..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Bilmezlik ile ne hoþtum; hayalimde ne güzellik, ne de aþk vardý." -Fuzuli, Leyla ile Mecnun
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
ÝzEdebiyat - Yazar Portresi - Aydýn Akdeniz
Aydýn Akdeniz - Hadrianapolis
Site Ýçi Arama:


Öykü
  Virginia Woolf, Gölgesi Olmayan Kadýn (Aydýn Akdeniz) 11 Aralýk 2010 Varoluþçuluk 

Günlerdir çýkmýyor dýþarý. Uzatýlan öteberiyi kapýdan alýp odasýna çekiliyor yine. Bazen de sayýklarken buluyorum O'nu. Bilseniz nasýl acýyor yüreðim. Üç yýl kadar önce, tiyatro çýkýþý arkadaþlarýna dönüp " böyle bitirmezdim hikâyeyi, " demiþti.

  Ayþe Haným'ýn Ölümü (1) (Aydýn akdeniz) 29 Temmuz 2007 Gerilim 

Yalnýz yaþayan bunalýmlý yaþlý bir kadýnýn hikayesi

  Ayþe Haným'ýn Ölümü (2) (Aydýn akdeniz) 29 Temmuz 2007 Gerilim 

Yalnýz yaþayan yaþlý bir kadýnýn hikayesi

  Ayþe Haným'ýn Ölümü (3) (Aydýn akdeniz) 29 Temmuz 2007 Gerilim 

Yalnýz yaþayan yaþlý kadýnýn hikayesi

  Ayþe Haným'ýn Ölümü (4) (Aydýn akdeniz) 29 Temmuz 2007 Gerilim 

Yanlýz yaþayan yaþlý bir kadýnýn hikayesi

  Ayþe Haným'ýn Ölümü (5) (Aydýn akdeniz) 29 Temmuz 2007 Gerilim 

Yalnýz yaþayan yaþlý bir kadýnýn hikayesi

  Ayþe Haným'ýn Ölümü (6) (Aydýn akdeniz) 29 Temmuz 2007 Gerilim 

Yalnýz yaþayan yaþlý kadýnýn hikayesi

  Tac Mahal'de Med Cezir Manzaralarý (Aydýn akdeniz) 22 Aralýk 2007 Soyut 

Bahçesindeki çiçek tarhlarý, çakýl taþlarýyla bezenen yol boyunca ortadan ikiye ayrýlmýþ sonbaharýn artýk kýþa yaklaþan bu son günlerinde kendini iyiden iyiye hissettirmeye baþlayan sabah soðuklarýna inat, kýrmýzýdan yeþile bin bir güzellikteki renk tonlarýyla mevsimlik çiçekler geçip giden yaz günlerinin habercisiydi sanki.

  Sabri Bey'in Hikayesi (Aydýn akdeniz) 12 Mart 2009 Varoluþçuluk 

Akþamlarý iþten döndüðünde eþini oturma odasýndaki halýnýn ortasýn da dizleri üzerinde otururken bulurdu. Yanýndan eksik etmediði piknik tüpü, halýnýn bir ucunda durur, yerinden bir milim dahi kýmýldamadan günlerce kalýrdý orada. Hiç sönmeden kýsýk ateþte yanan tüp, gün içinde defalarca üzerinde çayýn demlendiði odanýn demir baþlarýndan biri olmuþtu. Piknik tüpün çevresinde ise yine ev halkýnýn görmeye iyice alýþtýklarý, daðýnýklýðý tamamlayýcý birer unsur olarak; yarýsý boþalmýþ bir tuz kavanozu, içinde bir kaç sürümlük kalmýþ margarinin bulunduðu, kýrmýzý baharatlarla öbek, öbek kirlenmiþ bir kâse, aðzý açýk, içinde bir kaç kilogramlýk toz þekerinin bulunduðu bir çuval, odanýn saðýna soluna savrulmuþ günlük gazeteler ve onlara ait bulmaca sayfalarý yer alýrdý. Akþam yemeðinde, divanýn altýna buruþturularak atýlmýþ sofra yaygýsý alýnýr, bulunabilen bir boþluða serilir, bardaklara boþalan bayat çay ile birlikte, katýk olmaksýzýn ekmeðe sürülen margarinler yenirdi. Derken, ilerleyen zam

  Yüz, Yüzü Bilirsen (Aydýn akdeniz) 19 Nisan 2009 Ýliþkiler 

- Doktor grüsülerini iletiyor sana… - Selamlarýný desene sen þuna. - Öfff, sýcakmýþ buralar. Orasý 18 dereceydi gelirken. - Eee, kuzeyde kalýyorsunuz biraz, arada o kadarcýk fark olacak. Ýzin ver alayým valizini. Çýkarken hava durumuna bakmýþ mýydýn? - Bakmýþtým ama, yanýldým yine de. - Spor giyinmiþsin, sýcakta rahat eder insan. - Biliyor musun, seminerleri olmasaydý Beejing’e uçacaktýk. - Öyle mi..! Üzüldüm. Çin’deydi galiba orasý. Olimpiyatlara mý gidecektiniz yoksa? - Evet, ama o bir yolunu buldu. Atlarý önden gidecek kendisi arkadan. - Hýmmm, demek bunun için buradasýn. Hemen dönüyor muyuz ? Yoksa bahsettiðin yerlere mi bakacaðýz? - Biraz dinlenelim, tatil bu kez uzunca.

  Sezonluk Fýndýk Ýþçilerinin Hayat Öyküsünden Bir Kesit (Aydýn akdeniz) 21 Nisan 2009 Gerilim 

Kim bilir kaç yýldýr giyiyordu ayaðýndaki kadife pantolonu. Çok sevmiþti onu, komþularý bir bayram arifesinde modasý geçtiði için annesine verdikleri zaman. Önce büyük aðabeyi atýlmýþ, ne kadar zorlasa da bir türlü sýðdýramamýþtý bedenine. Sonra da onun bir küçüðü olan denemiþti üzerinde. Olmuyordu iþte. Ertesi gün ve bir sonraki gün, defalarca elden ele dolaþmýþ, yine de bir yolu bulunarak uydurulamamýþtý irice kýyým vücutlara. Kýzgýn, öfkeli homurtular, odalarýn duvarlarýnda küfürle karýþýk bir uðultuyla dolaþmýþtý. Nedense hiç kimsenin aklýna evde küçük bir çocuðun daha bulunduðu gelmemiþti. Büyük kardeþlerin kirli sokaklarda boðuþtuðu bir sýrada, küçük olan korkarak yaklaþtý pantolona. Usulca eline aldý. Ne kadar da yumuþaktý kumaþý. Sonra bu yumuþaklýðý, yüzünde dolaþtýrdý. Kokladý. Annesi içeri girdiðinde, panikle attý elindekini. Kadýn öfkeyle; “ Ne o! Her þeyi tastamam yaptýn da, sýra aðabeylerinin giysilerini karýþtýrmaya mý geldi?” dedi. O ara içeri girmiþ olan kardeþler ; “ Elleme ana, zatý ayâmýza olmadýydý.” Dediler.

  Kuzey Ýkliminin Zemherisin de Bir Baþkadýr Anýlarý Düþlemek! (Aydýn Akdeniz) 8 Mayýs 2009 Sevgi ve Arkadaþlýk 

Ne kadar geniþ bir otlaktý burasý. Neredeyse diz kapaklarýna dek yükselen otlar arasýnda iki kardeþ, bir birlerine baka kaldýlar. Vakit bir hayli geç olmuþtu. Çiftlik evine dönmekle, önlerinde güneþin battýðý yöne doðru uzayýp giden çayýrlýðý keþfetmek arasýnda ikilemde kalmýþlardý. Gittikçe kuvvetlenen esinti, yemyeþil çimenleri bir oraya bir buraya savuruyor, yüzeyde dalgalanmalara neden oluyordu. Az önce buraya gelirken bir hat boyunca önünden geçtikleri orman, rüzgârýn etkisiyle uðulduyor, çocuklarýn endiþesini bir kat daha arttýrýyordu. Çocuklardan irice olaný, ürpermesine raðmen korkularýyla yüzleþmek ve sýnýrlarýný keþfetmek istiyordu. Bakýþlarýný uðultunun geldiði karanlýða çevirdi. Onun bu vahþi görüntüsü, sanki kendisine meydan okuyordu. Evet, evet her ne bahasýna olursa olsun dalacaktý bu ormana. Kardeþine bakarak ; “ sen artýk istersen dön eve.” Dedi.

  Diasporada, Yalnýz Bir Türk`ün Sevdasý (Aydýn Akdeniz) 24 Mayýs 2009 Varoluþçuluk 

Kumral saçlarýný þöyle bir üstünkörü tarayarak bir daha baktý aynaya. Orada, yüz hatlarý boyunca uzanan kederli anlarýn derinleþtirdiði çizgiler þimdi artýk eskisine göre daha bir belirginleþmiþ olarak durmaktaydýlar öylece. Bakýþlarý, ya onlara ne demeliydi! Neþe ve umut kývýlcýmlarýnýn beslediði bu zinde bakýþlar, mevsimin henüz kýþa dönmediði þu hazan günlerinde böylesine yorgun ve yalnýzlýðýn pençesinde böylesine bezgin bir bitkinliðe mi düþmeliydiler? Yaz günlerinin neþeli koþuþturmalarý arasýnda kýþýn o zemheri soðuklarý hep böyle bir iþgüzarlýkta bulunup, hazýrlýðýnýn bulunmadýðý bir boþ anýnda mý yakalar insaný?

  Doða Ýle Baþbaþa (Aydýn Akdeniz) 4 Haziran 2009 Pastorel 

Ne kadar geniþ bir otlaktý burasý. Neredeyse diz kapaklarýna dek yükselen otlar arasýnda iki kardeþ, bir birlerine baka kaldýlar. Vakit bir hayli geç olmuþtu. Çiftlik evine dönmekle, önlerinde güneþin battýðý yöne doðru uzayýp giden çayýrlýðý keþfetmek arasýnda ikilemde kalmýþlardý. Gittikçe kuvvetlenen esinti, yemyeþil çimenleri bir oraya bir buraya savuruyor, yüzeyde dalgalanmalara neden oluyordu. Az önce buraya gelirken bir hat boyunca önünden geçtikleri orman, rüzgârýn etkisiyle uðulduyor, çocuklarýn endiþesini bir kat daha arttýrýyordu. Çocuklardan irice olaný, ürpermesine raðmen korkularýyla yüzleþmek ve sýnýrlarýný keþfetmek istiyordu. Bakýþlarýný uðultunun geldiði karanlýða çevirdi. Onun bu vahþi görüntüsü, sanki kendisine meydan okuyordu. Evet, evet her ne bahasýna olursa olsun dalacaktý bu ormana.

  Telefon Kulübesinde, Ölüme Çeyrek Kala! (Aydýn Akdeniz) 22 Temmuz 2009 Gerilim 

Kadýn, yanýndaki adamla birlikte olay yerinden hýzla uzaklaþýrken yüreðinin derinliklerinde yükselen o sese kulak kesilmiþ, yakýnda evleneceði bu adamýn o talihsiz kaza nedeniyle girdiði þokun etkisinden kendisini kurtarmak için yaptýðý telkinleri artýk duymaz olmuþtu. — Keþke o telefon kulübesine hiç girmeseydik diye sayýkladý kendi kendine. Her þey o kadar ani geliþmiþti ki, daha ne olup bittiðini anlamaya fýrsat dahi kalmadan hayatýn baharýnda, gencecik bir sokak çocuðu arabanýn altýnda kalarak yitirmiþti yaþamýný.

  Zemheride Koca Dað"ýn Çaðrýsýna Kulak Vermek! (Aydýn Akdeniz) 4 Þubat 2010 Pastorel 

Gece boyunca lapa lapa yaðan kar, ufuk çizgisine dek görebildiði her þeyi bembeyaz bir renge mahkûm etmiþti. Doðmakta olan güneþin, yoðun bulutlarýn arasýndan sýyrýlarak çehresini gösterebildiði günün þu ilk ýþýnlarý altýnda köy sakinleri bu canlýlýkla tezat oluþturmak istercesine derin bir sessizlik içerisinde geceden kalma uykusuna devam etmekteydi henüz. Bu sükûnet çalýlýklar arasýnda daldan dala sýçrayarak birbirine kur yapmaya hazýrlanan birkaç göðsü kýnalý çalý kuþunun neþeli ötüþleri ile bozuluyordu. Yeni günün bu erken saatlerinde köyün kenar mahallelerinden Ahmet’in bulunduðu yere kadar havlamalarý iþitilen köpekler vardý sokaklarda. Üþümemek için kabanýna iyice sarýldý Ahmet. Elindeki tek kýrma av tüfeðini sol omuzu üzerinden çaprazlama olacak þekilde sýrtýna astý. Sýrt çantasýný tekrar gözden geçirdi. Yolculuk boyunca ihtiyaç duyabileceði her þey, akþam hazýrladýðý þekilde tas tamam yerli yerindeydi. Günün sonunda büyük bir yabani dað keçisini avlamak göze aldýðý bunca yorgunluðun ardýndan kim bilir ne kadar eðlenceli olacaktý. Heyecanla yola koyuldu. Kaybedilecek zamaný yoktu çünkü. Aþýlacak ilk engel, köye uzaklýðý yaklaþýk beþ kilometre olan ve zirvesinde yaz, kýþ karýn hiç eksik olmadýðý þu heybetli sýradaðlarýn yamaçlarýydý.

  Kýz Kulesi"nden St. Morritz"e Bir Akþam Yemeði (Aydýn Akdeniz) 24 Ekim 2010 Aþk ve Romantizm 

Yatak odasýnýn açýk unutulan kapý eþiðine ulaþtýðýnda Agâh Bey’in bakýþlarý gayri ihtiyari komedin üzerinde durmakta olan valize kaydý. Evet, eþi yine her zamanki gibi çýkacaðý yolculuk öncesinde hiç üþenmeden titizlikle hazýrlayýp þimdi bulunduðu o yere býrakmýþtý onu. Fakat nedense bu kez valiz olduðundan daha bir þiþkince görünüyordu gözüne. Eline alarak önce þöyle bir aðýrlýðýný yokladý ve sonra yataðýn üzerine býrakarak içinde, bulunmasý gerekenlerin dýþýnda baþka bir þeyin olup olmadýðýný kontrol etti. Birer çift ütülü gömlek, pantolon, çorap, iç çamaþýrlarý, havlu, bornoz, diþ fýrçasý, parfüm ve o çok sevdiði spor ceketi, kýsacasý yolculuðu sýrasýnda ihtiyaç duyabileceði her þey unutulmaksýzýn tastamam yerleþtirilmiþti valizine. Þiþkinliðe neden olabilecek ise hiçbir fazlalýk yoktu içinde. O halde valiz neden böylesine büyük gözükmüþtü gözüne. Karþýsýndakini yutmaya hazýrlanmýþ bir canavar hayal etti bir an için. Yüzünde bir tebessüm belirdi fakat çok sürmedi bu. Aklýna düþen þeyden utanmýþ olacaktý ki ciddileþti birden. Eee, nede olsa altmýþ yaþýný devirmek üzereydi artýk. Böylesi saçma sapan yakýþtýrmalarla oyalanacak çaðda deðildi. Ne bu türden bir laçkalaþmaya nede evden ayrýlacak olmanýn anlamsýz duygusallýðýna yenik düþmemesi gerekiyordu. Ýlerleyen yaþla birlikte akýlda da bir çözülme hali mi yaþanýr nedir! Ýnsan kendini bir kere kaptýrmayadursun bu akýþa, nerede, nasýl duracaðý ve sonrasýnda ise ne yapacaðý hiç belli olmazdý. Bu düþüncelerle irkilerek kendine geldi. Valizin fermuarýný çekip kapatýrken zorlandýðýný fark etmedi bile.

  Konakta Bir Baþkadýr Gecelemek… (Aydýn Akdeniz) 6 Kasým 2010 Gerilim 

Ahþap basamaklarda yükselen gacýrtýlar, sývasý artýk iyice dökülen evin üst kat duvarlarýný yalayýp geçmiþ, kapý eþiðinden sinsice odasýna ulaþarak sonunda o derin, tatlý uykusundan uyandýrmýþtý kendisini. Küf kokan rutubetli yorganýn altýnda kýmýldamadan öylece kývrýldý bir süre daha. Oda içerisinde þuraya buraya býraktýðý kovalara çatýdan sýzarak düþen damlalarýn çýkardýðý týp týp sesleri uyumak için gösterdiði tüm o çabayý boþa çýkarýyordu ne yazýk ki. Baktý ki olmayacak, doðruldu yataðýndan. Elleri, duvardaki çiviye asýlý pantolonun ceplerini yokladý. Ýçinde bir kaç tek kalmýþ sigara paketini kavrayarak, tütünü þöyle iyice dolgunca olanlarýndan rastgele çekip aldý birini. Ciðerlerini yakarak dolduran derin bir nefes ile þimdi ayýlmýþtý artýk. Sokak penceresinden dýþarý baktý. Sabahtan beri lapa lapa yaðan kar sokaktaki kirli çöp bidonlarýnýn üstünü örterek kesilmiþti. Kaldýrdýðý paltosunun yakasýna baþýný iyice gömen kambur görünüþlü birkaç gölge, kayarak düþmemek için kaldýrýmlarý dikkatle arþýnlýyordu.

  Fatmagül"ün Rüstem"e Ettikleri… (Aydýn Akdeniz) 14 Kasým 2010 Halk Öyküleri 

Bir sýçrayýþta üç adam boyunda ki buðday yýðýnýn tepesindeydi. Býldýr vakti þu Kara Memetlerin Rüstem’iyle sýrf bu yüzden dalaþmýþlardý. Rüstem, topal ayaðýyla koþup sýçrayacaðým derken tökezlemiþ sonrada kaþlarý çatýk aðlamaklý sesiyle, “ Ölçtün de mi biliyorsun sanki Süleyman!” diye baðýrmýþtý. “ Ölçtüm, ölçtüm. Hem de þu gördüðün sýrýkla,” “Haydi, oradan be! Ýyice odun belledin sende galiba adamý,” diyerek ayrýlmýþtý yanýndan.

  Ýnce Hastalýkmýþ Baðrýna Düþen… (Aydýn Akdeniz) 16 Kasým 2010 Halk Öyküleri 

Mevsimin ilk karý yaðmýþtý. Geceleyin kuvvetlenen fýrtýna, buz tutmuþ dere yataðýndaki kar tümseklerini küreyip kuzeye çevresi meþe aðaçlarýnca kuþatýlan köye doðru savrulmaktaydý. Kývrýldýðý çatý altlarýndan karanlýða kulaklarýný diken birkaç çoban köpeði yerlerinden doðrulup uðultuya karþý isteksizce havlýyordu.

  Ýsterik Kadýn, Haydi Oradan Sen De! (Aydýn Akdeniz) 18 Kasým 2010 Sürrealizm 

Kirli, yorgun bir gündü tamamlanan. Çiseyen yaðmur egzoz ve homurtulara karýþarak benim gibi evinin yolunu tutan kent sakinlerinin tepesine inmekteydi. Çöp yýðýnlarýndan yükselen þu iðrenç kokuyu saymazsak özlemiþim tozun topraðýn kokusunu. Derin bir nefesle çektim doyasýya içime; daðý ovayý vadiyi. “Ah ulan ” dedim kendi kendime “ kaz daðlarýnýn tepesinde olacakta, iki yana açtýðýn kollarýnla bir kuþ gibi süzülecektin þimdi gri bulutlarýn arasýnda” Yolun öte yakasýna geçiyormuþum fark etmedim, ýslak zeminde kayan bir fren sesi. Þoför el kol hareketleri içerisinde yanýndakine sürekli beni iþaret etmekteydi. Açýlan camdan dýþarý bir baþ sarktý. Baðýrýrken büzülen aðzýndaki aðýr makyaj ýslanmýþ, kandamlalarý gibi hýzlanan yaðmur akýntýsýna karýþmaktaydý. Aldýrmadým, duymadým söylediklerini. Ýltifat edecek hali yoktu ya! Bu kez uzaklaþan araçtan ayný baþ, orta parmaðýný kaldýrmýþ sallamaktaydý ortalýk yere. Patladým ben de “Haydi oradan isterik cadý sende. Dikleþerek sallananlarla bozmuþsun kafayý!”

  Düþleriniz "Ferrari" Kadar Ulaþýlmaz Olmalý (Aydýn Akdeniz) 27 Kasým 2010 Varoluþçuluk 

“ Bakýn” dedi. “ Herkesin gerçekleþmesini umduðu düþleri olur. Düþ kurmak iyi oyuncular için yalnýzca bir oyalanmaca dan ibaret deðildir. Gençsiniz, eminim ki anlýyorsunuz beni. Þirketimizin bunca yýllýk baþarýsýnýn ardýnda gerçekle düþ arasýndaki espriyi yakalayabilmiþ dinamik bir kadronun payý olduðuna inanýyorum. Kendinizden bahsederken lütfen bunu da dikkate alýn! ” Mülakata gelen gençlerden kravatlý olan öne çýkarak, “ Çok iyi bir not ortalamasýyla bitirdim fakülteyi. Kötü alýþkanlýklarým hiç olmadý. Ev ile okul arasýnda gidip geldim dört yýl boyunca. Bilgisayar programlarýný kullanmasýný bilirim. Az çokta yabancý dil,” “ Adýnýz neydi? ” “ Mete efendim.” “ Nereyi bitirmiþtiniz? ” “ Ýktisat bölümü mezunuyum.” “ Geleceðe dönük beklentileriniz?” “ Ferrari marka arabam olmalý ve bir dediðimi iki etmeyecek çalýþanlarým.” “ Peki, anlaþýldý. Ya siz?

  Kadeh Ustasý (Aydýn Akdeniz) 23 Þubat 2011 Varoluþçuluk 

Üç aydýr aðzýna bir yudum almamýþtý. Tuhaftýr, þikâyetçi deðildi halinden. Daha önce býrakmayý denemiþti. Hem de kaç kez. Peki, yakasýný kurtarabilmiþ miydi illetten? Elbette hayýr. Çabaladýkça batmýþtý yalnýzca. Oysa küçücük bir kývýlcýmdý aradýðý ya da yüreklendirici birkaç cümle. Fakat hastane odasýnda çakacaktý o kývýlcým. Olmasýný umduðu þeye deðil de kendi gerçekliðine ayýltacak olan, ( kadeh sayýsýnca artan baþ aðrýlarýydý gerçeði.) Oraya nasýl geldiðini sormayacaktý. Reddetmiþti tedavisini. Ýçindeki þeyle savaþamazdý ki. Ele güne karþý rezil olmak da vardý sonra.

  Baþtan Karaymýþ Baþtankaralar (Aydýn Akdeniz) 10 Mart 2011 Varoluþçuluk 

Ne kadar çok anlatacak þeyi de varmýþ diye geçti aklýndan. Çocuklarýna mý anlatýyordu bu hikâyeleri yoksa içinde o yaþýna dek bir yerlerde sakladýðý çocuksuluða mý? Neþeyle gülüyor, burnunu, kulaðýný yakalamak için uzanan solucan parmaklardan bir türlü sakýnamýyor kendini. Bir vakitler saçlarýna düþen aklara takýlýrdý bakýþlarý, þakaklarýnýn üzerinde gençliðinin henüz yabancýsý olduðu bir renk iken, aklýk. Siyahýn zýddý, yaðan karýn sýcacýk rengi. Ulu daðlara nasýl yakýþýrsa öylece yakýþýrdý þakaklarýna. Yelkovanýn akrebi kovalamacasýn da zaman da erirmiþ meðer ve beyazýn ayný zamanda renksizliðinde adýnýn olduðunu öðrendiði yýllar geldi peþinden. Parmaklardan sakýnmaya çalýþýyordu hala o baþ kendini, omuzlarýna tüneyen diðer torunu almaya çalýþana gözdaðý vererek.

  Kömür Karasýydý Elleri (Aydýn Akdeniz) 19 Mayýs 2011 Varoluþçuluk 

Adýmlarý hýzlanýrken, nedir çilesi þu kadýnýn diye düþündü. Ýlle de ütülü olacakmýþ giysileri. Ütüye kömür doldururken solgun parmaklarý sýmsýký kavrardý kýrýk ahþap sapý. Nasýrlaþan avuçlarý bazý geceler yüzüne kapanýrdý. Evden uzakta koca iki yýl. Neler deðiþmiþti yokluðunda kim bilir? Topuk sesleri zeminde yanký bulurken výzýltýlar bahçenin her yanýnda. Baþýnýn üstünde uçuþan saydam kanatlar göðün maviliðinde kararan beneklere dönüþerek výzýldýyordu.

  Kapela (Aydýn Akdeniz) 12 Temmuz 2011 Varoluþçuluk 

Ýteklemesiyle açýlýyor kapý. Eve uzanan yolda ýhlamur kokusu, çok sever. Çayýný deðil de kendisini. Koca birer aðaç olmuþlar þimdi. Dolgun tanelerde dolaþan elleri “ Haticeee!” haykýrýþýyla utanýp kavrýyor valizi. Yüksek topuklar zeminde sendeleniyor. “ Patlama geliyorum.” Baþ baþa vermiþte geliþinden habersiz çekiþip duruyorlar. Ýnatçý iki keçi gibiler. Anasý baþlamasýn bir kez, söyleniyor yine “ütüsüz pantolon giymezmiþ þu yaþta.” Výzýltýlar perde olup örtüyor mahremiyeti. Bahçenin her yanýndalar, en çok salkýmlarda. Uðuldayan saydam kanatlarý ile göðün maviliðine dalýyorlar. Aðaç kovuðu, bir kaya dibine ulaþana dek öylece uçacaklar.

  E. T (Aydýn Akdeniz) 2 Ekim 2012 Varoluþçuluk 

Duman koca bir leke olup düþüyor aramýza. Konuþmalarýmýz kuru dal ve yaprak yýðýnýna gömülü. Kýrýlgan. Tetikte. Kývýlcýmla harlamaya hazýr. Geceyle iplik iplik daðýlmasa sabaha dek ateþin baþýnda öylece kalabilirdik. Gözlüðüyle oynamaktan usanýyor sonunda. Dili çözülüyor. Öksürüklerin arasýnda iþittin mi ? Þeytanýn aklýna gelmeyecek þeyler anlattý. Hem, yüzünde gölgeler dolaþmýþtý konuþurken. Ateþin þavký mý düþmüþtü, yoksa öyle mi görmüþtüm.

  Tabelacý (Aydýn Akdeniz) 7 Nisan 2012 Varoluþçuluk 

Sarktýðý camdan yerine oturan biri " Abi, yine yanýldýn" der. Aðzým kulaklarýma varýr. Nasýlsa bir kaç dakikalýk yolu vardýr böylelerinin, önemsemem. Bir tabela gölgesinde frene basmamý isteyecekler. Kitabý defteri daðýldýðý yerden toplayýp, kýrpýþan gözlerle bir bana bir plakaya bakacaklar.

  Paltomun Yakasýnda (Aydýn Akdeniz) 10 Aðustos 2012 Aþk ve Romantizm 

Dudak büküp sýrt dönmelerin olurdu dargýnlýðý oynarken. Sonra aynada bir çift göz belirirdi. Unutmuþsun gibi, orada öylece bana bakardý. Karanlýða yaklaþtýkça irileþiyor gözbebeklerin. Derinliðine çekiliyor, giderek ufalýyor yansýmam. Tutup gazete geriyorum araya küçüldüðümü sanarak. Altta kalýr mýsýn hiç. Elin taraða uzanýyor, bakýþlarýn ise saçlarýna doðru kayýveriyor üzerimden. Sehpaya býrakýlan fincan týkýrdýyor da ayýlýyorum. Adýmlarýnla karþý odaya geçiyorum bu kez. Oda soðuk, üþüyeceksin. Canlandýrmak gerekecek sobayý. Olabildiðince bakýnýyorum loþ ýþýkta, göremiyorum. Yer yarýldý içine mi girdin ne, hiçbir yerde yoksun. Sokak lambasýnýn aydýnlattýðý köþe de boþ.

  Maça Kýzýna (Aydýn Akdeniz) 29 Ocak 2013 Varoluþçuluk 

Nehir kýyýsýndaki kayalýða indiðimde suya düþen gölgeyle baþýný farkediyorum. Eðilmiþ, akýntýya bakýyordu. Yaklaþmak istedim, elinin iþaretiyle vazgeçtim. Dediðine göre balýklarý ürkütebilirmiþim. Poþet dolusu erzaðý görebileceði bir aðaç dalýna iliþtirip uzaklaþacaktým. Cebime uzanýyorum. Kahretsin. Boþ. Ýkisi de. Sigara atmasýný istiyorum. Kýmýldamýyor. Gözleri hep akýntýda. Birden sevinçle doðruluyor. Ýnlerini buldum diyor. Balýk aðýný kýyýya doðru çekiþini görseler, kahvede günlerce konuþulurdu bu. Eli boþ döndü dedirtmemek için miydi yoksa üç beþ balýða mý telaþý. Aklýndan ne geçiriyor bilemezdim.

  Gün Görmezdi, Ýda'dan (Aydýn Akdeniz) 2 Þubat 2013 Baþkaldýrý 

Kýrýk döküklük var dilime düþenlerinde. Tekrar denemeliyim. Sorun seçtiklerim olabilir. Hafýzam. Dur bakayým. Zorluyorum, ama… Sözcükler, derinlere inmiþ gibi. Çýkarabilseydim. Soðuktan dilim de tutulmuþ olabilir. Az sonra kalmaz bir þeyciðim. Evet evet. Yere yuvarlanmýþtým. Bunu nasýl düþünemedim. Kanayan yerim yok ki. Çarpma derinde eser býrakmýþtýr belki. Yolunda sanýrdýn her þeyi ama içten içe kanayabilirdi damarlarýn.

  Ahlatýn Yaný (Aydýn Akdeniz) 16 Mart 2013 Bireysel 

Yol boyunca dalýp dalýp giderdi . Dizlerine, ayakkabýsýnýn tokasýndan vazgeçince pencere dýþýna . Kýzýyordum konuþmamasýna. Dikiz aynasýna öksürebiliyordum. Kýzýla mora bürünürken yüzüme, çizgilerine, egzoz dumanýnýn daðýlmasýna raðmen bir türlü göremediðim köyün boþluðuna doðru bakabiliyordum.

  Zühre"ye Kanat Çýrpmak (Aydýn Akdeniz) 10 Eylül 2013 Varoluþçuluk 

Cama düþmeye baþlayan kar tanelerini görünce dönmek istedi. Yolun kapanmasýndan çekiniyordu. Bir süreliðine daha misafirim olmaktan...Sanýrým. Evden ayrýlalý nefes alýp verirken çýkan o hýrýltýsýný saymazsam yanýmda ki koltukta oturduðu gerçeðini büsbütün unutabilirdim. Sileceklerin hareketleniþine takýlmýþtý bakýþlarý. Onu böyle görünce baktýðý þey hakkýnda düþünüyorum. Nesnenin devinimi, düþen kar, anýlarý, türlü türlü þey geçiyor aklýmdan. Bunlardan biri ya da tümüne bakmasý kabulümdü, ama hiçbirine bakmýyorduysa. O zaman unutmalýyým iþte; kýþkýrtýcý bulacaðým için. Sinirlenmemle eðlenir gibi. Hayra yormayacaðým sessizliðini. Çünkü bilmek hakkýmdýr. Açýklamalý. Etiyle kemiðiyle –“ þey” demeye yine de varmýyor dilim – düne kadar tanýdýðýmý sandýðým kiþiyse, çekinmezdi. Dilindekini söylerdi.

  Deve Dikeni (Aydýn Akdeniz) 1 Þubat 2014 Gerilim 

Hava kara dönmüþtü. Üþümüþ ve acýkmýþtým. Beklemekten de sýkýlýnca çantayý açtým, sucuðu parmak kalýnlýðýnda kesip çubuða sýraladým. Ucunu ateþe doðru yere batýrmýþtým. Ekmeði de o þekilde. Dilimlemeden ortasýndan bölerek. Dallar kýrýlýyordu o ara, sesini duymuþtum. Önce boz renkli þu köpek sandým. Sonra gövdesi dýþýnda vücudundan kalanlarý bir gün kara gömülmüþ halde bulduðumu hatýrladým. Çok olmamýþtý öleli. Vücudu bile soðumamýþtý. Kýzarttýðým dilimleri artýk paylaþamayacaktým. O deðilse dedim, kim ya da neydi dallarý kýran þey.

 

 



Hayatýn kendisi mi sorgulanýr satýrlarda, geçip giden zaman mý? cevap mýdýr önemli olan yoksa yaþanan anlar mý?



 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Aydýn Akdeniz, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.

 

Bu dosyanýn son güncelleme tarihi: 29.03.2024 12:47:15