 • İzEdebiyat > Deneme > Yüzleşme |
101
|
|
|
|
Bütün insanların içinde hem iyi hem kötü vardır. Siz hangisini beslerseniz o yanınız güçlenir. |
|
102
|
|
|
|
Beni bilindik anlamda kötü, polisiye, akademik ya da başka herhangi bir suça ya da basitliğe itmeyen ve benim dışımdaki bireylerin ise ancak benim iznim olan kadarına ve izin verdiğim müddetçe tanık olabildiği karanlığımın kişisel manifestosu yazılacağı g |
|
103
|
|
|
|
Sevginin büyüttüğü bebekler hep gülümserler evrene. Seni seviyorum canım kızım, anlatmaya gücümün yetmediği bir sevgiyle...
|
|
104
|
|
|
|
Karanlık bana bir veda bile etmedi.
Olsun,
Elveda.. |
|
105
|
|
|
|
Bir bar, bir arkadaş ve çapraz masada oturan y*vşak adam... |
|
106
|
|
|
|
''Kesinlikle her güçlükle beraber bir kolaylık vardır!..’’ |
|
107
|
|
|
|
"Kendi başını bağlayamayan gelin, kınada el başını bağlarmış." |
|
108
|
|
|
|
Dilimiz kirleniyorsa biz temiz miyiz? |
|
109
|
|
|
|
Aslında bu yazdığım en anlamlı ama kimsenin anlayamayacağı tek yazım. Öylesine ve ölesiye yazıldı... Beklentileri karşılamak için değil, sevdayı ya da aşkı anlatmak için değil, tarihin sayfasında asılı kalsın diye yazıldı... |
|
110
|
|
|
|
Bulutların üstünden bakıyorum şimdi sizlere. Sahte gözyaşlarınız gökkuşağı oluşturmuyor işte. Oysa benim acılarım kırılıp kırılıp hiç keşfedilmemiş renklere ayrılıyor o gözyaşlarının içinden geçerken. |
|
111
|
|
|
|
"İstersen, olur her şey!" diyenlere inandık, istedik, olmadı hiç bir şey! |
|
112
|
|
113
|
|
|
|
Sence ben ne kadar süre daha dayanabilirim bu uzun ve mide bulandıran yolculuğa? |
|
114
|
|
|
|
O, görmüyor, duymuyor , bilmiyor. Öylece oturuyor. Yatağın iki yanında, çeşitli sıvılarla dolu şeffaf torbalar, yüksek metal askılarda. Hortumlar, hortumlar...Sıvılar vücuda akıyor, oradan aşağıda asılı duran başka torbaya boşalıyor. |
|
115
|
|
|
|
Kaçmak istersiniz her şeyden. Alıp başımı gitsem doğmamış maviliklere, diye mırıldanırsınız. Labirentler koridorlara açılır ve kendinizi aydınlık yerine sote bir holde bulursunuz. Kimsesizsinizdir ve kıvrılan larvalar acınızı arttırmak için yarışırlar. Ilgıt bir ses duyarsınız. Derinden gelen bir türkünün mırıldanmaları kulağınıza dolar. |
|
116
|
|
|
|
Denememi okumadan önce, Ozan Yeşiltepe'nin yayınladığı Korku Kuyusu adlı öyküyü okumanızı öneririm. Öyküyü okuduktan sonra, aşağıdaki yazım oluştuğu için. Ayrıca Ozan Bey'e yazımın başlığını kullanmama izin verdiği için teşekkür ederim.
Beynim zonkluyor, ellerim titriyor, desteksiz geçen bir günün ardından tek isteğim ona kavuşmak. Hiçbirşey umrumda değil, şu an kapıyı çarpıp gidebilirim. Kapının önünde, ardında, içinde dışında ne varsa bir kibrit çakıp hepsini kül edebilirim. |
|
117
|
|
|
|
Sultanım,seni bu zillete haşr eden insan gürûhlarının,nâmahrem bedenlerini teslim edecekleri o hicran gününü büyük bir ümîd içinde bekliyorum...
Senin şu toz yığınları arasına düşmene sebep olan o ruhsuz,vicdansız kuklaları,Tanrı bir gün elbet ki mahv edecektir...
Sultanım,öyle geceler var ki,ayrılığının elemlerine katlanabilmek için,sinesinde türlü gam ve kederler olan çöl toprakları kadar uçsuz ve bucaksız gözyaşları döküyorum...
|
|
118
|
|
|
|
Men dakka dukka..
“Çalma kapımı çalarlar kapını..” deyiminin arapça karşılığı..
Yunanistan ekonomik iflasını verdi..
Portekiz,İspanya,İtalya gibi ülkeler sırada bekliyorlar..
|
|
119
|
|
|
|
Boş bir cüzdan kadar fakir, kevgir delikleri kadar da sızdırır olmalı kirpikler ! |
|
120
|
|
|
|
Küçücük bir çocukken, kötü havalarda bahçeye çıkamaz, annemle birlikte komşu kadınların toplantılarında zorunlu olarak bulunurdum. Onlar, “Bunlar çocuk nasılsa anlamaz” diye ya da kendi aramızda oyuna daldığımızı düşündüklerinden, yanımızda her konuyu konuşurlardı. “Ah, vah… Nasıl yaptın kız?... Canın yanmadı mı?... Eee sonra ne yaptın?... Canlı mıydı?... Kıpırdadı mı?... Küçücük kan parçası ha?... Sabun mu?... Neee ebegümeci mi?... Hiii hem de şişle ha?...” gibi sözlerin, çocuk düşürme yöntemini anlatmak için kullanıldığını yıllar sonra kavrayacaktım. Beyin kaydediyor ve bir köşede saklıyor demek ki… İtiraf etmeliyim ki, ben de çok meraklı bir çocuktum. Çaktırmadan kulaklar, gözler hep tetikte. |
|