Matematiðe, yalnýzca yaratýcý bir sanat olduðu sürece ilgi duyarým. -Godfrey Hardy |
|
||||||||||
|
Çok varlýklý bir yaþamý olan, son model arabalarla dolaþan, lüks yerlerde yemek yiyen kiþi, geniþ bir arkadaþ çevresine sahip olur. Etrafýnda sayýsýz ’dost’u vardýr. Ancak bu insan bir gün zor duruma düþse, iþi bozulsa, varlýðýný yitirse çevresiyle iliþkisi nasýl olur? Gezdirmese, para saçmasa, yemeðe davet etmese, dostlarý yine eski ilgi ve saygýyý gösterirler mi?.. Tam aksine dostlarýnýn tümü ondan yüz çevirir. Karþýlaþtýklarýnda görmezlikten gelir hatta arkasýndan alay ederler. Gerçekte deðiþen, o varlýklý kiþinin yalnýzca görüntüsü ve yaþantýsýdýr; ruhu aynýdýr. Ancak din dýþý toplumlardaki dostluklar dýþ görünüþ ve maddiyat kaynaklý olduðundan, tüm sahte dostlar bir anda kaybolur, kiþi de yapayalnýz kalýverir. Birçok evli çift için de benzer bir durum söz konusudur. Ýyi ve kötü günde birbirlerinin yanýnda olacaklarýna dair söz veren çiftler, karþýlýklý çýkarlar sona erdiðinde gerçek yüzlerini ortaya koyarlar. Örneðin eþlerden biri herhangi bir kaza sonucunda felç kalsa, acaba diðerinin tavrý ne olur? Bir süre eþine bakar, yardým eder ancak kendince zarar gördüðünü düþündüðünde herþey bir anda deðiþir. Eþini terk etmeyen kimse de genellikle merhamet ettiðinden deðil, etrafýndan tepki almamak için yapar. Ýçinden ise muhtaç olan eþine karþý merhamet hissetmez. Cahiliye toplumlarýndan bir diðer örnek de gençlerin yaþlýlara, bakýma muhtaç anne ve babalarýna karþý davranýþlarýdýr. Yýllar boyu her türlü ihtiyaçlarýný karþýlayan anne babalarý yaþlanýp güçten düþtüklerinde, onlar ayný ilgi, sadakat ve özeni göstermezler. Hatta onlarý ayak baðý olarak görür ve genellikle de bir huzur evine yerleþtirler. Kur’an’a uygun olan ise insanýn, ailesine karþý iyi günde de kötü günde de vefakar davranmasýdýr. Müminler, ailelerinin her türlü ihtiyacýný karþýlamak için çok büyük gayret sarf ederler. Allah, müminlerin ailelerine karþý göstermeleri gereken davranýþý, "Rabbin, O’ndan baþkasýna kulluk etmemenizi ve anne-babaya iyilikle-davranmayý emretti. Þayet onlardan biri veya ikisi senin yanýnda yaþlýlýða ulaþýrsa, onlara: "Öf" bile deme ve onlarý azarlama; onlara güzel söz söyle . (Ýsra Suresi, 23) ayetiyle haber verir. Cahiliyedeki vefa, dostluk ve sadakat anlayýþý çok açýktýr; çýkar bittiðinde iliþki de biter. Gerçek dostluk, vefa, samimiyet ve sadakat yalnýzca salih müminlerin arasýnda yaþanýr. Müminler birbirlerinin velileri, dostlarý, yardýmcýlarý ve kardeþleridirler. Mümin, Kur’an ahlaký gereði en zor anýnda bile mümin kardeþlerinin iyiliðini, rahatýný, huzurunu düþünür; onlarýn nefsini kendi nefsine tercih eder. Büyük bir zevk alarak her türlü özveride bulunur. Hastalýk anýnda tüm ihtiyaçlarýný kardeþinin istemesini beklemeden karþýlar, bütün imkanlarýyla seferber olur. Özveride bulunur; kardeþini asla ihtiyaç içinde býrakmaz. Hiçbir çýkar beklemeden, samimiyetle ve Allah’ýn hoþnutluðu için birbirini seven müminler, yine Allah’ýn hoþnutluðu için birbirlerinin dostu olurlar. Samimi müminlerin birbirlerine duyduklarý dostluk hissi derindir, çünkü bu duygu kalplerini dolduran Allah sevgisinden kaynak bulur. Allah sevgisi, korkusu ve Allah’ýn rýzasý temelleri üzerinde kurulan ve bu saðlam temeller üzerinde yükselen dostluklar kalýcýdýr. Bu dostluk, çok güçlü bir baðdýr ve Allah’ýn dilemesi dýþýnda asla kopmaz. Hz Ömer (ra) anlatýr: Resûlullah (as) buyurdular ki: “Allah’ýn kullarý arasýnda bir grup var ki, onlar ne peygamberlerdir ne þehidlerdir. Üstelik Kýyamet günü Allah indindeki makamlarýnýn yüceliði sebebiyle peygamberler de, þehidler de onlara gýpta ederler.” Orada bulunanlar sordu: “Ey Allah’ýn Resulü! Onlar kim, bize haber ver!” “Onlar aralarýnda ne kan baðý ne de birbirlerine baðýþladýklarý bir mal olmadýðý halde, Allah’ýn ruhu (Kur’an) adýna birbirlerini sevenlerdir. Allah’a yemin ederim, onlarýn yüzleri mutlaka nurdur. Onlar bir nur üzeredirler. Halk korkarken, onlar korkmazlar. Ýnsanlar üzülürken, onlar üzülmezler.” Ve þu ayeti okudu: “Haberiniz olsun; Allah’ýn velileri, onlar için korku yoktur, mahzun da olmayacaklardýr.” (Yunus Suresi, 62) [Ebu Davud, Büyü 78, (3527)]
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Fuat Türker, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |