• ÝzEdebiyat > Deneme > Anýlar |
321
|
|
|
|
Ne zamanýn farkýndaydýk ne de mevsimlerin dönüþünden, o zamanlar pembe dizilerimiz vardý birde Susam Sokaðýmýz, elektrikler gittiðinde elektriði olan komþulara giderdik annelerimizle pembe dizinin o heyecanlý bölümünü kaçýrmamak için. |
|
322
|
|
|
|
Ayazaða’da ,kasrýn önündeki koca ýhlamur aðaçlarýnýn altýnda akþam yemeðimizi yedikten sonra toplanýrdýk genellikle. Karargâh Bölüðünün çay ocaðýnda demlettiðimiz bir demlik çayý içerken aldýðýmýz hazzý sözcüklerle ifade etmek imkansýz. Ihlamur kokusu, çay buðusu, yýldýzlar. Tel örgüler içindeki bir mekanda biraz olsun özgürlüðün tadýný alabiliyorduk.
|
|
323
|
|
|
|
2004 yazý ünye sahili, saat sabahýn 4'ü.þairinde dediði gibi" ekmek,þarap, sen ve ben birde sabahýn 4 'ü " |
|
324
|
|
|
|
mizah denemesi
umarým baþarmýþýmdýr
karar sizin
gülenler yorumlasýn sadece |
|
325
|
|
|
|
özlediðim ama kendi çocuklarýma yaþatamadýðým,hatýrladýkça muzip bir gülümseme ve iki damla göz yaþý ile yadettiðim çocukluk yýllarým... |
|
326
|
|
327
|
|
328
|
|
|
|
Bir kaç adým daha atýp, iyice kenara geldim ve gözlerimi kapattým. Aþaðýdan dalgalarýn, kayalara çarpan yürek týrmalayýcý ve belkide kurtarýcým olan sesleri geliyordu. Rüzgar saçlarýmý hafif hafif dalgalandýrýrken düþüncelerimin içinde kaybolmuþtum... |
|
329
|
|
|
|
Türkçeye , özellikle gençler tarafýndan, ne kötülükler yapýldýðýný görüyorum. |
|
330
|
|
|
|
ne gülmece ne gýrgýr cumartesi hatýrasý |
|
331
|
|
|
|
...Kalemim aklýmýn hýzýna yetiþemese de , düþüncelerimin arasýndan sýzan birkaç ayrýntýyý olsun karalamak istiyorum. Zaten öyle çok ayrýntý var ki hayatýmda, hepsini anlatmam mümkün olamaz. ...
|
|
332
|
|
|
|
"Abi buyrunuz. Bugün Efendimiz'in doðum günü" deyiverdi. Doktor eline aldýðý güle neden sonra teþekkür edebildi. Biraz þaþkýn biraz utangaç sordu: "Pardon dostum, EFENDÝNÝZ KÝM?" |
|
333
|
|
|
|
kimileri sessizliðin sesini dinlermiþ kýsmi delilik bir anlamda... sesin de sessizliði olmalý bu durumda ? bu da körlük , iþitme körlüðü ... ya da kelimelerle oynamak azmýþlýðý ? |
|
334
|
|
|
|
Erol Mütercimler’in bir kitabýnýn adý “Fikrimizin Rehberi Gazi Mustafa Kemal”di. Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Atatürk, bir rehberdir, bir önderdir Türkiye Cumhuriyetinde yaþayan tüm yurttaþlar için. Benim özel hayatýmda fikirleriyle bana rehberlik eden kiþi ise (fikrimin rehberi) sevgili öðretmenim Fikri Gürler’dir.
|
|
335
|
|
|
|
lk gezi duraðýmýz Kaymaklý’da bulunan yer altý þehri idi. Burasýný ben, daha önce görmüþtüm. Yer altýnda tehlikelerden ve düþmanlardan korunmak amacýyla bir maðara þehri yapýlmýþtý. Burasýný yýllar önce bölgeye gelen hristiyan misyonerlerin yaptýðýný öðrendik. Amaç tamamen güvenlik idi. Yer altý, dar geçitlerle birbirine baðlanmýþ ve kilometrelerce uzunlukta adeta bir þehir yapýlmýþtý. |
|
336
|
|
|
|
Çoktandýr yoksun, artýk var olduðun günlerde silindi, belki çok karanlýk köþelerde, cam kenarý terk edilmiþ alýþkanlýklardan ibaret anýlar… |
|
337
|
|
|
|
Ne bayramlardý eski bayramlar, deriz. Dillerde pelesenk olmuþ basit bir söz mü bu? Hayýr, yürekten söylediðimiz bir hayýflanmadýr. |
|
338
|
|
|
|
Yýllar sonra, yerde yatan birinin üstünde uçuþup duran gazete yapraklarý hatýrlýyorum . Þaplakçý aðbi düþmüþ kalmýþ. Yanýnda topa benzemeyen bir oyuncak . Demirden ..
|
|
339
|
|
|
|
Tatlý yiyelim, tatlý konuþalým çocukluðuma ait hafýzama yer etmiþ en güzel sözlerden biridir.
Annem ve babamýn bayram alýþveriþinden dönmelerini sabýrsýzlýkla beklerdim. Acaba hangi poþetten bayram þekerleri ve çikolata çýkacak diye küçük kalbim heyecan içinde çarpardý. |
|
340
|
|
|
|
Aðabeyim de geçmiþi anlatýrken aðlayarak anlatýr. Hep bize, “Anamýn ayaklarýnýn altýndan öperim. Onun fedakârlýðý olmasaydý biz bu günlere gelemezdik” der… Ve çektikleri yoksulluðu, açlýðý, sefaleti, yokluðu, sýkýntýlarý gözleri dolu dolu anlatýr… |
|