 • İzEdebiyat > Deneme > Sevgi ve Aşk |
1441
|
|
|
|
Hayatta sadece ölümün çaresi yoktur |
|
1442
|
|
|
|
O gece iki isteği oldu... |
|
1443
|
|
|
|
Önce bana dönüktün. işte o an gözlerin bir ova kadar büyüktü. Sonra yan duruşunu gördüm, gözlerin sanki başımın yanından vızlayıp geçen bir kurşundu. Daha sonra sırtını döndün bana. Giderken arkandan baktım sadece. Bir saç telin düştü kaderime. Öyle ince bir saçın vardı ki, onunla ben, birden koptuk sanki aşk ülkesinden. Sana geri dön diyemedim. |
|
1444
|
|
|
|
yarın sokağa çıkacağım, ne kaldıysa senden rüzgâra bıracağım... |
|
1445
|
|
|
|
...ah celal- i ask,
nazli bir yar olasan,
bicare kalasan,
arasan bucak bucak goz bebeklerine dusmus ay’ in izdusumlerini..........
|
|
1446
|
|
1447
|
|
1448
|
|
|
|
Ne zaman bir reyhan kokusu duysam, annem kokar her yan. |
|
1449
|
|
|
|
Sensizlik, damarlarımda gezinen sinsi bir yılanın zehri gibi. O zehir ki! Her bir damlası yakar kavurur içimi , al canımı al dedikçe yerden yere savurur beni... |
|
1450
|
|
|
|
...Sevmek, hayatın şifresini çözen bir anahtar, yaşantınızı anlamlı hale getiren bir tılsım gibidir. Çünkü sevmekle içinize ve ruhunuza pozitif bir enerjinin dolmasını sağlarsınız. Bu sayede ufkunuz öylesine genişler ki, bu güzellik sizden etrafınıza bir |
|
1451
|
|
|
|
Bana geniş evlerden bahsetme. Yüreğin geniş mi onu söyle. Ben coşkulu bir adamım. Yatağın sularımı taşırmadan akıtır mı? Dünyanın tüm ülkelerinde yaşayan insanlardan bana ne? Benim sınırlarımı sen çizebilir misin onu söyle? Durup durup güzel şehirlerden dem vurma. Ben bir sokak çocuğuyum, beni köşe başlarında gülerek karşılayabilir misin, yoksa ilk kavşakta taksiye binip kaçar mısın? Bana PKK' nın dağ kadrosundan söz etme. |
|
1452
|
|
|
|
Gidişin… Yaktı beni! Susuz kaldım, katıksız… En çok beni ben yapan, senden ayrı kaldım. Yokluğun dedim, gelir-geçer dedim. Ben her ne dediysem içimi yaktı bu gidişin. |
|
1453
|
|
|
|
Ne söylesem kar yağıyor ellerine , gri yollara vuruyorum kendimi , kaybetmişken saklıyorum kazananın haksız gururunu. |
|
1454
|
|
|
|
Yitik yaşarım eğer sensizde yaşarsam. Tutunurum müziğin acılarınla savaşanlarına. Boşluğun kendinden habersiz yolculuğuna tutmuşum ışığını vuran cennetine, yoksullara selam veririm isyan eden hayatlarında ve ne olur onları ’da tanı ve karış yazarların bize öğrettiği şiirlere.
|
|
1455
|
|
|
|
Yarın yine bir gün doğacak ve yanımdaki aklımdaki olmayacak...
Güneş doğacak ve ben seni düşüneceğim... |
|
1456
|
|
|
|
Yağmur altında dolaşmak sevgili ile ne kadar güzel ise, yalnızlığın şemsiyesini alıp dolaşmak o kadar acı verir insana |
|
1457
|
|
|
|
Arabalar ne zaman yol verecekse o zaman geri geri giderler. Uçaklarınsa böyle bir sorunu yoktur; tıpkı benim böyle bir sorunumun olmadığı gibi. Senin hayatından uçup giderken, arkama bakmam. Ayrıca dikiz aynam da yoktur. İstersen makam koltuğunda otur. Senin kurallarının benim trafiğimde geçerliliği yoktur. Hadi sana elveda. Geç gelen mutluluk, mutluluk değildir. Daha uğrayacağım yer çoktur. Gökler yıldız ışıklarıyla doludur. O ışıklar ki ne kırmızıdır, ne sarıdır, ne de yeşildir. |
|
1458
|
|
|
|
Seni seviyorumda çok gizli zarfını yakalamakmış seni sevmek. |
|
1459
|
|
|
|
Sensizliğin adı yok bu diyarda,her sokakta başka renk gözlerin,her karanlık hayatının buğusunu taşır gecelerine… |
|
1460
|
|