Iþýk verirseniz, karanlýk kendiliðinden yitecektir. -Erasmus |
|
||||||||||
|
Yüce Allah, “iyiliði bol, esirgemesi çok olanýn ta Kendisi’dir." (Tur Suresi, 28) Yaþamýmýz süresince biz kullarýna güzellikler lütfeder; nimet olarak bize ulaþan her þey O’ndandýr. Tümü O’nun sonsuz rahmetinin, aklýnýn ve sanatýnýn tecellileridir. Bize her istediðimiz þeyi verir. Karþýlýðýnda da, "Eðer Allah’ýn nimetini saymaya kalkýþýrsanýz, onu sayýp-bitirmeye güç yetiremezsiniz. Gerçek þu ki, insan pek zalimdir, pek nankördür." (Ýbrahim Suresi, 34) ayetinin sonundaki ifadeyle, verdiklerine nankörlük etmememizi ister. Her nimet bir amaçla yaratýlýr. Nimetler, nefislerimizin arzuladýðý gibi þuursuzca tüketmemiz için yaratýlmamýþtýr. Allah, verdiði nimetlerle kullarýna karþý sevgi, rahmet ve merhametini gösterir. Nimetleri yaratan ve kullarýna cömertçe sunan Allah, israf edilmesini yasaklar. "... Ürün verdiðinde ürününden yiyin ve hasad günü hakkýný verin; israf etmeyin. Çünkü O, israf edenleri sevmez." (En’am Suresi, 141) ayetiyle israf eden kullarýný, sevgisini kaybetme tehlikesine karþý uyarýr. Ayrýca israf edenlerin, nankör karakterli þeytanýn kardeþleri olduklarýna dikkat çeker: "Akrabaya hakkýný ver, yoksula ve yolda kalmýþa da. Ýsraf ederek saçýp-savurma. Çünkü saçýp-savuranlar, þeytanýn kardeþleri olmuþlardýr; þeytan ise Rabbine karþý nankördür."(Ýsra Suresi, 26-27) Allah, israfýn her türlüsünü haram kýlar. Ýsraf denildiðinde genellikle para, yiyecek ya da mallarýn israfý düþünülür. Oysa zamaný “öldürmek”, sahip olunan ilmi insanlarla paylaþmamak, Allah’ýn emanet olarak verdiði bedene fiili dua anlamýnda iyi bakmamak, çocuklarý Allah’tan ve imandan uzak yetiþtirmek gibi Allah’ýn bahþettiði her nimetin, Allah rýzasý dýþýnda gereksiz yere harcanmasý israftýr. Allah’ýn kullarýna ikramý olan yiyecekler, sayamayacaðýmýz kadar çok çeþitte ve farklý lezzettedir. Bediüzzaman bu konuyu insanlarýn unuttuðuna dikkat çeker ve Ramazan’ýn Allah’ýn Rahman ve Rahim isminin tecellisi olan bu nimet çeþitliliðinin hatýrlandýðý bir zaman olduðunu belirtir. Mektubat’ta þöyle tefekkür eder Bediüzzaman: “Hem gündüzdeki yemekten memnûiyeti cihetiyle (yemeðin yasak olmasý açýsýndan), "O nimetler benim mülküm deðil. Ben bunlarýn tenâvülünde (kullanlýmasýnda) hür deðilim. Demek baþkasýnýn malýdýr ve in’âmýdýr (ihsan ettiði nimetidir); O’nun emrini bekliyorum" diye, nimeti nimet bilir, bir þükr-ü mânevî eder (manevi þükreder). Ýþte, bu suretle oruç çok cihetlerle (açýdan) hakikî vazife-i insaniye (insanýn hakiki vazifesi) olan þükrün anahtarý hükmüne geçer.” Yiyeceklerin atýlmasý, Allah’ýn beðenmediði bir davranýþtýr. Allah, çamurlu topraktan sayýsýz farklý ürün çýkarýr. Toprak tatsýzdýr, kokusu ve tadý her yerde aynýdýr. Ancak gökten suyu indirir, topraðý sular ve renkleri, tatlarý, kokularý birbirinden farklý çeþit çeþit ürünü bizler için yaratýr. Allah, içine, ait olduðu bitkinin bütün özelliklerini kapsayan bilgiler kodladýðý kuru tahta parçasý görünümündeki tohumlarý vesile ederek, benzersiz yaratmasýný sergiler. Tohumun DNA’sýndaki bilgilerin milyonlarca yýl saklanýyor olmasý sýradan bir konu olarak görülmemeli. Her tohumdan, örneðin suyu en üstteki dallarýna kadar taþýyacak bir sisteme, topraktaki yararlý mineralleri özümsemek için köklere sahip olan son derece mükemmel tasarlanmýþ canlý bir varlýk, bir aðaç meydana gelir. Bizler detaylý, güzel bir aðaç resmi çizmekte zorlanýrken tohum, bu son derece karmaþýk sistemlere sahip varlýðý canlý olarak üretir. Kuþkusuz bunlarý tohum kendisi yapmaz; olayýn her aþamasý Allah’ýn birer mucizesidir. Allah yaþamýmýzýn olmazsa olmazý olan suyu yaratýr. Renksiz, kokusuz ve tadý olmayan su her insanýn ihtiyacýna ve beðenisine uygundur. Eðer Allah dileseydi, bulutu yaratmazdý ve bulut olmadýðý için tatlý su kaynaklarý da bulunmazdý. Bizler yalnýzca denizlerin tuzlu suyunu kullanmak durumunda kalýrdýk. Bu da, yaþamýmýzý oldukça zorlu hale getirirdi. O halde en önemli nimetlerden olan suyu dikkatli kullanalým. "Haber verin; eðer suyunuz yerin dibine göçüverecek olsa, bu durumda kim size bir akar su kaynaðý getirebilir?"(Mülk Suresi, 30) Allah’ýn nimetlerini genelleme yaparak bile sayamayýz. Yeryüzünde tüm insanlarýn ihtiyacýný karþýlayacak bollukta nimet vardýr. Milyonlarca insanýn yaþadýðý açlýk ve yoksulluðun nedeni ise israf ve israfýn engellenmiyor oluþudur. Ýftar sofralarýmýzda tonlarca yiyeceðin israf edilmesi yüzünden açlýk yaþayan insanlarýn varlýðýný hatýrlayalým. Unutmayalým insaný israfa yönelten þeytandýr. Þeytan, Allah’ýn israf edenleri sevmediðini bilir ve sinsice, atmayý, dökmeyi ve bunlarýn yanlýþ davranýþlar olmadýðýný telkin eder. Bu konuda titiz olalým, birbirimizi uyaralým. Ahirette müflis olmamak için, sorgulanacaðýmýz bu sayýsýz nimete karþý her an þükür içinde olalým... Onlar, harcadýklarý zaman, ne israf ederler, ne kýsarlar; (harcamalarý,) ikisi arasýnda orta bir yoldur. (Furkan Suresi, 67)
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Fuat Türker, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |