|
• ÝzEdebiyat > Eleþtiri > Toplum ve Birey |
201
|
|
|
|
Devletin adýný tabi kendi istekleri doðrultusunda Afganistan Ýslam Emirliði olarak deðiþtirdiler. Bu daha baþlangýç. Kadýnlar tek baþýna sokaða çýkamayacak, içki sigara zaten yasak. Kýrbaç cezasý olacak, yakýn zamanda sokaklarda görülür... Ýdam cezalarý da haklý haksýz demeden, herkesin gözü önüne gelecek. |
|
202
|
|
|
|
-Onun öleceðine hiç inanmamýþtým.
- Dünya, büyük bir tiyatro sahnesi gibidir. Herkes bu sahnede rolünü oynar, rolü bitince de bu sahneyi terk eder.
|
|
203
|
|
|
|
Evet, þehitler ölmüyor, zihniyeti bozuklar yüzünden eþi, çocuklarý, anasý, babasý, kardeþleri, bacýlarý ölüyor. Siz, sadece yoksul evlerine bir bayrak asýp, acýlarýný bile kendilerince yaþamalarýna izin vermeyip, bir sloganla perdeliyorsunuz. |
|
204
|
|
|
|
Ben, Erkan Mumcu’nun Milli Eðitim Bakaný olduðu zamandan beri, bakanlýðý eleþtirip, çözümler sunuyorum. Ama baþlýkta da belirttiðim gibi saðýr ve kör bir yönetim var. Anlattýklarýný anlamak, uygulamak iþine gelmiyor |
|
205
|
|
|
|
Genellikle bu fal iþini lüks semtlerde bana göre kafayý azýcýk yemiþ, kendilerinin de ruhsal sýkýntýsý olduðu az çok anlaþýlan bayanlar yapýyor. Belli ki birçoðunun terapiye fal baktýklarý insanlar kadar ihtiyacý var. Bir kaç tanesini çok yakýndan olmasa da tanýma fýrsatým oldu. Soruyorum size, bir falýn nasýl bir garantisi olabilir? Fal denilen þey aðýzdan çýkan kelime ve cümle gruplarý en nihayetinde...
|
|
206
|
|
|
|
Yýllar önce seyrettiðim bir film vardý; "Köpeklerin Gazabý". Hâlâ bir film var; "Köpeklerin Gazabý". Sadece köpekler farklý... |
|
207
|
|
|
|
Sosyo toplumsa nedenle elbette bu da tam böyle deðildi. Ama "suyun rengini kabýn rengi olduðunu" unutan þiirin temasýna göre kiþisi yetkin olmazlýk (suyun rengi) ile el kaldýrmayý özdeþleþen bu sav çok güçlü ve bu sav öyle göz ardý edilir gibi deðildi.
|
|
208
|
|
|
|
Kalýn iþlerden de maksat, ince olmayan iþlerdir. Vayyyy be! Ben de ne yorum yaptým ha! Kalýn iþlerinde, ince iþlerinde yasal olmayan, çok da zararlý bölümleri vardýr. Esrar, eroin kaçakçýlýðý, beyaz kadýn, zenci kadýn, sarý ýrk kadýný ticareti de bunlardan birisidir. Kumar oynatýp milleti keklemek ve kafayý oynatmalarýna sebebiyet vermek... Tabi yakalandýnýz mý hayat size bayaðý bir kalýnlaþacaktýr ceza evlerinde... |
|
209
|
|
|
|
Dörtlü Nagýt diye bir yemek varmýþ. Sanki bir futbol takýmýnýn geri dörtlüsü gibi... Sað bek Sarý Nagýt, sol bek top geçer adam geçmez Nagýt, ön libero sadece Nagýt, onun yan tarafýnda fýrtýna Nagýt... Breh breh breh! Adýný bilmediðimiz, bilsek bile ne anlama geldiðini bir türlü çözemediðimiz yemekler bunlar. |
|
210
|
|
|
|
Yeni bir yýla “Merhaba” demenin mutluluðunu yaþýyoruz. Bir yýl daha mazinin bulutlarý arasýnda kaybolup gitti. Geride býraktýðýmýz 2009 yýlýnda kimileri beklediklerine nail olurken, kimileri de hayal kýrýklýklarý yaþadý. Ýlk gününü yaþamakta olduðumuz 2010 yýlý baþlanmamýþ, tertemiz bir sayfa olarak önümüzde duruyor. Bu temiz sayfayý hayýrlarla veya þerlerle doldurmak bizlerin elindedir. Cüzi irademizle yol haritamýzý çizip öylece geleceðe yol alacaðýz. Önümüze engeller çýkacak, çok defa da þeytan musallat olacak bize. Fakat nefsi semirten ve ona daima þer fýsýldayan þeytaný inancýmýzla alt edeceðiz. Hakk’ýn ve hakikatin yolunda gideceðiz. Çünkü her geçen gün büyük hesap gününe daha çok yaklaþýyoruz.
|
|
211
|
|
|
|
" Namuslunun orospusu,orospunun namuslusu! "
Aliþan SATILMIÞ |
|
212
|
|
|
|
O asker ocaðýnda haksýz yere yenilen sopalar, aile ortamýnda birbirlerinin kul haklarýna giren ana, bacý, kardeþ ve bilumum akrabalar, ticaret hayatýnda tahsil edemediðiniz alacaklar. Bunlarýn hepsinin mutlaka bir hesabý var. Hem dünyada hem de ahirette... Ýyi ki de var, iyi ki de günü gelince hesabý sorulacak...
|
|
213
|
|
|
|
Deprem Gerçeði: tedbir alýnmasý için Nasýl düþünülmeli ... |
|
214
|
|
|
|
-Aþýlmaz bir duvarýn önünde yaþamak köpekçe yaþamaktýr.
-O duvarý bulabilse,köpekliðe razý olacak o kadar çok insan var ki…
|
|
215
|
|
|
|
Ülkemizin Bilinçli Bireyleri
Ne çok okuyan ne de çok gezen bilir. |
|
216
|
|
|
|
Ýnsanýn bu kadar safsata arasýndan doðru þeyi seçmek için biraz durup düþünmesi gereklidir. Çünkü bilgi kirliliði o kadar büyümüþ ki, neye inanmak gerekir, kime inanmalýyýz belli deðil.
Ne var ki, hala düþünen bir beyine sahip olduðumuz için insan diye isimlendiriliyorsak, bunun hakkýný vermemiz gerekir. Ne yaptýðýmýzý ve niye yaptýðýmýzý düþünmeliyiz. |
|
217
|
|
|
|
Ailenin, bir yere ait olabilmenin, aidiyet duygusunun ne kadar önemli olduðunu içimiz acýrken fark ediyoruz. Umut ya da Gülseren fark etmez, orada bir kol mesafesindeki kadýný hiç tanýmýyoruz ama karþýmýzdaki insanýn acýsý bizim acýnýz oluyor, o acýyla haykýrdýkça bizim içimiz sýzlýyor.
|
|
218
|
|
|
|
’’Sen eþek olursan semer vuran çok olur.’’ derler. Arkadaþlar bir nevi terapi yapýyorlarmýþ, öyle diyor falcý kardeþimiz bir açýklamasýnda, ’’Ben onlarý psikolojik olarak rahatlatýyorum.’’ diyor. Yandýnýz o zaman psikologlar, psikiyatrlar, mesleðiniz elden gidiyor, diyeyim size. Doktorlar, on sene okuyun, sonra bir falcý bacý gelsin, sizin yaptýðýnýz iþin alasýný yaptýðýný iddia etsin. Memleket ne günlere kaldý yahu! |
|
219
|
|
|
|
170 yýl önce italyan phýlýp fallmerayer, bölgeye yaptýðý seyahatten memleketine dönerken, denizin yaðladýðý topraklardan, canik daðlarýnýn zirvesine doðru bakar ve duygularýný þöyle yazar defterine: “hoþça kalýn yumuþak dalgalý tepeler; hoþça kalýn meþe ormanlarý, bana barýþýnýzý verin, bana sessizliðinizi batý’ya konuk armaðaný olarak götürmem için verin!” |
|
220
|
|
|
|
Bir insan doktor olmak için ne sýkýntýlara katlanýr acaba, hiç bilir mi bu vandallar? Normal týp eðitimi altý sene, bir de buna ihtisasý eklediniz mi on seneye kadar, hatta daha da fazla bir süreye kadar uzayabiliyor týp eðitimi... Bu insanlar hakaret iþitmek, aþaðýlanmak, darp edilmek için mi bu mesleði seçtiler? Bu saðlýk çalýþanlarýna saldýran beyinsizler de hiç idrak, akýl ve mantýk çalýþmaz mý? |
|
|
|