..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Küle deðil, ateþe üflemelidir." -Divanü Lügat-it Türk, Savlar
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Toplumbilim > Güngör Karauðuz




23 Temmuz 2011
Tarihi Eser Yaðmacýlýðý, Definecilik ve Bölgemiz  
Güngör Karauðuz
TARÝHÝ ESER YAÐMACILIÐI, DEFÝNECÝLÝK ve BÖLGEMÝZ


:BBFH:
Sevgili okurlar!

Bilindiði üzere ülkemiz, tarihi eser ve tarih cennetidir.
Ancak ne yazýk ki Anadolu topraklarý bilinçli ya da bilinçsiz olarak bu manada yabancýlar ve halkýmýz tarafýndan yaðmalanmaktadýr. Hatta pek çok eserlerimiz yurt dýþýna kaçýrýlmaktadýr. Sonra Devletimiz kendi malý olan bu eserleri geri almak için çok büyük paralar ödemek zorunda kalmaktadýr. Yani hem vatandaþ/birey olarak hem de Devlet olarak çok büyük zararlara uðramaktayýz ve uðratýlmaktayýz.
Bilindiði üzere ‘arkeoloji’, batýda XIX. yüzyýlda doðmaya baþladý. Batýlýlar her þeyden önce

kendi köklerini araþtýrmak,
Tevrat’ta ve Ýncil’de geçen hikâyeleri doðrulatmak amacýyla arkeolojinin metodolojisini ortaya koymaya çalýþtýlar.Þüphesiz kendi köklerini ortaya çýkartmayý düþündükleri araþtýrmalarý ile de, daha önce ‘o topraklarda yaþamýþ’ olduðunu ifade ederek, toprak talebinde bulunmalarýný, hedeflerinden biri olarak söylemek mümkündür. Buna bir misal; Ermeniler’in dünya kamuoyu önünde ‘Doðu Anadolu’muz’ üzerindeki emelleri gösterilebilir. Onlar, kendi kökleri olarak Doðu Anadolu Bölgemizde yaþamýþ ve baþkentleri Tuþpa/Van olan Urartularý, atalarý olarak seçtiler; bu noktada dünya kamuoyunda da hatýrý sayýlýr bir taraftar da buldular. Böylece, dünya kamuoyunu yanýltmayý da baþardýlar. Ancak bilindiði üzere kökleri olarak öne çýkardýklarý Urartular, hiçbir þekilde Ermenilerin atasý olamaz. Çünkü Ermenice, Hint-Avrupa dil ailesi içinde deðerlendirirlerken, Urartuca ise Ural-Altay dil ailesi içinde deðerlendirilir. Yani Uratuca, Türkçe gibi sondan eklemeli, bitiþken bir dil yapýsýna sahiptir. Evet, bugün Anadolu’da Hint-Avrupa dil ailesine ait eskiçað uluslarý da vardýr. Bunlarýn baþýnda Hititler ve Luwiler gelir. Ancak þurasý bir gerçektir ki bu eskiçað uluslarýna, biz Anadolu insaný olarak, bir batýlýdan daha yakýnýz ve hatta Hitit toplumu baþta olmak üzere diðerlerini de en iyi biz anlayabilir ve yorumlayabiliriz. Hatta bir batýlý Anadolu’da yaþamýþ eskiçað uluslarýný anlayabilmek için Anadolu kültürünü yani kültürümüzü iyi özümsemesi gerekir. Ýç güveylik, nevruz, çeyiz, baþlýk parasý ve daha pek çok geleneðin, Hitit toplumunda da var olmasý, yukarýda anlattýklarýmýzýn anlaþýlmasý için güzel misallerdir.
Tabii ki bu durum Osmanlý Devleti’nin son zamanlarýnda iyi etüt edilemedi ve arkeoloji ilmine hep uzak duruldu. Batýlýlar bir þekilde ülkemizde araþtýrmalar yapýyor ve elde ettikleri tarihi eserlerimizi ise yurt dýþýna kaçýrýyorlardý. Osmanlý Devleti bu duruma, ilk zamanlar ses çýkartmýyordu. Ancak artýk bir þeylerin deðiþmesi gerekiyordu ve Osmanlý Devleti eski eser yaðmasýnýn önüne geçebilmek için, önce 1858, 1869 yýllarýnda hazýrlanan kanun ve yönetmelikler yayýmladý. Bu yönetmeliklerle, yabancýlar kazý izinlerini koparabilmiþlerdi ama yönetmeliklerde bulduklarý boþluklarla ya da yasadýþý yollarla ülkemizi talan etmeye devam ettiler. Yani kýsacasý tarihi eserlerimizin yaðmalanmasýnýn önüne bu yönetmeliklerle de geçilemedi. Hatta 1874 yýlýnda Asar-ý Atika Nizamnamesi ve 1884 yýlýnda da Osman Hamdi Bey’in hazýrlattýðý nizamname de bu talanlarýn önüne geçememiþtir; bu yasalarla alýnan önlemler, batýlýlarca padiþah fermanlarýyla hep delindi.
Batýlýlarýn ülkemizden yaðmaladýklarý on binlerce eserden sadece bilinen birkaçýný burada tekrarlamak istiyorum.
1846 yýlýnda Lord Stradford Canning, padiþah fermanýyla Halikarnassos Mausoleion’un frizlerini Ýngiltere’ye götürdü.
1865-1868’de Çanakkale’de Troya’da yaptýðý kazýlarda bulunan eserlerin tamamý Frank Calvert tarafýndan yurt dýþýna kaçýrýldý.
1873’te H. Schielemann da Troya’da bulduðu sekizbinin üzerindeki tarihi eseri önce Yunanistan’a ve sonra da Almanya’ya kaçýrdý.
1871’de C. Humann, Bergama Zeus Sunaðý’ný Berlin’e kaçýrmýþtýr, ama ne garip bir ülkeyiz ki bu þahsa, daha sonra ülkemiz tarafýndan bu harabelerde gömülme izni verilmiþtir.
Batýlýlarýn hiçbir zaman sönmeyecek bu yaðmalama huyu, Irak Savaþý sýrasýnda da harekete geçti. Baðdat Ulusal Müzesi’nde bulunan 165.000’in üzerinde eserin, 13.000 tanesi Amerika baþta olmak üzere, Ürdün ve Ýtalya’ya kaçýrýlmýþtýr.
1973 yýlýnda 1710 sayýlý Eski Eserler Kanunu, 1983 yýlýnda da 2863 sayýlý Kültür ve Tabiat Varlýklarýný Koruma Kanunu, 1987’de 3386 sayýlý olarak yeniden düzenlenen kanun, 2004’te 5226 sayýlý Kültür ve Tabiat Varlýklarýný Koruma Kanunu yürürlüðe girmesiyle düzgün bir kanuna ülkemiz sahip olmuþtur.
Bu yasalara ve yabancýlarýn yaðmalamalarýna raðmen, bilinçsizce hareket eden taþra ve metropollerdeki yurdumuz insaný ne yazýk ki yasa dýþý yollarla yaptýklarý kaçak kazýlar, definecilik ve eski eser ticareti ile ülkemizi yaðmalamaktadýrlar. Hatta ülkemizde bu amaca hizmet eden ve tarihi eserlerimiz daha rahat talan edilsin diye(!) detektörler de fütursuzca satýlmaktadýr. Bugün ülkemizde sekiz yüz binin üzerinde detektör olduðu resmi kaynaklarca doðrulanmaktadýr. Bu sayý oldukça ürkütücüdür; gazete ve televizyon reklamlarýyla halkýmýz maalesef detektör alýmýna daha da özendirilmektedir. Devletimiz acilen bu detektörlerin kullanýmý ve alým satýmý için gerekli düzenlemeleri yapmalýdýr.
Gömü bulmak umuduyla kazý yapan veya yaptýran hayalperest definecilerin ise aslýnda bulmayý umut ettikleri þey ‘kanuni olarak define aramak deðil’, ören yerlerinin talan edilmesidir. Oysaki devlet definecilere kesinlikle “ören yerlerinde” kazý izni vermez. Bilindiði üzere bir yerde gömü olduðu düþüncesinde olan bir defineci, nerede define arayacaðýný, en yakýn ilçe ya da il müze müdürlüðüne bir dilekçe ile müracaat eder. Müze müdürlüðü uzmanlarýnca tetkik edilen arazide hiçbir kültür varlýðýna rastlanmadýðý raporunun verilmesiyle, jandarma ekiplerinin de hazýr bulunduðu bir kazý gerçekleþtirilir. Bu izinli ve yasal bir kazýdýr. Ancak, 1990 yýlýndan itibaren on yýl boyunca vatandaþlara verilen bin beþ yüzün üzerinde resmi define kazýlarýndan, hiçbir þey bulunmadýðýnýn resmi verilerle sabit olmasý da unutulmamalýdýr.
Zonguldak Bölgemiz, Anadolu’muzun diðer köþeleri gibi tarihi eser bakýmýndan oldukça zengindir. Ne yazýk ki tarihi eserlerimiz defineciler ve halkýmýzca bilinçsizce tahrip edilmektedirler. Defineciler ve halkýmýz tarihi eserler noktasýnda bilinçlendirilebilirse bu tahribatlarýn önüne geçilebileceðine inanýyorum.
Yöre insanýmýz tarlasýný iþlerken bulduðu tarihi eserlerimizi “baþýma bir þey gelir” endiþesiyle kýrmaktadýr. Defineciler ise, taþ ve mermerden imal edilmiþ “tarihi eserlerin içlerinde altýn var diye” eseri kýrarak tahrip etmekte ya da eserlerimizi kaçakçýlara yasa dýþý olarak kaptýrmaktadýrlar. Böylece büyük bir suç iþlemektedirler.
Oysaki bu kiþiler bu eserleri en yakýn ilçe ya da il müzelerine teslim etmelidir.
Böyle yaptýklarýnda, müze idaresi tarafýndan kendilerine, sadece bir bilgi maksadýyla, eseri/eserleri nereden bulduklarý sorulacaktýr. Bu þahýslar eseri/eserleri müzeye hibe edebilirler.
Hatta müze müdürlüðüne müracaat ettiklerinde, tarlasýnda bulduðu bu eseri/eserleri müzeye satabilirler. Bunun üzerine eserin/eserlerin teslim edildiði ya da daha büyük bir müzede oluþturulacak komisyonun deðer biçtiði miktar bu þahsa/þahýslara ödenir. Halkýmýz ne yazýk ki bu durumdan habersizdir.
Bu konuda halkýmýz ve yöre insanýmýzýn bilinçlenmesiyle, hem ülkemiz ve hem de vatandaþýmýz kazanacaktýr.
Tarihi eserlerimize sahip çýkmak umuduyla…
Kalýn saðlýcakla…



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn toplumbilim kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ýbrahim Hamdi Efendi'nin Kaleminden Devrek ve Bölgemiz
"Devrek ile Çevresi Tarih ve Kültürü Üzerine" Baþlýklý Kitabýmýz Hakkýnda
Zonguldak Bölgesi'nin Yetiþtirdiði Bir Yerel Tarihçi ve Düþündürdükleri
Osmanlý Devleti Döneminde Devrek'te Yaþanmýþ Bazý Büyük Felaketler
Müzeler ve Devrek Arkeoloji - Etnografya Müzesi Kurulmalý mý?
Hýzýrbey Ýli - Devrek - Hamidiye
Abdullah Sabri Efendi
Zonguldak Bölgesi"nde Medeniyetin Ýlk Filizlendiði Ýlçemiz: 7500 Yýllýk Devrek"in Eskiçað Tarihi Üzerine
Bölgemizi Ziyaret Eden Bir Seyyah: Wýllýam Francýs Aýnsworth
Ýstiklâl Savaþý Gazisi Hüseyin Baþocakcý


Güngör Karauðuz kimdir?

Daha çok eskiçað dünyasýný konu alan hikaye ve roman tarzý edebi yazýlarý okumayý severim. Gezi-inceleme yazýlarýna karþý da büyük ilgi duymaktayým.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Güngör Karauðuz, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.