Mamýlo’nun Kürekleri

“Mamýlo’nun Kürekleri” henüz yayýnlanmamýþ ancak yayýn aþamasýnda olan bir kitap.
Mamýlo’nun Kürekleri henüz yayýnlanmamýþ ama 2004 yýlýnda Malatya Belediyesi tarafýnda düzenlenen “Malatya” konulu film yarýþmasýnda, senaryosu en iyi ödülüne layýk görülen bir eser…
Hepsinden önemlisi; Mamýlo’nun Kürekleri bir Malatya mozaiði…
Mamýlo’nun Kürekleri’ni bir oturuþta -az önce- okudum bitirdim ama bir günümü verdiðime deðil, yorulduðuma hiç deðil çabuk bitirdiðime üzüldüm…
Zira Mamýlo’nun Kürekleri’nde, “iþçi meydaný” denilen bugünkü ama bugünküsü gibi olmayan/deðiþen/büyük bir deðiþime uðrayan Malatya Yeni Camii civarý ile Söðütlü Camii’nin etrafýnda sabahýn erken saatlerinde doluþan iþçilerle birlikte beklediðim günlerimi hatýrladým.
Mamýlo’nun Kürekleri’nde, henüz bir ilkokul birinci sýnýf öðrencisiyken þahit olduðum ve o gün bugündür hep ürperti ile hafýzama kazýdýðým Hamid Fendoðlu’nun öldürülmesi ve sonrasý çýkan Malatya olaylarýný tekrar yaþadým.
Mamýlo’nun Kürekleri’nde, Malatya’nýn1987’sini ve daha öncesi geçmiþini bir kez daha yâd ettim.
Mamýlo’nun Kürekleri’nde, Malatya’nýn eski sokaklarýný adým adým gezerek bakýrcý pazarýndaki demir döven Malatya’nýn meþhur bakýrcý Ermeni usta hemþerilerimizden tut kiremit ocaklarýnda çalýþan ýrgat hemþerilerime kadar çok kültürlü ve çok mezhepli Malatya mozaiðine bir kez daha þahit oldum.
Benim için en dokunaklý olaný da, Mamýlo’nun Kürekleri’nde, çocukluðumu yaþadýðým ve hala yaþamaya doyamadýðým Orduzu’yu gördüm…
Orduzu’nun kiremit ocaklarýný ve ocakta çalýþanlarý…
Saka Nurettin’in, Bekir’in Orduzu halkýna (Özellikle de Orduzu’ya sonradan yerleþen Kürt kökenli Orduzu mukimlerine… ) yaptýklarý zulmü, adaletli bir su daðýlýmý yapmayýp garip-gurabanýn bahçe ve zerzevatlarýný kurutmaya mahkûm ettirdikleri günleri bir kez daha yaþadým Mamýlo’nun Kürekleri’nde…
Mamýlo’nun Kürekleri’nde, Mamýlo’yu bir kez daha (rahmetle) hatýrladým…
Mamýlo’yu Orduzu otobüsünde hep görür karþýlaþýrdým.
Eserde de anlatýldýðý gibi heybetli ve haþmetli bir duruþu vardý.
Mamýlo’nun son dönemleri olmuþ olacak ki gördüklerim yine devasa heykel görünüþü vardý ama ne hikmetse ben onu hep otobüsün ikinci kutluðunda uyurken görürdüm.
Baþýnda hiç düþürmediði bekçi þapkasý ve sýrtýnda indirmediði kalýn paltosuyla benim yaþýndaki çocuklarýn uykusunu kaçýran bir gulyabani duruþluydu Mamýlo…
Ama meczup ama garip olduðu her haliyle belliydi Mamýlo…
Esere tekrar dönecek olursak…
Eserde; Mamýlo bir iyilik meleði gibi tanýtýlmýþ…
Öyle miydi, tam bilemiyorum ama onun sevdadan dolayý meczup olduðu herkesçe bilinen bir gerçek...
Yazar da zaten bunu çok güzel iþlemiþ.
Çünkü Mamýlo’nun Kürekleri’ni okurken aldýðým hazzýn benzerini ancak Doðu klasiklerdeki efsanevi aþk kitaplarýnda alabilmiþtim…
Bu açýdan bakýldýðýnda Mamýlo’nun Kürekleri, yüzde yüz yerli ve yaþanmýþ bir Anadolu aþk hikâyesidir.
Baþta da ifade ettiðim gibi, Mamýlo’nun Kürekleri, bir Malatya mozaiði ve Malatya’da yaþanmýþ gerçek bir hayat kesiti ve okuyucudan mýrra tadýný býrakan bir eser…
Yazarý (Dostum Dr. Ali Yalçýn’ý) bu çalýþmadan dolayý tebrik ederek, Malatya sevdalýlarýna, Malatya kokan bu kýymetli eseri hararetle tavsiye edip bu tür çalýþmalarýn çoðalmasýný diliyorum…