağmuru. Fırtınaların bedenime verdiği sancı ne zaman silinecek hayatımın, yağmur damlalarıyla ıslanmış penceresinden. |
|
326
|
|
|
|
Pulu sevgim, zarfı yüreğim, kelimeleri sensizliğim, adresi sessizliğin... Bir mektubun daha son cümlesindeyim. Özlemimi dillendiremediğimi, yokluğunu asla seslendiremediğim...Sensizlik karşısında öyle beceriksiz ki kelimelerim...Seni öyle özlüyorum ki ANN |
|
327
|
|
|
|
Konuşmak ihanet midir yoksa? Neden konuşunca hain ilan edilir insan? Bir nedeni var mı ihanetin? Nedensiz sevilemez mi insan? |
|
328
|
|
|
|
Bütün insanların üstüne üstüne geldiğini görünce onlara çarpmamak için bir sağa bir sola kaçmak zorunda kalan kimsenin görmediği bir hayalet. |
|
329
|
|
330
|
|
|
|
Hayatımız “tekrar, durdur, kayıt” yapılamayacak kadar spontane yaşanıyor aslında. Verdiğimiz kararların altında ezilmeye bile fırsat bulamıyoruz bazen. Namlunun ucundaki hayatlar için ne kadar kısa ise bizim için de bir o kadar. Geri gitmek bu kadar imkansız ise ileri giderken nasıl bu kadar kayıtsız olabiliyoruz. Bir ateri oyununda ağaçları yıkmadan geçip puan almak, tavlada kapı almak , satrançta şah mat yapmak, otobüste yer kapmak, hayatınızda önceden düşünmeniz gereken bu kadar önemli şey varken kendinizle dalga geçmek değil de nedir ? |
|
331
|
|
|
|
Ruhum dağınık, toplamadım. Çarşafını örttüm geçmişin, yıldızlar içimdeki volkanların patlamadan önceki sinyallerini çağrıştırıyor. Parıl parıl parlamaktalar. Gece, güne inat tılsımını ekliyor ay'ın...
Gönlümün yatağı dağınık... Uyuyanlar var, sessiz olun uyandırmayın... |
|
332
|
|
|
|
Merhaba, tanışalım ben Esra...Bir gün senin annen olacağım. .. |
|
333
|
|
|
|
Ne demek Atatürk Kuran'ı kerimi toplatmış eskiden....bugün içim ürpererek dinledim karşımdaki insanları..nerede yaşıyoruz Allahım hangi ülkedeyiz, bunlar nasıl akıllarını işletmiyorlar..Nerden başladı bilmiyorum laf açıldı dinden (karşımdaki nakşibendi tarik.üyesi.)Atatürkü övüyorsun ama o dine karşıydı gibi çağrıştırıcı laflar söylerken ben hiddetle ona karşı çıktım... |
|
334
|
|
|
|
Yaşam, hazan vurgunu; mevsimlere, kitaplara, emin bir yüreğe sığınacağım hiç aklıma gelmezdi. |
|
335
|
|
|
|
Ben yağmuru bekleyen koala , bahçe duvarına bakan ağacın altında uzanıyorum. Zaman bir arı vızıltısı, şaşı gölgeler beynimin kör ikindisinde boşluk.
|
|
336
|
|
|
|
Bir gül uğruna çimenleri ezeceksem, namussuzca, şerefsizce, kul hakkı yiyerek yaşayıp ardından tövbelere yaslanarak cennete gireceksem o cenneti istemiyorum. Benim cennetim karşımdaki güzel insanı kırmamaktır. Benim cennetim onurlu ve namuslu yaşamaktır. Benim cennetim kul hakkı yememektir. Eğer beni onursuzca yaşatacaksan cennetle de ödüllendirme; bu dünyada rezil edeceksen cennette tac da istemem ya Rab. |
|
337
|
|
|
|
Temel soruları sormadığımız, sormaktan kaçtığımız sürece kendimize bir yol bulamayacağız! Şu günlük yaşam yada "hayat tarzımız" dediğimiz sünepeliğe isteyen istediği kadar "övgüler" düzse de köşelerinde, itiraz ediyorum. Bizden bir şey kalmayacak geriye. |
|
338
|
|
|
|
Yol göster bana küçük Didem. Yine birşeyler başa dönüyor. Neden bu kadar isteksizim. Bizi rahatsız eden ne? Neden huzursuzum. Neden en basit işi bile yapmak istemiyorum. Neden şu anda seninle konuşmaya çalışırken bile rahat değilim, ne oluyor bize? Lütfen içimizdeki ışığı yakmama yardım et. Önümüzde kuyuların açılmasından korkuyorum ve etrafı görememekten. Neden hiç sesini çıkarmıyorsun, bana kızgın mısın? Lütfen konuş benimle. Sessizliğin korkutuyor beni. Bilmeden incittim mi yoksa seni? Bir hatam varsa söyle. Telafi edeyim, kız, bağır, çağır ama konuş ne olur. Ne hissediyorsan onu yaşa, paylaş benimle. Söz, sözünü kesmeyeceğim, seni anlamak, yanında olmak, yaralarını sarmak istiyorum. Bu kadarını çok görme bana.
Ne oldu, benim neşeli, meraklı, heyecanlı, keyifli, güçlü, başarılı, Didemime. Canım benim üzmüşüm yine seni belli. Konuşmaya bile korkuyorsun şimdi. Haydi gel kollarıma birlikte sessizce oturalım. Konuşmaya zorlamayacağım seni. Ama şunu bil ki seni üzen şey her neyse, seni üzmesine engel olamadığım, seni yeterince koruyamadığım için çok üzgünüm. Ne zaman konuşmak istersen ben burdayım, usulca seslenmen yeter. Hadi şimdi birlikte susalım. Ama izin verirsen ve sen de istersen saçlarını okşarım. Saçlarının kirli olması benim için önemli değil. Ben seni nasıl olursan ol, ne hissedersen hisset. Nasıl görünürsen görün, her halinle seviyorum. Ve benimle olmak istediğin, bana ihtiyacın olduğu her an yanında olmak istiyorum. Geçmişte hatalıydım, biliyorum. Seni yıllarca yalnız bıraktım, varlığının farkına bile varmadım. Ama şimdi, biliyorum ordasın.
|
|
339
|
|
|
|
Gidişlerimiz,dönüşlerimiz ve sonu hiç gelmeyen yollarda geçen kırgın zamanlarımız oldu bizim.Gençliğimiz bir kanadı kırık o zavallı kuşa yardım ederek geçti. Biz bir kuşa verirken tüm şefkatimizi içimizdeki tüm kuşlar uçtu gitti… |
|
340
|
|
|
|
Bir an gelecek en unuttuğum yerden çıkıp gülecek diye bekliyordum hep. Bazen dualar yolluyordum günahlarına, cezalandırıldığım kadar bağışlansın istiyordum. Onsuz bir beni görünce, aldatılan çocuk, bıçaklanan göz, yankesilen ciğer, yırtılan perde, buruşan surat(...)bana beni anlatıyordu; anlatamıyordum!... |
|