Seviyorum, öyleyse varým. -Unamuno |
|
||||||||||
|
Zile bastýðýnda henüz sönmemiþti sevincin. Hizmetçi Kýz, kapýyý açar açmaz seni tanýmýþtý. Belli etmedi. Tedirgin, saygýlý uzaklýðýný koruyarak, "Haber vereyim, efendim..." dedi, silindi. Habersizdi geliþin. Bekletilmiþ olman da önemli deðildi, uzun süre, salonda... Öylesine kendinle doluydun; duymamýþtýn ki zamaný. Þaþýyordun. Almýyordu aklýn. Bir çocuðun, henüz kucaðýna bile almadýðýn bir bebeðin senin gibi koskoca bir adamý, üstelik kararlý bir adamý böylesine deðiþtirebileceðini... Oysa biliyordun: Gelmeyecektin bu eve. Hiç! Ama... iþte gelmiþtin! Bekliyordun... Daha dün, kýrýlan onurunu bile unuttun. Neden sonra, kapýda, yanýnda orta yaþlý, ilk kez gördüðün biriyle göründü Rýfat Bey. Yine de tanýr gibi oldun adamý. Rembrandt’ýn derin altuni karanlýklara gömdüðü yüzlerden biriyle karþý karþýyaydýn. Öyle sandýn; adamýn kalýplý, koyu giysiler içinde bakýmlý, parlak, cilalý parlak yüzü müydü yoksa seni böyle yanýltan? Ve daha oradan, "Ne var... ne oldu?" diye seslendi kayýnpederin Rýfat Bey. Uzak, selamsýz... Üþür gibi oldun. Bir an, derin, koyu karanlýklarda uçuþan beyaz noktacýklar gördün. Kararmýþtý gözlerin. Sordu; bir þey söylemeliydin. Niye sustun öyle... bir süre? Oturduklarýnda onlar yine kendi konularýna dönmüþlerdi. Kapasite artýmý, bazý kuruluþlarýn birleþtirilmesi, büyütülmesi... gibi þeylerdi konuþtuklarý. Oysa sen çocuðunu büyütüyordun gönlünce. Okul önlüðünü giydirmiþ, çantayý da vermiþtin hani eline... Sonra, nasýl oldu o öyle, söyleniverdin birden kendi kendine, biraz da kurumlu: "Ben bugün baba oldum." Ýþte o anda sýçradý yerinden kayýnpederin. "Kýzýma bir þey mi oldu yoksa?" Suçlayýcýydý bakýþlarý. Ürperdin. "Hayýr hayýr, baþarýlýydý doðum, çocuk da öyle, hem de oðlan..." diye bir þeyler söyledin. Duyulur duyulmaz, belli belirsiz bir sesle. Ayný anda, coþkuyla, "Bak, buna içilir," dedi; araya girdi, orta yaþlý adam. "Bugün alkol almadýðýmý biliyorsun," dedi, susturdu hemen onu Rýfat Bey. Terslemeydi bu! Uçuverdi altunisi, daha bir karanlýkta kaldý tablodaki yüz. "Yok... hayýr... bir daha buraya gelinmez," diyordun. Nasýl da biliyor, tanýyor karýn! Hastanede, birkaç saat önce, sana, "Gitme istersen, telefon et yalnýzca," demiþti. Anlamadýn. Unutmuþtun kýrgýnlýklarý... her þeyi... Sanatýný, ressamlýðýný bile. Tertemizdin, yenilenmiþtin. Sanki sendin doðan! "Bir çocuk eksikti... Þimdi neyle geçineceksiniz? Fýrçayla, boyacýlýkla olacak iþ mi bu? Çekecek, kýzým da olsa çekecek! Ta ki, ’Haklýymýþsýn babacýðým’ diyene, dönene dek..." Sanaydý bu sözler. Dinledin. Fýrçalarýný kýrýyordu birileri... Eller, birçok eller, vücutsuz eller, her biri bir kartal pençesi eller, üþüþüyorlar, saldýrýyorlar, parçalýyorlardý bildiðin tüm tablodaki yüzleri... Ve sonunda beceriksizce kendini sokaða attýn. Tam çoðaldýðýn, bunu, en ince derinliklerinde duyduðun bir günde yalnýzdýn.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Ertunç Barýn, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |