Her gün yeniden doðmalý. -Yunus Emre |
|
||||||||||
|
Örneðin genç, vücut geliþtirmek için spor yapar. Günün önemli bir bölümünü spora ayýrýr; bedenine müthiþ özen gösterir. Ya da olaðanüstü güzel bir kadýn; en önemli amacý "güzel" olmak. Hayatý bunun üzerine kurulu... Ancak toprak, bakýmlý ve güzel dinlemez. Ýsterse dünyanýn en güzel kadýný ya da en yakýþýklý erkeði olsun, içine aldýðý her bedeni parça parça hale getirir. Bu dünya hayatýnda bizler imtihan oluruz. Kiþiliðimize, karakterimize, yapýp ettiklerimize, yapmadýklarýmýza þahit oluruz. Allah imtihan edip sonucun ne olacaðýný beklemez kuþkusuz; O zaten bilir. Görecek olan, þahit olan bizleriz. Ýnsan tepeden týrnaða acz içinde bir varlýk. Bir sabah yüzünü yýkamasa ya da diþlerini fýrçalamasa ne hale geldiðini kendisi de görür. Erkekler traþ olur, kadýnlar makyaj yapar, saçlarýna þekil verir ve onlarca acze þahit olur, sürekli bakýmla uðraþýrlar. Ancak insanlar acizliklerini gizledikleri için birbirlerini güçlü görürler. Oysa o aczi her insan yaþar. Her gün uyanýr uyanmaz yapmasý gereken temizliði yapmasa ve doðal ihtiyaçlarýný karþýlamasa her yönden çok rahatsýz edici bir hale gelebilir. Bütün acizliklerine raðmen örneðin, ülser, baþ aðrýsý, bel aðrýsý, sýrt aðrýsý gibi türlü rahatsýzlýklarý o kadar yoðun yaþadýklarý halde insanlar genellikle birbirlerine sezdirmez, gücü kuvveti yerinde izlenimi vermeye çalýþýrlar. Oysa insanlarýn büyük çoðunluðu sürekli ilaç kullanýr. Kimi baþ kimi diþ aðrýsý için, kimi daha farklý hastalýklar için çeþit çeþit ilaçlar. Allah, insana bu acizlikleri ve rahatsýzlýklarý Kendisini, ölümü ve ahireti düþünmeleri için verir. Sonsuz merhametiyle, dünyaya baðlanmamalarý için yapar ancak tüm bunlara raðmen insanlar sürekli rekabet içinde olduklarýndan düþünemezler, akledemezler. Ve dünyaya deliler gibi baðlanýrlar. Akýlcý baktýðýmýzda, dünyanýn bu kadar çýlgýnlýk ve hýrs yapýlacak bir yer olmadýðýný görürüz. Deliler gibi baðlanmaya deðecek dünyevi/maddi hiçbir þeyin olmadýðýný görürüz. En güzel, en sevdiðimiz þeye Allah aþkýyla baktýðýmýzda, O’nun güzel tecellilerini görürüz. En lezzetli olanýn, en sürekli olanýn, en fazla haz verenin O olduðunu, O’nun dýþýnda hepsinin boþ olduðunu görürüz. Ýnsan nasýl yaþamýþ olursa olsun, yaþlanýr, hastalanýr, belli bir süre sonra da ölür ve parçalanýp gider. Ev ne kadar gösteriþli olursa olsun zamanla eskir, yýpranýr. En son model otomobil, çürür, parçalanýr, modasý geçer, kullanýlmaz hale gelir. Makam -mevki, kariyer her an insanýn elinden gidebilir. Kiþi çok ünlü de olsa bir süre sonra unutulur. Son 10-20 yýl içinde yaþamýþ en þöhretli insanlar bile bugün ortada yoklar. Bugün birçok tanýnmýþ ismin, baþbakanlarýn, politikacýlarýn, sanatçýlarýn, yazar ve þairlerin isimleri bile anýlmaz. Çok ünlü, çok tanýnmýþ da olsa tüm insanlar birer birer çýkar, bir taraftan da sürekli topraðýn altýna girerler; dünya hayatý bu þekilde sürer. Bu gerçeðin düþünülmesi, ara sýra insanlarýn bunu birbirlerine hatýrlatmasý çok önemli. Hatýrlatýlmadýðýnda insan çok rahat gaflete kapýlabilir. Ölüm hatýrlatýlmadýðý için, genellikle saðlýklý ve diri kimseleri gördükleri için insanlar ölüm ve ahiret düþüncesinden kaçarlar. Dünya hayatýnýn günlük uðraþlarý, kimi zaman geçim derdi, kimi zaman aldýðý haz nedeniyle kiþi ölümü unutur. Dünyaya baðlandýkça ölüm, ahiret ve kendisini bekleyen gerçek yaþamý düþünmekten uzaklaþýr. Peygamberimiz (sav), ölümü çokça düþünenlerin akýllý insanlar olduklarýný þu sözlerle ifade eder: "Ölümü en çok zikreden ve kendilerine gelmezden önce onun için en iyi hazýrlýðý yapanlar; iþte akýllýlar bunlardýr." (Kütüb-i Sitte, Muhtasarý Tercüme ve Þerhi, Prof. Dr. Ýbrahim Canan) Yaþamýn tek kesin gerçeði olan ölümü düþünmemek, insaný yýkýma sürükleyen akýlsýzca bir davranýþtýr. Akýlcý bakan insan ise dünya hayatýnýn gerçeðini görür, Allah’a yakýnlaþýr. (Mal, mülk ve servette) Çoklukla övünmek, sizi ’tutkuyla oyalayýp, kendinizden geçirdi.’ "Öyle ki (bu,) mezarý ziyaretinize (kabre gidiþinize, ölümünüze) kadar sürdü." Hayýr; ileride bileceksiniz. Yine hayýr; ileride bileceksiniz. Hayýr; eðer siz kesin bir bilgiyle bilmiþ olsaydýnýz, Andolsun, o çýlgýnca yanan ateþi de elbette görecektiniz. (Tekasür Suresi, 1, 2, 3, 4, 5, 6 )
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Fuat Türker, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |