Þair…

Ne benzetir, ne benzer, çok ses getiren tabir
Göðe dönük teleskop, yerde büyük pencere
Dar yerde geniþ ufuk bir münadi, bir muhbir,
Kenardan içe dönmüþ yüz bin voltluk þerare.

Kadrosuz bir görevli üst düzeyde bir mensup
Gürleyen gök, durgun su çöle düþmüþ biçare
Musiki de çifte ses, vecd içinde bir meczup,
Kenardan en iç yüze, ruh devþiren seyyare.

Gelecek gün rehberi, en üst yerde gezegen
Geçip gitmiþ eski dün, sonu bitmez gelecek
Hal dediðin orta yer bazen geç, bazen erken,
Her doðuþ bekleyiþte, her doðum ölene dek.

Bir yönüyle çocuksu, öbür yüzü þahmerdan
Taþ dizer dominoya, savaþta kurþun asker
Talimlidir her imge, Saraçhane, Bozdoðan,
Yürektir delik, deþik çok kez boþa akan ter.

Saksýda cam güzeli, uzakta bir top aðaç
Objektifinde bozkýr, dalýnda en kýrmýzý
Diktatörü sal gitsin, kölesine kýrk kýrbaç,
Ormandaki kuþburnu, çobanýn çamsakýzý.

Ozandýr tersyüz edip, harfleri gökte çatan
Yol verirken sazýna, önünde yer buyruðu
Þairdir her simgeye halis kök boya katan,
Haberlidir 'Bir’ ile, gök katý, yer kabuðu.

Biz mi oyuz, o mu biz, bilinmiyor doðrusu
Bilmelidir her ayal her doðum bir koþuþma
Barajýndan yer tutmuþ, bize kalmýþ tortusu,
Þairinde simge çok, her mangasý bir koþma

Yaðma diyara karþýn, bir zerrecik tereke
Evrim ve faraziyat, alttan üste bir heccav
Ýlk beyan, son ileti, balosuz demir maske,
Örs baþýnda beklenen meneviþli çýkan tav.