..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Dünyaya geldiðinden, dünyada bulunduðundan, dünyadan gideceðinden hoþnut olan bir kimse görmedim. -Namýk Kemal
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Ýliþkiler > Aysel AKSÜMER




29 Haziran 2011
Duygularýmýz Baþýmýzýn Tacýdýr  
Aysel AKSÜMER
Duygusallýk nedir? Kimler duygusal statüsünün içine girer? Duygularýný; ulu orta, herkesle paylaþan daha mý duygusaldýr? Duygusunu ruhunun derinliklerinde bir sýr gibi saklayan duygusuz mudur? Yoksa duygusallýk; gözden doðup, kirpiklerden süzülüp, bir kolu þakaklardan diðer kolu burun kenarlarýndan akýp, yürekte çaðlayan, his dünyasý haritamýzdaki bir nehrin ismi midir? Veya duygusallýk; bizimle nam salmýþ bir hanedanlýk mýdýr?


:AHBJ:
Duygusallýk nedir? Kimler duygusal statüsünün içine girer? Duygularýný; ulu orta, herkesle paylaþan daha mý duygusaldýr? Duygusunu ruhunun derinliklerinde bir sýr gibi saklayan duygusuz mudur? Yoksa duygusallýk; gözden doðup, kirpiklerden süzülüp, bir kolu þakaklardan diðer kolu burun kenarlarýndan akýp, yürekte çaðlayan, his dünyasý haritamýzdaki bir nehrin ismi midir? Veya duygusallýk; bizimle nam salmýþ bir hanedanlýk mýdýr?

Bir aðacýn yapraklarý, üzerindeki damarlarý, gökyüzüne dua eder gibi açýlmýþ kâh çiçek kâh meyve veren kollarý, kabuklu gövdesine nasýl bitiþikse duygularýmýz da özümüze ayný þekilde kökten baðlýdýr. Gözü, kirpiksiz hayal edemiyorsak insaný da duygularýndan ayrý düþünemeyiz. Et kemikten nasýl ayrýlmýyorsa akýl ve mantýkla örülmüþ insanoðlundan da duyguyu söküp atamayýz.

Duygu; bir nevi seldir ve o selin önüne katýp sürüklediði ise bazen aþk, hayranlýk, gurur, mutlu olma, utanma, ümit, kendini üstün hissetme, sevinçken bazen de acý, panik, merhamet, korku, öfke, isyan, kuþku hýrs vs. dir.

Konuya biraz farklý bir noktadan bakalým isterseniz. Dýþ görüntüsü ve biçim olarak bütün limonlar az çok birbirine benzer týpký biz insanlar gibi. Limon; rengi sapsarý, ýlýman iklime sahip bütün memleketlerde kültür þekilleri yetiþtirilen yaprak dökmeyen, uçucu yað taþýyan küçük aðaçlarýn meyvesidir. En çok bilinen narenciye türlerinden biridir. Fakat; bazýlarý öyle serttir ki avuçlarýnýzýn arasýna alýp ne kadar sýksanýz da, tüm gücünüzle üstüne bastýrýp, bildiðiniz tüm iþkenceleri uygulasanýz da suçunu itiraf etmeyen suçlular gibi size karþý direnir. Meþhur “Dýþý seni, içi beni yakar ” deyimini; o dakikada “Dýþý seni içi beni kurutur” diye deðiþtirmek istersiniz. Çorak toprak gibidir. Ne yapsanýz bir damla suyunu göremezsin, uðraþýp didinseniz de akmaz. Sýcak su içinde haþlasanýz bile o istediðiniz kývamda yumuþamaz. Oysa daha çocukluðunuzda ”bir küçücük fýçýcýk, içi dolu turþucuktur” bilmecesinin cevabýnýn; “limon” olduðunu öðrenmiþsinizdir. Ama hormonlarýyla mý oynanmýþtýr bilinmez, o, limon tanýma asla uymaz. Sanki bu tip limonlar; bizlere duygusuz insanlarý mý hatýrlatýyor? Ne dersiniz?

Bazý limonlar da küçücük bir býçak çiziðinde bile içlerini; bereketli yaðmurlar gibi boþaltýverirler . Sulusepkenlerdir; týpký duygusal insanlar gibi.

Bir de duygunun doðru anlamlandýrýlmasý da çok önemlidir. Solon’a oðlunun ölümünde, güçsüz ve yararsýz gözyaþlarý dökmenin doðru olmadýðýný söylemiþler; Güçsüz ve yararsýz olduklarý için dökülmeleri daha iyi ya! demiþ. Sokrates’in karýsý “Ah! Bu insafsýz yargýçlar! Seni haksýz yere öldürüyorlar diye aðlayýp sýzlanýrken, Sokrates: Ya haklý olarak öldürseler daha mý iyi olurdu? demiþ. Görüþler ne kadar farklý deðil mi?

Küçükken “falanca kiþi, mide kanamasý geçirmiþ. Hastaneye zor yetiþtirmiþler” diye duyunca olayýn tamamen içte yaþandýðýný bilmezdim. Üstüne giydiði her ne ise kan revan içinde olduðunu hayal ederdim ve korkardým. “Bunun konumuzla ne alakasý var?” diye sorduðunuzu duyar gibiyim. Ýzninizle açýklayayým. Bazý olaylar karþýsýnda “hemen tepki vermiyor” diye duygusuz, aðlamadýðý için “acýmasýz” diye peþin hükümde bulunduðumuz bazý insanlar, aslýnda gözyaþlarýný içine akýtýrlar. Maalesef dýþ görünüþ çoðunlukla bizleri yanýltabilir. Ýçi sulu olan var susuz olan var ama bu; limonun limon olduðu gerçeðini deðiþtirmez. Ayný þey; biz insanlar için de geçerli.

Duygusallýk; içinde vicdan, merhamet, saðduyu gibi pek çok güzelliði barýndýran insani bir olgu olsa da kontrolden çýkarsa, ayarý kaçarsa insana fayda yerine zarar getirebilir. Daha da önemlisi hedefimizden uzaklaþtýrýr.

MONTAIGNE’nin þu sözünü çok severim. “Okunu hedeften öteye atan okçu, okunu hedefe ulaþtýrmayan okçudan daha baþarýlý sayýlmaz. Ýnsanýn gözü karanlýkta da iyi görmez, fazla ýþýkta da”.

Bazý kiþileri; olaylar karþýsýndaki soðukkanlýlýðý nedeniyle “metanetli” diye tanýmlarýz. Metanetli olmanýn açýlýmý kesinlikle duygusuzluk deðildir. Olaylar, bazen istemediðimiz yönde geliþebilir. Acýlarla, haksýzlýklarla, burun buruna gelebiliriz.. Eðer gözyaþlarýmýza dur diyemezsek yanlýþlar yapabiliriz. Þöyle düþünürüm hep. Gözler, yaþla doluyken net bir görüntü saðlayamayýz. Her þey gözümüze bulanýk görünür. Týpký sileceklerin hýzýnýn yaðmura yetiþemediði hallerde araç kullanan þoförün önünü görmede çektiði zorluk gibi. Fiziksel anlamda yaþanan bu zorluðun hemen hemen aynýsý psikolojik olarak yaþanýr. Nasýl mý? Saðlýklý düþünemeyiz. Yanlýþ kararlar alabiliriz. Boþuna mýdýr aðlayan insanlara “Önce git bir elini yüzünü iyice yýka da kendine gel” ya da “bir dýþarý çýk da ciðerlerine temiz hava çek” diye telkinlerde bulunmamýz. Böyle durumlarda, yüze soðuk bir su serpmenin, ciðerlere temiz hava yüklemenin her derde deva olduðu pek çok kiþi tarafýndan test edip onaylanmýþ bir yöntemdir.

Duygusal insan hassas kalplidir, çabuk kýrýlýr. Oysa hayat; hiç de kadife yumuþaklýðýnda deðildir. Bazen fýrtýnalar estirir, bazen de önümüze boyumuzu aþan dalgalar çýkarýr. Bunlarý aþan insanlara þöyle bir bakýn! Hepsi nasýl da sabýrlý ve güçlüdür. Oysa onlarýn da duygularý vardýr ama savrulmamayý, yýkýlmamayý çoktan öðrenmiþlerdir. Belki düþmüþlerdir yere ama çabucak kalkmasýný bilmiþlerdir. Çünkü hayat yolu; uzun ve meþakkatlidir. Dur, kalkla verdiðimiz zaman kaybýný, önümüze saðlýklý bir þekilde bakarak geri kazanabiliriz.

Bazý mesleklerin icrasýnda insanlar bildiðiniz üzere o mesleðin kýyafetlerini giyinmek zorundadýrlar. Bir doktorun ve hemþirenin beyaz önlükleri, bir hâkimin cübbesi, pilotlarýn üniformasý gibi. Fakat onlar, çoðu zaman kýyafetlerini giydiklerinde, duygularýný ruhlarýndan soymak zorundadýrlar. Çünkü duygular; insanýn kalbinin gereðinden fazla çarpmasýna, ya da avuçlarýnýn terleyip, titremesine yol açabilir. Böyle bir ruh halindeki doktor , hayati önem taþýyan bir ameliyatý gerçekleþtirebilir mi? Ya da bulutlarýn arasýndan bir kuþ gibi geçen pilot, olaðanüstü bir durumla karþýlaþtýðýnda kendisine emanet olan yolcularýn hayatý için saðlýklý bir strateji izleyebilir mi? “Kesinlikle hayýr” dediðinizi duyar gibiyim.

Duygular bizlerin olmazsa olmazýdýr. En büyük zenginliklerimizdir. Özellikle güzel duygular; her bedene hemen uyan ve çok yakýþan cývýl cývýl desenleri olan elbiselere benzer. Þimdi söyleyeceðim þey belki size ters gelebilir ya da gelmeyebilir. Ama ben, duyguyu en çok kime yakýþtýrýyorum biliyor musunuz? Dünyanýn en eþsiz varlýklarý olan annelere ve babalara. Bir de duygularýný, nakýþ gibi satýrlara iþleyen þair ve yazarlara. “Yaþasýn Edebiyat!” ve “bizi biz yapan duygularýmýz!”.

Aysel AKSÜMER



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn Ýliþkiler kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Buyur Buradan Yaz
Öteleme
Ýçimizdeki Yangýn Merdiveni
Gözyaþlarým Nerede?
Gönül Kapýsý
Duygusal Zeka
Yine Ne Oldu?
Merhaba - Elveda
Durgun Saatler
Nasihat ve Tavsiye

Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ruhumun Ýçi
Ýnsan Profili
Fýrça Günlüðüm
Bakýþ Acýsý
Taksiler Kan Kýrmýzýsý
Uygulamalý Atasözleri
Ýnsan Sýnýfý
Kendini Sev
Boþluklarda Ben
Gece Hayatý

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Hayat Bu Ölüm Bu [Þiir]
Global Yalnýzlýk [Þiir]
Deliksiz Suskunluk [Þiir]
Geliþi Güzel [Þiir]
Kýrýk Bir Aþk [Þiir]
Yürekten Dökülen Dostluk Tanesi [Þiir]
Doðaya Karýþmak Ýstiyorum [Þiir]
Ýstanbul Düþü [Þiir]
Bohçadaki Sözler [Þiir]
Erik Aðaçlarý [Þiir]


Aysel AKSÜMER kimdir?

Halkla Ýliþkiler mezunuyum. Devlet memuru emeklisiyim. 2 evlat sahibiyim. Ankara'da yasiyorum. Bir Oyku Kadar Kisa Bir Roman Kadar Derin Hayatlar isimli oyku kitabinin yazariyim.

Etkilendiði Yazarlar:
Orhan Veli KANIK, Reþat Nuri GÜLTEKÝN, Anton Çehov


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Aysel AKSÜMER , 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.