Kur’an’ýn 1400 yýl önceki Arap toplumuna hitap ettiði ve 21. yüzyýlý yaþarken artýk geçerli olamayacaðý yönündeki iddialarý sýk sýk duyarsýnýz. Bu asýlsýz sözlerin sahipleri, Kur’an’da reform yapýlmasý ve bazý bölümlerinin çaða uygun olarak deðiþtirilmesi gerektiðini savunurlar.

Kur’an, yalnýzca indirildiði döneme deðil tüm zamanlara hitap eden ve tüm insanlýða yol gösteren bir kitaptýr. O dönemde bilinmesi mümkün olmayan birçok bilimsel bulguyla birlikte, matematiksel ve tarihsel birçok mucizeyi de içerir. Bütün bunlar Kur’an’ýn, Allah’ýn sözü olduðunun önemli kanýtlarýndandýr. Kur’an, kendisinden kuþku içindeki kiþilere þöyle seslenir:

Eðer kulumuza indirdiðimiz (Kur’an)’dan þüphedeyseniz, bu durumda, siz de bunun benzeri bir sûre getirin. Ve eðer doðru sözlüyseniz, Allah’tan baþka þahitlerinizi (kendilerine güvendiðiniz yardýmcýlarýnýzý) çaðýrýn. Ama yapamazsanýz -ki kesin olarak yapamayacaksýnýz- bu durumda kafirler için hazýrlanmýþ ve yakýtý insanlar ile taþlar olan ateþten sakýnýn. (Bakara Suresi, 23-24)

Ýlginç olan, Kur’an’a karþý þüphe içinde olan hatta onun -haþa- "insan yazmasý" olduðunu iddia eden kiþilerin Müslüman olduklarýný söylüyor olmalarýdýr. Bu iddialarýn açýklamasý, ya cehalettir ya da söz konusu kiþilerin Müslüman olmadýklarýný açýkça söylemekten çekinmeleridir.

Kur’an, her döneme ve her topluma hitap eden Allah’ýn hak kitabýdýr. Kur’an’da anlatýlan insanlarýn ve toplumlarýn özellikleri, insanlýk tarihinin her döneminde olmuþtur. Din dýþý yaþayan toplumlarýn hatalarý, yanlýþlarý ve sapkýnlýklarý, insanlarýn dine karþý gösterdikleri tepkiler ve kiþilik özellikleri bugünün dünyasýyla tamamen örtüþür. Ýnanan insan bu bilgilerden öðüt alýr, ders çýkarýr ve karþýlaþacaðý olaylarda nasýl davranmasý gerektiðini öðrenir.

"Din duraðandýr, toplum ve bilim ise sürekli geliþiyor" iddiasý tam bir safsatadýr, kavrayýþsýzlýk örneðidir. Binlerce yýl önce yaþamýþ inkarcýlarýn da, din hakkýnda "... eskilerin masallarý" (Nahl Suresi, 24) dedikleri Kur’an’da haber verilir. Hatta Peygamberimiz (sav)’den nefislerine uygun baþka bir Kur’an getirmesini istemiþlerdir:

Onlara ayetlerimiz apaçýk belgeler olarak okunduðunda, Bizimle karþýlaþmayý ummayanlar, derler ki: "Bundan baþka bir Kur’an getir veya onu deðiþtir." De ki: "Benim onu kendi nefsimin bir öngörmesi olarak deðiþtirmem benim için olacak þey deðildir. Ben, yalnýzca bana vahyolunana uyarým. Eðer Rabbime isyan edersem, gerçekten ben, büyük günün azabýndan korkarým." (Yunus Suresi, 15)

Ýslam’ýn ilk dönemlerinde yaþamýþ bu inkarcýlarýn, Kur’an ayetlerine itirazlarýnýn nedeni, kendi dünyevi çýkarlarýna aykýrý olmasýdýr. Günümüzdeki durum da bundan farklý deðildir. Kur’an ahlakýnýn yaþanmasý, bu kimselerin içinde yaþadýklarý cahiliye sisteminin getirdiði çýkarlarýna ters düþmektedir. Ýþte bu yüzden, Ýslam’ýn kazandýrdýðý ahlak anlayýþýna karþý çýkarlar. "Kur’an’ýn çaða uydurulmasý" isteði de Kur’an’ý, kendi cahiliye sistemlerine uydurmaya çabasýdýr.

Kur’an bugünle içiçedir; anlatýlan her olay karþýlaþýlacak bir olaydýr. O dönemde yaþanmýþ bitmiþ demek Kur’an’ýn ruhuna aykýrýdýr.

Dolayýsýyla ’Kur’an’da reform’a kalkýþma çabasý boþunadýr. Allah’ýn haber verdiði, "Hiç þüphesiz, zikri (Kur’an’ý) Biz indirdik Biz; onun koruyucularý da gerçekten Biziz" (Hicr Suresi, 9) ayetinin hükmüne göre, Kur’an’ýn tek bir harfi bile deðiþtirilemez. Kur’an Allah’ýn tüm insanlýða mesajýdýr. Bugün de, yýllar sonra da insanlar için þifa, hidayet, rahmet ve tek kurtuluþ yoludur.

Ey insanlar, Rabbinizden size bir öðüt, sinelerde olana bir þifa ve mü’minler için bir hidayet ve rahmet geldi. (Yunus Suresi, 57)