Bir ülke baðýmsýz olmadan, baðýmsýzlýk da erdem olmadan ayakta duramaz. -Rousseau |
|
||||||||||
|
HORTLAK GÝBÝ Küçük bir köyde, orta büyüklükte bir ilçede ya da bir büyük kentte yaþarken farklý þeyler hissedersiniz. Örneðin, köyde herkesi tanýrsýnýz; kiminle karþýlaþýrsanýz karþýlaþýn, selamsýz geçmek büyük ayýp sayýlýr. Bu anlamda çevreniz dopdoludur. Sýradan gidersek, bir ilçede belli sayýda ahbabýnýz, akrabanýz olur; çok iyi tanýmasanýz da, göz ucuyla selamlamadan geçemediðiniz çokça kiþi olur. Gelelim büyük kente; burada doðru dürüst kimseyi tanýmazsýnýz. Belki abartý gibi gelecek ama, “Hým, bizim alt katta bunlar mý oturuyormuþ!” dendiðiniz bile olur. Bana göre en iyisi orta büyüklükteki yerlerde oturmaktýr. Aradýðýnýz her þeyi bulduðunuz gibi, toplumun büyük çoðunluðuyla iyi kötü bir tanýþýklýðýnýz olur. … Yalnýz, her þeyin yarým yamalaðý gibi, yarý tanýþýklýðýn da sakýncalarý olabiliyor. Bugün size bir korkulu öykü anlatacaðým. Korkulu dediysem, telaþlanmayýn; benim yaþarken korktuðum, sizin belki de gülüp geçeceðiniz bir olay bu. Oturduðum küçük ilçede, adýný Hüseyin, diye bildiðim bir amca vardý. Yaþlýca. Göz ucuyla selamlaþmak þöyle dursun, açýkça oturur sohbet ederdik. Daha doðrusu o konuþur ben dinlerdim. Çok ilginç anýlarý vardý, dinlemek hoþuma giderdi. Emekli öðretmenmiþ; dikkatli, sözlerini tartarak konuþan, ne söylediðini bilen biri. Yýllarca arkadaþlýk yaptýk, sohbet ettik; ama hiçbir zaman “Amca senin adýný Hüseyin, diye biliyorum, doðru mu? Hele þu soyadýný da baðýþlayýver belki gerekli olur, demeye gerek duymadým. Açýkçasý kimlik denetimi yapmak aklýma bile gelmedi. Hem adý Ahmet olsa diyelim, “Ben Ahmet’lerin sohbetini sevmem.” deyip kalkýp yürüyecek deðildim ya. Arkadaþlýðýmýz böyle sürüp giderken, bir gün bir ilan duyuldu; “Emekli öðretmen Hüseyin Özgün’ü yitirdik.” Sokakta, parkta sohbet etmek dýþýnda yakýnlýðýmýz olmasa da, bir tek aile bireyini bile tanýmasam da iyi arkadaþtýk. Gittik son görevimizi yaptýk. Dedim ya, yokluðu hissedilen “Keþke ölmeseydi, yine þurada oturup sohbet etseydik.” dedirten biriydi Hüseyin amca. … Ölümünden birkaç ay sonra idi sanýrým. Yine parktayým; bir sýraya oturdum, günlük gazetelere göz atýyorum. Gölgesinden anlaþýldýðým kadarýyla, biri tepeme dikildi, öylece duruyor. Okuduðum bölümceyi bitirip baþýmý kaldýrdým ki, Tanrým! Sanki baþýmdan aþaðýya bir kazan soðuk su devirdiler. Kaným dondu, vücudum tepeden týrnaða buz kesti. Hüseyin amca, diþlerini göstere göstere “Gördün mü nasýl hortladým!” der gibi alaylý alaylý yüzüme bakýyor. Kendimi toparlamaya çalýþýyorum. Ancak “Hüs se yin amcaaa!” diyebildim, kekeleyerek. O da, baþka birine demiþim gibi, saðýna soluna baktý; kimse yok, der gibi avuçlarýný açtý. Sonra da siteme baþladý: - Senin arkadaþlýktan anladýðýn böyle oluyor demek! Üç aydýr hasta yatýyoruz… … Cenazene geldim ya, desem, olmaz. Sahi, bu amcanýn adý ne ki? Yýllar sonra “Senin adýn neydi?” desem, o da yakýþýk almaz þimdi. av.mehmetonder@hotmail.com
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Mehmet Önder, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |