Ýnsanlýðý tanýmak insanlarý teker teker tanýmaktan kolaydýr. -La Rochefoucauld |
|
||||||||||
|
EÞEK ANIRIR BÝZ AÐLARIZ Bilirsiniz, kulaðý duymasýn etmek, diye bir deyim vardýr; satýlacak ya da kurban edilecek hayvanýn yanýnda konuþulmaz. Hayvan anlar da canýna mý kýyarmýþ, yoksa üzüntüsünden mi ölürmüþ bilinmez, sonu iyiye varmazmýþ. Büyüklerimiz hayvanýn yanýnda böyle þeyler konuþmamaya aþýrý özen gösterir; duyamayacaðý yerlerde bile,”Satacaðýz, keseceðiz” yerine “Kulaðý duymasýn edeceðiz” deyiverirlerdi. Duruma göre satýlacak mý, kurban mý edilecek anlaþýlýrdý. … Sözü bizim Kocaarap’ýn kulaðý duymasýn ediliþine getireceðim. Kocaarap bizim emektar. Bütün ev halkýnýn sevgilisi; irice, kapkara bir eþekti. Canalýcý durum da þu: Babam, tut sen Kocaarabý, üstelik karþý komþuya sat. Bir gün eve geldik Kocaarap yerinde yok. Ama, ara ara sesi duyuluyor derinden. Baþladýk aramaya; hiç kuþkumuz yok ki, ipini kýrdý, bir yerlere baðladýlar eve gelemiyor. Babamýn tutup satacaðý kimin aklýna gelir. … Ne kadar arasak da bulamadýk tabi. Sonunda babam eve gelince öðrendik acý gerçeði. Yine öðrendik ki, derinden derinden gelen Kocaarabýn sesi, komþunun damýndan geliyormuþ. Bu kez üzüntümüz daha bir katlandý. Kocaarap yakýnda olduðunu biliyor ya, damdan çýktýðýnda en yüksek sesiyle anýrarak sesini duyurmaya çalýþýyor. O anýrdýkça biz kendimizi iç odalara kapatýp duymamaya çalýþýyoruz. Ama nereye kadar saklanacaksýnýz? Annem Kocaarabý, bizlerden biri bellemiþ, sesini duyduðu anda baþlýyor hýçkýra hýçkýra aðlamaya; yatýþtýrmaya çalýþtýkça, biz de hýçkýrýklara boðuluyoruz. Eþek anýrýr, biz aðlarýz. … Evimizin ne tadý kaldý ne tuzu. Biz çocuklar, annem, yemeden içmeden kesildik. Biliyorum, babam da kahroluyor da, belli etmemeye çabalýyor. Gerçekten de öyleymiþ; bir gün gitti, ödünç bir eþek aldý geldi, “Alýn size eþek” dedi, “Bundan sonra aðlamak sýzlanmak yok. Eþekse bu da eþek” Nerdee; hiç yerini tutar mý? Yalnýz yeni eþek gelince durumda bir deðiþiklik oldu. Bu anýrýnca, Kocaarap da anýrýp yanýt veriyor. Biz aðlayýp sýzlandýkça, ödünç eþek durumu eþekçeye çevirip Kocaaraba anlatýyor; bizim ne denli üzgün olduðumuzu duyan Kocaarap da daha bir acýklý anýrýyor. … Bir süre böyle iki eþek karþýlýklý anýrdý, biz aðladýk. Babam her ne kadar “Sizin bu yaptýðýnýz eþeklik” diye paylasa da hiçbirimizi susturamadý. Bir gün uyandýk ki, bizim ödünç eþek yerinde yok. Þaþýrdýk. Ama, bir þeye daha çok þaþýrdýk: Bizim Kocaarap çilbiri semeraðacýna dolanmýþ, tek baþýna sokak kapýdan girdi geldi.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Mehmet Önder, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |