Ýnsan özgür doðar, ama her yaný zincire vurulmuþtur. -Rouesseau |
|
||||||||||
|
Öte tarafta baþka bir gök Baþka bir el Baþka bir bulut ZAMK Önce alfabetik sýraya göre tanýdýðý insanlarýn isimlerini incecik sarý yapraklý not defterine ancak her birini aklýnda gerçekmiþ gibi var edinceye kadar hayal edip onlarla konuþuyormuþ hissine ulaþtýðýnda yazýyordu. Bu yaptýðý onu eni konu yalnýzlýðýn açacaðý felaketlerden korumuþ oluyordu ancak daha önceden tanýþý olan þimdi istese de görüþmesinin çok zor olacaðý kiþilerle kurgulamýþ olduðu bu yeni tür arkadaþlýk onlarý geçmiþin benzeþikliðinden ve duraðanlýðýndan çýkararak hayal dünyasýnýn boþluðunda yaþamaya devam eden, konuþan, aðlayan, kýzan, uyuyan, seviþen, eskiye özlem duyan insanlara çeviriyordu. Not defterine isimleri yazdýðý her defasýnda onlarý yeniden canlandýrýyordu. Bu arkadaþlýklar arasýnda hatýrlamak için kendini zorladýðý, neredeyse yaþanmýþ olup ta hatýrlanamamýþ deftere not düþülememiþ hiçbir anýsýnýn kalmamasýna çalýþtýðý kiþilerde vardý tabi. Kartal bu kiþilerden bir tanesiydi. Her gün yeniden Kartal’ýn ismini defterine yazdýðýnda, önce kurþun gibi, çýðlýk gibi, ansýzýn akla gelen unutulmasý mümkün olamamýþ olayý çaðýran bir görüntü gibi, ateþli bir kelime iliþiveriyordu kaleminin mürekkebine. Kadýn seslerinin çocuk seslerine, gülüþmelerin aðlayýþlara, otomobil seslerin uçak seslerine, rüzgarýn yaðmura, düþüncenin aptallýða, gündüzün geceye karýþmaya baþladýðý o akþam kartal’ýn adýnýn karþýsýna Zamk yazmýþ ve þöyle devam etmiþti: Güneþ dünyayý ele geçirmiþ bir askeri ordunun komutaný gibi neferleri olan olan ýþýk damlalarýný her bir noktaya yollamýþtý ve bende o askerler tarafýndan tutsak edilmiþ bir esirdim. Þehrin çok iþlek bir caddesi üzerinde sadece dikkatli bakanlarýn görebileceði bir yerde bir buçuk iki metre yüksekliðinde bir cam öylece desteksiz bir þekilde duruyordu. Kimselerin fark etmemesi halkýn güvenliðini saðlamakla görevli olan polislerin böyle bir cam hiç yokmuþçasýna davranmalarý çok ta anlaþýlacak bir þey deðildi. Bir an zihnimin bulandýðýný, bir sanrý nöbeti yaþadýðýmý düþünmeye baþladým. Camýn öylece durabilmesini saðlayan güç eninin yirmi santimetreye kadar varan kalýnlýðýydý. Ýnsanlarýn yaþamlarýný engellemediði besbelliydi belki de renk kattýðýný düþünüyorlardý. Ben bu caddeye bir haftadýr çýkmamýþtým acaba ne zamandan beri burada bu cam kütlesi? Kim býrakmýþ olabilir onu buraya? Sonunda neyi deðiþtireceðini düþünüyor acaba? Ben bunlarý düþünürken bir taraftan da güneþ tanrý kanýmý iþliyordu. Bu kadar þaþýrmamam gerekir aslýnda diye düþündüm bana daha çok þaþýrtýcý gelmesi gerekenin camdan ziyade insanlarýn olmasý gerektiðini çünkü bir haftadýr birkaç kiþi dýþýnda insan görmediðimi birileriyle bir þeyler konuþmam gerektiðini düþündüm. Yürümeye karar verdim, cama tekrar baktým olduðu yerdeydi. Karþýmda hýzla deðiþen bir dünya vardý. Ýnsanlar rüzgarýn savurduðu toz tanecikleri gibi kimileri bedenime çarparak kimileriyse hiç dokunmadan uçuþup gidiyorlardý. On dakika kadar bu þekilde yürüdüm. Yorulduðumu ve yaþadýðýmý hissettim fakat hala aðzýmdan bir baþkasý tarafýndan anlaþýlacak karþýlýk bulacak bir söz çýkmamýþtý. Birileriyle önemli olduðu düþünülebilecek bir þeyler konuþmalýydým. Karþýmda asýrlýk saat kulesi duruyordu. Kolumdaki saate baktým, üçe çeyrek vardý , saat kulesi ise üçü çeyrek geçiyordu. Benim saatim kolay kolay geri kalmazdý sorunun saat kulesinde olduðunu düþündüm. Þimdi çözmem gereken bir konuyla karþý karþýya kalmýþtým. Konuþabilmem içinde bir bahanem olacaktý böylece hem de hiç kimsenin önemsiz sýfatýný vermeye cesaret edemeyeceði bir konuydu bu. Zaman önemliydi. Olduðum yerde durdum. Saati sormak için insanlarý süzmeye baþladým. Koþar adýmlarla yürüyen orta yaþlý takým elbiseli birisi geliyordu, buna sormamalýydým. Evet salýna salýna yürüyen genç bir kýz soruma cevap verecektir. Affedersiniz saatinizi öðrenebilir miyim benim ki bozulmuþta dedim. Beni hiç duymamýþ gibi yürümeye devam etti. Bu davranýþý kýzýn kafasýnýn bir problemi çözmeye çalýþtýðýndan gözlerinin hiçbir þeyi göremediðine verdim. Ýnsanýn kendi bedeninden çevresinden fiziksel dünyadan soyutlandýðý zamanlardan birini yaþýyor olmalýydý ama ne yazýk ki düþüncesi bu fiziksel evrenin kavramlarýyla, kelimeleriyle, oyunlarýyla çevriliydi ancak onlarýn dýþýna çýkamaz sadece onlardan uzaklaþabilirdi. Bunu biliyor olduðunu bana da bu nedenle cevap vermediðini düþündüm. Yürüyüþündeki aðýrlýk, vücudunun her bir parçasýnýn birbirinden baðýmsýz, baþýna buyruk hareket ediyor gibi durmasý düþüncemi haklý çýkarýyordu. Ýçimdeyse yatýþtýrýlmasý gereken, henüz baþladýðýný hissettiðim bir sýkýntý baþ göstermiþti. Boyalarý dökülmüþ, duvarlarý çatlamýþ harabe binaya uzun uzun baktým. Saati insanlara sormaktansa saat kulesini referans alarak saatin gerçekten kaçý gösterdiði endiþesinden çarçabuk sýyrýlabilirdim. Görünürde yapýlmasý gereken buydu fakat içimi zamaný doðru gösterenin kolumdaki saat mi yoksa saat kulesi mi olduðundan daha çok tanýmlamakta güçlük çektiðim baþka bir endiþe kaplamaya baþlamýþtý. Kimselerin fark etmediði camý hatýrladým, varlýðý, bir varlýk ifade etmiyormuþ gibi bakýlan camý. Ben de ayný cadde üzerinde duruyordum ve ayný kaderi paylaþýyor olabilirdim.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © ÖZGÜR ÞÝMÞEK, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |