 • İzEdebiyat > Eleştiri > Toplum ve Birey |
281
|
|
|
|
Sanki bu dünya başkalarının malı ve ben o mala izinsiz girmişim. Nereye gidersem gideyim sanmayın ki kapıda köpekler beni karşılar. Her adım atışımda insanlar bana hırlar, kuyruklarına basmışım gibi diş gösterir ve havlar. Onlara desem ki sizin dünyanızda gözüm yok. Hırlayarak derler ki biz de bu dünyada kalıcı değiliz, taşınmadan önce bu dünyadan bitlerimizi dökelim ve biraz da eğlenelim. Desem ki onlara neden benimle eğlenirsiniz? Derler ki köpeklerin adetidir illa bir insana sürtünürler ve havlarlar. Biz de başka bir yaşam tarzı bilmeyiz. |
|
282
|
|
|
|
Kendini bilmeli insan.
Bilmiyorsa öğrenmeli.
|
|
283
|
|
|
|
Sivil kelimesinin polis ile özdeşleştirildiği bir ülkede “sivil toplumun” ciddi bir tarihi olacağını düşünmek saflıktır. Ancak bu nedenle de eleğimizi duvara asmak doğru bir tutum değildir.
|
|
284
|
|
|
|
Dün önemli bir gündü;dünya kadınlar günü. Eminim birçok kadın sevindi,birçok kadın üzüldü, birçok kadın umursamadı, birçok kadın da gözyaşlarını ya içine, ya mendillerine akıttı.
|
|
285
|
|
|
|
Özürlüler İdaresinin yaptığı bir araştırma sonuçlarına göre Türkiye’deki engelli vatandaşlarımızın %65’i tanımadığı kişilerin alay, aşağılama vb davranışlarından şikayetçiymiş. |
|
286
|
|
|
|
Ne demek herkesin esit olmasi? Ben suyum, ben buyum, o ise su. Kaldi ki bunlarin sectikleri o koltukta oturdular da ne yaptilar? |
|
287
|
|
|
|
Başkası olmayı, kimliklere bürünmeyi hiç sevmez çocuklar. İçindeki çocuğu muhabbetle besleyip, aşkla büyütenler safiyane duygularını hiç yitirmezler.Cesurdur çocuklar! Yere, zamana, muhataba bakmaz entrika bilmez çocuklar.Çabuk küserler ama kin tutmaz çocuklar. Onlar sadece ama sadece kendileri gibi olurlar. Bir çok düş katili var;büyüdükçe, umutlarını, güvenini, masumiyetini kaybedenler var.Hayata çocuk yüreği ile bakmayı başarabilmek; içindeki çocuğu besleyen ve ona değer verene gülümser...
Neden güveni değil de, kuşkuyu öğretiyoruz çocuklarımıza "onlar bizim geleceğimizin neferleri" diyoruz da. Neden sevgiyi değil de, sevgisizliği öğretiyoruz neden?
|
|
288
|
|
|
|
Duydunuz mu Ali Babanın çiftliğinde bir de öküzler varmış. Bu öküzlerin yalnız değişik bir özelliği var, bunlar iki ayaklı öküzlerden... İnsanlık yanlarından yörelerinden geçmediği için, iki ayaklı öküz olarak adlandırılıyorlar... Baş Öküz Bey kaçmış gitmiş Uruguay diye bir ülkeye... Hanımı memeliyi de boşamış. Hanımı memeli neyse göz altına alınmış da binlerce kişinin üzerilerinde ahı varmış... |
|
289
|
|
|
|
Hani derler ya:
"Okuduğunu bile anlayacak kapasitede değil..."
İnanın, buna bile razıyım.
Okusun da anlamasın. Yeter ki okusun.
|
|
290
|
|
|
|
Bana Türkiye'nin bugünkü hali, western filmlerindeki altın arayıcılarını anımsatıyor. Onlar da olmadık yerlerde altın bulacağız diye elde kazma küreklerle köstebek misali her yeri kazıyorlar. Aralarında az ya da çok bulanların bir kısmını da etraftaki çapulcular kapıyor. |
|
291
|
|
|
|
Peki kimden, neden, nelerden kaçıyordu o insanlar? İnsan kendisinden, belleği ve anılarından kaçabilir mi? İnsan beyni bilgisayar beyni değil ki sıfırlanıp, bir anlamda yenilensin… |
|
292
|
|
|
|
Bazen, benim bile duymak istemediğim sözcükler dökülür dudaklarımdan. Siz buna ‘dilin keskinliği’ diyebilirsiniz ama asla art niyet taşımam, kin hiç gütmem; ne varsa dilimin ucundadır benim. Dilin keskinliği, bir anlık öfkenin zehriyle bütünleşince şalterlerim atar, özene bezene yaptığım gönül saraylarına bir tane kor, yerle tuzla-buz ederim. |
|
293
|
|
|
|
"Neyi yanlış, neyi doğru anladık?" diye bir soru soruyorum, hem kendime, hem sizlere. Ben şimdi cevaplandırayım, sizin bana değil, kendinize cevap vermeniz yeterli olacaktır. Ben bilsem de, bilmesem de cevabınızı önemli değil. Kişi nasıl olsa, kendisi dışında herkese yalan söyleyebilmekte... |
|
294
|
|
|
|
tarihi ve kültürel bir oto-kritik... |
|
295
|
|
|
|
Reşit Galip’i rahmetle anarak ve o günkü şartlar içinde çok iyi bir şey yaptığını düşünerek bu andı yazdığı için bugün ve bundan sonrası için de teşekkür ediyorum. Ve bugün Reşit Galip’i eleştiren ve kendisine Müslüman diyen birçok kimseden de daha fazla Müslüman olduğuna inanıyorum. |
|
296
|
|
|
|
Eğer ben koyun gibiysem sen nesin kurt mu? Her gün bana diş bilersen, ben de koyun gibi seni düşman bellerim. Ve sadece senden korunmak için sürü psikolojisine girerim. Sen insan olursan ben de koyun olmaktan vazgeçerim. Ne sen dağlarda ulumak zorunda kalırsın ne de ben çobanın sopasıyla ve onun itiyle dürtülürüm. |
|
297
|
|
|
|
Sokak Çocukları....Selam söyledi size ! |
|
298
|
|
|
|
Bilmek hem merak gidermekte, hem de öğrenmenin sevincini yaşatıp, bunu birileriyle paylaşma gereksinmesi vermektedir. |
|
299
|
|
|
|
Bir çok Kişisel Gelişim Kitabının da insanın ilgisini çeksin diye, çok ilginç başlıkları vardır... Kendini Fişekle, yok efendim Kendini Ateşle, Ayağını Yere Sağlam Bas, Düşün ve Zengin Ol, Dost Kazanma ve İnsanları Etkileme Sanatı... Tabi bu kitap isimleri daha da çoğaltılabilir... Özlü bir söz de ’’Çocuklarınıza zengin olmayı değil mutlu olmayı öğretin, böylece hayatları boyunca, sahip oldukları şeylerin fiyatını değil, kıymetini bilirler.’’ der... |
|
300
|
|
|
|
Bugün bir yazı okudum. Yazı bir gencin “Gençlik nereye gidiyor?” sorusuna verilen cevaplara eleştirisi… Bu genç de biz yetişkinleri eleştiriyor ve bu eleştirisinde yerden göğe kadar haklı… Özetle bu genç arkadaşın dediği şu; siz bizi nasıl yetiştirdiniz de, bizden ne bekliyorsunuz… |
|