• ÝzEdebiyat > Deneme > Din |
401
|
|
|
|
Bir insan, Kur’an’ýn tüm açýklamalarýný öðrendikten ve bunlarýn doðru olduðunu da kabul ettikten sonra Allah’ýn hükümlerine uymakta direnirse, bu o kiþinin samimiyetsizliðinin bir delilidir. Çünkü hala, yanlýþ olduðunu öðrendiði bir sistemde yaþamakta ýsrar etmekte olan bir insanýn samimiyetinden söz edilemez. |
|
402
|
|
|
|
Müminlerin aksine inkarcýlar içlerindeki bu kötülüðe teslim olur, nefislerini örter ve tutkularýnýn tutsaðý olurlar. Yaþamlarýný nefislerinin telkinlerine göre düzenleyen kiþiler, adeta içgüdüsel bir yaþam sürerler.
|
|
403
|
|
|
|
Allah, insanýn kendi öngörüsüyle olmasý imkansýz gibi görünen her þeyi sonsuz gücüyle yaratabilir. Allah sebeplerden münezzehtir ve yarattýðý hiçbir olay birbirine baðlý olmak zorunda deðildir. |
|
404
|
|
|
|
Allah, samimi olan, gönülden imaný dileyen ve Kendisi’ne yol arayan kulunun kalbini yumuþatýr, kalbine imaný ve sevgisini yerleþtirir. Daha önce Kendisi’ne inanmayan, gaflet perdeleri sebebiyle gerçeklerden habersiz olan insanýn kalbini çevirerek samimi bir duruma döndürebilir |
|
405
|
|
|
|
Dünya hayatý lunaparklardaki korku tünelleri gibi. Biliriz ki önünden hýzla geçtiðimiz hiçbir þeyin gerçekte bir etkisi yoktur ama yine de korkarýz. Biliriz ki yolun sonu aydýnlýktýr ama biz aydýnlýða çýkamayacak olmaktan korkarýz |
|
406
|
|
|
|
Yaþadýðý musibet, diðer her þey gibi geçici, yok olucu ve sonludur. Ancak biteceði aný bekleyerek diþlerini sýkmak/tahammül etmek deðildir samimi müminin yaþadýðý. O Rabb’i için sabreder. Ve teslimiyetle, tevekkülle, yine O’nun yardýmýný bekler. |
|
407
|
|
|
|
Yalnýzca dünyevi çýkarlar için yaþayan kimseler, daha ölümle karþýlaþtýklarý an yaptýklarý seçimin yanlýþlýðýný ve sonsuz olanýn, dünya hayatý deðil, ahiret hayatý olduðunu anlayacaklardýr. Bu kiþiler, dünya hayatýnýn kýsalýðýný ikrar edecekler, ölümden ve ahiret yurdundan ne denli gaflette yaþamýþ olduklarýna kendileri tanýk olacaklardýr. |
|
408
|
|
|
|
Dini yaþamayan kiþilerden "benim ailem çok dindardý", " dedem dini konularda çok bilgiliydi" gibi açýklamalarý çok sýk iþitiriz. Ya da birine yaptýklarý bir iyilikten zaman zaman söz eder, haklarýnda "ne iyi insan" denilsin isterler. Tüm bu davranýþlarla karþýlarýndaki insanlar üzerinde iyi bir izlenim býrakmaya çalýþýrlar. |
|
409
|
|
|
|
“Dinler, insanlara diðer kiþileri affetmeyi öðütler. Bu yüzden dini inancý olanlar, sorunlarýný içlerinde biriktirmez ve hayatla daha kolay baþa çýkar. Bu da depresyon ve stres gibi rahatsýzlýklarla daha az karþýlaþmalarýný saðlar.” |
|
410
|
|
|
|
Ýnsanlarýn çok fazla düþünmeleri istenmiyor. Zihinleri eðlenceyle, tv dizi ve programlarýyla meþgul ediliyor. Birçok insan ekranda gördükleri dýþýnda pek bir þey bilmiyor; ne verilirse onu alýyor. Bugün ne giyeceðini, ne yiyeceðini, nereye gideceðini ekrandan öðreniyor. Akþam yemeði sonrasý yine ekran baþýnda saatlerce dizi filmler izleniyor.
|
|
411
|
|
|
|
Bir süreç gerektiren ve bu süreçte zarar görme riski de olan borç konusundaki þahitlikte, açýkça kadýnýn rahatý gözetilmiþ Kuran'da. Ve þahitliðin getirdiði gerginlik ve sorumluluk iki kadýna paylaþtýrýlmýþ. Ateist arkadaþlar, Kuran'da yer alan tüm þahitlik gerektiren konularda bir erkeðe karþý iki kadýnýn þahitliði var zannediyor olabilirler. Ancak bu sadece borç konusu için geçerli bir durum. Mesela fuhuþ yapýldýðýna dair 4 þahit getirin deniyor ayette. Burada cinsiyet belirtilmiyor. Þayet kadýnýn aklý yarým görülse ya da ikinci planda olsaydý, 4 erkeðe karþý 8 kadýn olmasý gerekiyor denirdi. Ancak böyle bir ayrým yok. Cinsiyeti ne olursa olsun sadece 4 þahit deniyor. |
|
412
|
|
|
|
Yalnýzca insan rýzkýný kendi kazandýðýný düþünür. Kiþi rýzký kendisinin kazandýðýný düþündüðü için, kendinde güç görür, çalýþýr, yorulur… Oysa Allah rýzasý için çalýþan samimi insan yorulmaz… |
|
413
|
|
|
|
Allah’a olan yakýnlýðýmýn ve teslimiyetimin kanýtýdýr namaz ve Rabb’ime yakýnlaþmak için önemli bir yoldur. Ancak dünyadayken Rabb’ime yakýnlaþmaya yol aramaz ve O’na secde etmekten kaçýnýrsam, ‘o gün’ istesem de secdeye kapanmaya gücüm yetmeyecektir:
|
|
414
|
|
|
|
Bakýldýðýnda inanan ya da inanmayan bütün insanlarýn günlük yaþamý ve yaptýklarý iþler birbirinin ayný gibi görünür. Ancak aralarýnda oldukça büyük bir fark vardýr. Bu, insan hayatýna dair çok önemli bir gerçektir ve iman etmeyen insanlar bu gerçeði kavrayamazlar. |
|
415
|
|
|
|
Zaaflarýný yenerek Allah’ýn hoþnutluðu amacýyla kendisini kontrol edebilen insan, ruh terbiyesinin ilk adýmýný atmýþtýr. Yapmasý gereken; nefsini besleyerek et yýðýný bir beden olmaktan çýkmak, ruhunu beslemek, onu, kavuþmayý umut ettiði cennete uygun hale getirmektir.
|
|
416
|
|
|
|
Bu söz, cahiliye toplumu bireylerinin zor zamanlarýnda ve ihtiyaçlarý olduðunda yanlarýnda gerçek bir dost bulamamalarý nedeniyle doðrudur. Oysa yaþamda dostluk, vefa ve sadakat gibi kavramlar çok büyük önem taþýr. |
|
417
|
|
|
|
Ramazan gönül dünyamýzý tamir ve mamur eden müstesna bir aydýr. Çaðýn hastalýklý ruhunu ancak bu ayýn manevi dermanlarýyla tedavi edebiliriz. Günümüz insanlarýnýn içindeki manevi boþluðu ramazanýn huzur iklimiyle doldurup çölleþen ruhlarýmýzý yeþertebiliriz. On bir ayýn sultaný olarak vasýflandýrýlan bu güzide zaman dilimiyle ilgili nice methiyeler dizildi. Yine de hakkýyla ifade etmeye güçleri yetmedi kalem sahiplerinin. |
|
418
|
|
|
|
Ne büyük bir imtihandý Hz. Ýbrahim’inki… Hangi birimiz bu sýnavdan onun kadar rahat ve baþarýyla çýkabilirdik. Verdiðimiz sözü çabucak unuturduk. Fakat o unutmadý, Allah için en deðerli varlýðýna býçaðý dayadý. Allah da onu mükâfatlandýrdý. Bizler de o hadiseden sonra kurbaný bir adanmýþlýk ve teslimiyet ruhu içerisinde sembolik olarak deðil, bir sembol olarak kesiyoruz. Ne mutlu kurbanýný sembolik deðil, adanmýþlýk sembolü olarak kesenlere…
|
|
419
|
|
|
|
Her imtihanýmda Seni göreyim; yaþadýðým her olayý beni eðitmek ve imanýmý olgunlaþtýrmak için hayýr ve hikmetle yarattýðýný bana unutturma. Zorlu görüntülerle yüzleþme zamaný geldiðinde, sabýr ve tevekkül göstermeme yardým et. |
|
420
|
|
|
|
Yaþanan olay olumsuz gibi görünüyorsa bu, kötü þans, uðursuzluk ya da iþlerin ters gitmesi nedeniyle deðildir. Evrendeki her olayýn Allah’ýn dilemesi ile gerçekleþtiðinin bilincindeki mümin, hiçbir konuda üzüntü ve ümitsizlik yaþamaz. |
|