Kýzýlca Kýyamet: Biliþim Kýyameti
(Mevlüt Tok) 2 Aralýk 2010 |
Ýnternet |
| |
Hiç kimsenin kuþkusu olamaz... artýk bundan böyle uluslararasý iliþkiler eskisi gibi olmayacak. Herkes duyduðu sözlerin ne kadar gerçek olduðunu merak edecek. Sanki bir maskeli balodayýz ve dansettiðimiz eþimizin maske gerisindeki gerçek yüzünü öðrenme isteði içimizi kemirecek. Hep herþeyden kuþkulanacaðýz. Belki bu güvensizliðin daha korkunç onuçlarý ortaya çýkacak. Biliþim bombardýmanýnda taþlar bu kadar yerinden oynamýþken korkarým küresel yöneticiler ve önderlerin kuþkularý bir dünya savaþýna yol açmasýn! Bütün savaþlar küçük bir öfke kývýlcýmýyla ortaya çýkar. Bu biliþim bombasý bu kýzýl kýyamet bütün doðru bildiklerimizi alt üst etti. Beyinlerimizde yer sarsýntýsý var. Bir yerlerden katmanlar kopacak gibi. Yerin derinliklerinden homurtular geliyor. |
|
Sözleþmeli Öðretmen
(Mevlüt Tok) 25 Kasým 2010 |
Eðitim |
| |
Aðlayarak dünyaya geliriz bir ebenin ellerinde. Acaba dünyayý beðenmediðimizden mi aðalarýz yoksa yaþamaya deðer bir yer olarak görmediðimizden mi aðlarýz hiç bilemedim. Eðitim daha dünyaya gelmeden bile baþlar. Dil öðrenmeye daha anne karnýnda baþlarýz. Sürekli annemizin çevresinde konuþulanlarý dinliyerek annemizin dilinin seslerine alýþýr kulaðýmýz önce. Doðduktan sonra da uzun süre dinleriz. Ýlk öðretmenlerimiz sevgili annelerimiz. |
|
Pars! Pars!
(Mevlüt Tok) 31 Ekim 2010 |
Çeviri |
| |
PARS! PARS!
Pars! Pars! Alev alev yanan
Gecenin ormanlarýnda,
Hangi ölümsüz eller ya da gözler
Senin korkunç güzelliðini yaratabildi?
|
|
Ozymandias
(Mevlüt Tok) 28 Ekim 2010 |
Çeviri |
| |
"Ozymandias" (genellikle /?zimændi.?s/ biçiminde söylenir). 2. Ramses, Eski Mýsýr’ýn 19. Hanedanýnýn Firavunudur. Ozymandias tahta çýkýnca aldýðý ad Ramses'in Yunancasýdýr. |
|
Ýl Olma Yolunda Ýlerleyen Silifke
(Mevlüt Tok) 27 Ekim 2010 |
Yerler |
| |
Sevgili Silifkeli Hemþehrilerim,
Silifke'mizin yollarý ve kaldýrýmlarýnýn bizlere yakýþmadýðýný düþünüyorum. Sizin de bu konuda ki düþüncenizi öðrenmek isterim. Silifke'mizin yollarýnýn ve kaldýrýmlarýnýn daha üst düzeyde ve AB ölçütlerine uygun olmasý gerektiðini düþünüyorum. Sizler? |
|
Yoksulluða Karþý Savaþta Din Görevlilerinin Önderliði
(Mevlüt Tok) 19 Ekim 2010 |
Toplumbilim |
| |
Bugün çaðdaþ toplumlar bu kimsesiz çocuklara ve yetiþkinlere sahip çýkamamýþ ve toplumun baþýna gizil bela tinerci çocuklar olarak sokaða baþý boþ salývermiþlerdir. Bunlar kendilerine sahip çýkamayan toplumlarýnýn baþýna bela olmuþlar, toplumun can ve mal güvenliðini sarsmaktadýrlar. Bazan yaþlý bir bayanýn elinde çantasýný çorla alýp kaçan, bazan para isteyip alamadýðýnda býçaklayýp kaçan korkunç bir baþ belasý olmuþlardýr. |
|
Halk Ne Denli Varlýklý ve Eðitim Düzeyi Yüksekse, Yönetim Biçimi de O Denli Demokratiktir
(Mevlüt Tok) 16 Ekim 2010 |
Politika |
| |
Ülkemizde kentsel alanlarla kýrsal alanlar arasýnda eðitim, saðlýk, ekonomik koþullar bakýmýndan oldukça yüksek oranda nitelik ve nicelik farklýlýklarý vardýr. Kýrsal alanda miras yoluyla verimli tarým arazilerinin teknik tarým yapýlamayacak kadar çok küçük parçalara bölünmesi ve toprak reformunun gerçekleþtirilememesi gibi nedenlereden ötürü kýrsal alanda yaþam çok daha zor koþullar altýnda sürdürülmektedir. Kýrsal alanda yaþayan köylü yurttaþlar yalnýzca sýnýrlý bir dönemde çiftçilik yapabilmekte ve kazançlarý yaþamlarýna sürdürmeye yetmemektedir, ayrýca tarýmdan artakalan diðer uzun bir zamanda da köylülere tarým dýþýnda uðraþabilecekleri baþka iþ olanaklarý sunulmadýðýndan boþ ve hiç bir iþe yaramadan vakitlerini köy kahvelerinde boþa harcamaktadýrlar. Bu olumsuz koþullar altýnda kýrsal alanda yaþayan köylü yurttaþlar daha iyi yaþam koþullarý aramak ve sürekli para kazanabilecekleri sosyal güvenliði olan bir iþ bulmak amacýyla kentlere göç etmektedirler. |
|
Askerliði Gereksiz Yere Uzatmak Yersizdir
(Mevlüt Tok) 13 Ekim 2010 |
Eðitim |
| |
Askerliði Gereksiz Yere Uzatmak Yersizdir
Osmanlý’dan sonra cumhuriyet döneminde toplumun yönetim biçimi daha çok demokratikleþerek geliþtikçe, toplumdaki demokratikleþmeye paralel olarak askeriye de demokratikleþmiþ ve gün geçtikçe asýl görev alanýna çekilmiþtir. Gün geçtikçe Türk ordusu daha demokratik ve daha saydam olmayabaþlamýþtýr. Osmanlý yönetiminde sultanlýk döneminde sultanlar gibi paþalar varken cumhuriyet döneminde de cumhuriyete yaraþýr demokratik ve insan haklarýna saygýlý generallerin olmasý beklenir.
Osmanlýdan kalma askeri geleneklerle cumhuriyet döneminde de kullanýlan emir eri yüksek rütbeli subaylarýn özel iþlerinde kullanýlmýþlardýr. Emir erlerinin hizmetçilikte kullanýlmasý ve emir erlerine çamaþýr ve bulaþýk yýkatmak, alýþveriþ yaptýrmak, çocuk arabasý dolaþtýrmak gibi özel iþler yaptýrýlmýþtýr. Zamanýn Genelkurmay Harekat Dairesi Baþkaný olan Cevdet Sunay, bir insanýn diðer bir insana hizmetçilik etmesinin “demokrasi zaviyesinden mütalaa edildiðinde” “çirkin” |
|
Sökün Köyü'nün Boynu Bükük Tarihi Camisi!
(Mevlüt Tok) 7 Ekim 2010 |
Kültür Çatýþmalarý |
| |
Tevbe sûresinde, camileri inþâ ve îmar edip þenlendirenler övgüyle anýlarak þöyle buyrulmuþtur:
"Allâh'ýn mescidlerini, ancak Allâh'a ve âhiret gününe îman eden, namazý dosdoðru kýlan, zekâtý veren ve Allah'tan baþkasýndan korkmayan kimseler imar eder.
Ýþte doðru yola ermiþlerden olmalarý umulanlar bunlardýr."
Buna karþýlýk, camilere düþmanlýk edip, onlarýn harâb olmasýný isteyen
ve orada Allah'ýn anýlmasýna engel olanlar, Bakara sûresinde "en zâlim kiþiler" olarak nitelenmiþlerdir.
Söz konusu âyetin anlamý þöyledir:
"Allah'ýn mescidlerinde, Allah'ýn adýnýn anýlmasýna engel olan
ve onlarýn harâb olmasýna çalýþandan daha zâlim kim vardýr!" |
|
|
|