"Ýþimden büyük tat aldýðýmý söylemeliyim." -John Steinbeck |
|
||||||||||
|
Efendim sözü fazla uzatmayalým. Aþk (ýþk) sözcüðünün anlamý; “sarmaþýk” demektir. Hani þu bahçe ve duvarlarý saran yeþil sarmaþýklar vardýr ya, hatta sürgünlere izin verirseniz duvarlarý aþýp tüm evi kendi güzelliði ile sarmalayan türlerden. Öyle ki, koca çýnarlarýn devrilmesine neden olur. Sadece çýnar mý? Hayýr, deðil tabiî ki, öyle sýrnaþýk bir bitkidir ki, nerede tutunacak bir dal ve güçlü bir destek görse usulca tutunur, anlamazsýnýz, bir bakmýþsýnýz, sarmýþtýr. Çok çabuk da büyür. Neden peki? Özü çeker dokusuna. Güneþini emer. Suyunu emer. Kuvvetini alýr sardýðý canlýnýn. Öyle ki kendi güzelliði ile baþ döndürür, ama asýl altýndaki gerçeði fark edemezsiniz bile. Altýndaki gerçek kendinden verdiðinden çürümektedir, içten içe. Zayýf düþer, sürekli üstteki canlýya vermekten özlerini, o zamana kadar doðadan aldýklarýný, yýllarýný tüketir. Ne için? Bir baþka cana yaþam için kendinden vazgeçiþtir bu. Ýþte AÞK da öyle sarar yüreði. Týpký sarmaþýk gibi var olan en özel duyguyu emer ve güçlenir. Sevgidir bu duygu. Ýnsanýn doðasýnda ruhunu besleyen tek kutsal duygudur. Aþk onu emer de emer. Beslendikce büyür girdiði yürekte. Büyüdükçe daha da ister. Bu kez doymaz, doyuramaz, tükenir yürek. Öyle verir ki sonunda zayýf düþer, aþka yenik düþer. Önce iyi sonra kötü yan etkiler baþlar. Yan etkileri korkunçtur. Öncelikle kalp çarpýntýlarý, mide kasýlmalarý, aþýrý heyecana baðlý soðuk soðuk terler, vb fizyolojik belirtiler baþlar.Daha sonra kiþide duygusal deðiþiklikler baþ gösterir. Uykusuzluk, dalgýnlýk,üzüntü, özlem, yaþama küsmeler, sosyal yaþamdan kopukluklar, kaygýlar, kýskançlýklar, paranoya alýr baþýný gider… Peki, böylesi bir yangýn baþlatýrsa aþk, kaos ve kavgalarda peþi sýra gelmez mi? Ya sonrasý? Ýþte aþk alacaðýný almýþtýr. Kýsýtladýðý ve sardýðý candan uzaklaþýr, en yakýndaki canlýya uzanýr, onu sarmak ve onda çoðalmak, artmak için. Ve son vurgunu yapar, “ayrýlýk” gibi. Koca yürek birden çöker. Aþka teslim olmuþtur çünkü.Onun güzelliðinde kendi güzelliðini görmek istemiþtir çünkü. Büyülenmiþtir. Hangi insan ve Hangi þair teslim olmamýþtýr ki aþka? Biraz da Rus Þair Andrey Voznesenski’nin aþký “Oza’sýna” sesleniþine kulak verelim isterseniz:Ne dersiniz 1933’lü yýllara dönelim mi? ** “…Nasýl bilebilirdim sinik ve gülünç Bir kiþi gibi, ürkerek giren bir gölge, Gerçekte korku olduðunu aþkýn, söyle? Selam Oza!..” ** “…Dilerim hiç bilmezsin, ne denli hüzünlüyüm Ýnan, kendimle üzmeyeceðim seni. Ýnan, ders olmayacak sana ölümüm. Ýnan, yük olmayacaðým sana yaþamýmla…” ** “…Yýkýyoruz kendimizi böyle duygusal olmakla Söküp atmalý mý bu yüreði bademcikler gibi yoksa?” ** Þairin yüreðinin, aþkýn büyüsüyle nasýl bir duygu rengine boyandýðýný dizelerinden anlamak mümkündür. Kimi þairler de aþkýn sarmaþýðý ile sarmaþ dolaþ olurken, hüzünleri hazlara çevirir. Týpký Ýranlý þair Furug Furuhzad’ýn 1950’li yýllarda sevdiðine yazdýðý dizelerde olduðu gibi býrakýr kendisini aþkýn kollarýna: ** “..Piþman deðilim Düþünürken yenilgiyi, o acý yenilgiyi Çünkü ölüm tepesinin doruðunda Öptüm yazgýmýn çarmýhýný… Ben senim Seven Ve kendi içinde olan kimse o Belli belirsiz bir baðlantý buluyor birden… Piþman deðilim Benden konuþ ey sevgilim bir baþka benle Gecenin soðuk caddelerinde Gene aþk dolu gözlerini gördüðün Benden! Ve hatýrla beni, kederle öperken o Gözlerinin altýndaki çizgileri…”(-Çeviren:Onat Kutlar-Celal Hoþravþahi-) ** Hollandalý Þair Judith Herzberg “Yalan” adlý þiiriyle yüreðini saran aþka biraz meydan okumuþ, biraz da sitemkar sanki; ** “…Yalan söyleme bana Büyük yalanlar sakýn söyleme. Ne olursa olsun Daha iyidir her þey Yalanýndan senin. Aþk için söyleme Ýçinde kýpýrdanan þeyler için, Ýstediklerin için. Hüzün daha iyidir Yalanýn yarattýðý üzüntüden. ** Aþkta onuru sorgular, dürüstlük bekler sevgiliden. Bu dizeleri okuduðumda felsefi bir tad aldým. Dolu dolu duygu yüklendiðim dizelerde inanýyorum ki kendimizi de sorguya çekeceðiz: “…Tehlike için de söyleme, Korkunu duyuyorum zaten Güvenmiyorsan duygularýma eðer Tanýmýyorum demektir seni, Bu daha da tehlikeli. Hastalýk için de söyleme O derinliklere inerim daha iyi Senin tatlý buluþlarýnda Kendimi yitirmekten, O derinliklerde yitiririm kendimi Ölüm için de söyleme Ýkimiz de buradaysak eðer, Düþüncelerine girememek Kapalý kalmak dýþarýda Daha mý iyi ölümden sanki?” (-Çeviren: Ülkü Tamer-) ** Bir süre sonra, insanýn kanýnýn kimyasýnda deðiþiklikler baþlamýþtýr. Ýþte bu anlarda Aþkýn sarmaþýk dallarý daha da sýký sarar insaný, umut duygularý umutsuzluða düþmemek adýna “bekleyiþler” baþlar. Tekinsiz gecelere eþlik eder uykusuz gözler. Akýl gecenin siyah renginde yiter. Sabahý kucaklayan umut, gün batýmlarýnýn alaca karanlýðý sarmadan, yorgun düþmeden önce ruhu üþüten sessiz çýðlýklarla beslenir adeta. Aþkýn sessiz fýsýltýsýdýr bu. Yunanlý Þair Konstantinos Kavafis(-1863-1933-) “Dön” adlý þiirinde, sevgilisine yazdýðý dizelerde benzer bir duygu izleðini takip eder: ** “…Dön sýk sýk sar beni, Sevgili duygu, dön ve sar- Bedenin anýlarý canlanýnca, Ve o eski istek kaný tutuþturunca: Dudaklarý ten hatýrlayýp Eller birbirine deðiyormuþ gibi olunca. Dön sýk sýk sar beni gecede, Dudaklarla ten hatýrlayýnca.”(-Çeviren: Cevat Çapan-) ** Ve umut solar. Artýk aþkýn yüreðin duvarlarýna, içine kadar uzandýðý sarmaþýklarý, güz geldiðinde farklý bir duygu rengine boyanýr. O renkte muhteþem bir doða harikasýdýr. Rengi kýzýla döner. Aþkýn rengini, “kýrmýzý” dememiþler ki boþuna…Terk ediþ baþlar. Kýþ öncesi o gidiþler tek tek yaprak dökümü gibi kopar yürekten. Yürek adeta donar. Bu terk ediþler sonrasý, hüsran ve ardýndan hayal kýrýklýðý gibi bir duygu fýrtýnasý üþütür yüreði. Aþk siyaha boyanýr. Bahara kadar, yeni sürgünler vermek için kýþ uykusuna çekilir sanki… Yunanlý Þair Konstantinos Kavafis, “Gittim” adlý þiiriyle devam eder, sevdanýn sürgünlerine hüzün eþlik eder: ** “…Dizginleyemedim kendimi. Aldým baþýmý gittim, Gittim ýþýltýlý geceye; O yarý gerçek ve kafamda Yarý belirlenmiþ zevklere. Ve baþdöndürücü þaraplar içtim Þehvetle kucaklaþmaktan Korkmayanlarýn içtiði…” ** Ayný þair kýsa süreli ayrýlýklardaki, sabýrsýzlýklarýný ele verirken de çeliþkilerine ve handikaplý ruh renklerini de katýk etmiþ, “Ýkindi Güneþi” adlý þiirinde: “…Bir ikindi saat dörtte ayrýldýk, Yalnýz bir haftalýðýna… Ah, ah!.. Bir türlü sona ermedi o hafta.” ** Hiç düþündünüz mü, bir de eski zaman aþklarý vardýr. Hani Leyla ile Mecnun, Kerem ile Aslý, Tahir ile Zühre ve ve ve uzar gider aþk masallarýyla, öyküleriyle zamaný üleþir insan. O zamanlarda Aþk daha farklý algýlanýr, daha kutsal renklere boyanýr ve daha asil imgelerle bezenirdi. Bursalý Ýsmail Belið’in(-1729-) beyitlerinden biri ilgimi çekmiþti: “Sakýn sen kuy-ý cananý uzakdur sanma ey Mecnun Seher yola giren aþýk gece Leyla’da akþamlar.” Manasý: Ey Mecnun! Aþka tutulduðun andan itibaren sevgilinin yurdunu kendine uzak sanma artýk. Çünki seher vakti yola çýkan her aþýk, daha o gece Leyla’da akþamlar.” Yukarýdaki beyit aþkýn paranoyalý, yakýcý bir deliliðine iþaret eder gibiydi. Ben son olarak 1496 ve 1544 yýllarý arasýnda yaþamýþ, Fransýz Þair Clement Marot’un “Eski Zaman Aþklarý” adlý þiirinde aþkýn ne kadar onurlu, bir o kadar da masum duygularla yüreði sardýðýnýna tanýk olmaktayýz: “…Aþktý bir hüküm süren o eski zamanlarda Her þey nasýl da yapmacýksýz oluverirdi; Þöyle içten bir demet çiçek verildi miydi Dünyayý baðýþlamak demekti bu sýrasýnda, Çünkü öylesine yürekten kopup gelirdi.” Ve dokunmadan sevmelerin nasýl da insan belleðinde bir duygu izleði çizdiðini okuyoruz: “…Sonra hani bir kere de seviþtiler miydi, Ah bilir misiniz baðlanýrlardý nasýl da? Öyle bir yirmi yýl, otuz yýl: durdukça dünya O eski zamanlarda…” Ayný þair aþkýn þimdiki zamanla eski zamanlardaki aþkla karþýlaþtýrýr: “…Aþkýn o hükmü hiç mi hiç yok artýk þimdi; Yapmacýk bir gözyaþý, hile düzen sonra da; Ýnanmýyorum biri “aþk” sözü etti miydi, Çünkü o aþkýn deðiþmesi gerek en baþta Öyle seviþmeli bak, hani seviþirlerdi, O eski zamanlarda…” (-Çeviren: Ýlhan Berk-) ** Hayatýn ateþli yollarýnda aþkýn size sarýlarak yürüdüðünüzü düþünebiliyor musunuz? Bile bile aþka kucak açýyor yüreðimiz.Þahsen ben aþkýn deðil de sevginin kollarýna uzanmak isterim. Ölmek deðildir amacýmýz, sevgiyle yaþamak ve çoðalmaktýr… Bundan sonraki yazýmda buluþmak umuduyla. Sevgi ve saygýyla Yazan ve Derleyen: Emine PÝÞÝREN Kaynak: Adam Yayýnlarý-“Dünya Yazýnýndan Seçilmiþ- Aþk Þiirleri” Kitabý.(Yazar:Cevat Çapan-)
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Emine Piþiren, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |