Çay kaþýðýnýn çayý karýþtýrýrken çýkardýðý sesten kim sorumludur?
Þeker, kaþýðý tutan el, bardaðýn cam duvarlarý, kaþýðýn kendisi, kaþýðý tutan eli yöneten beyin, o beyni çayýn þekerle içileceðine inandýran emperyalist sistem, o ses frekansýný duymamýzý saðlayan kulaðý yaratan Tanrý, o Tanrýyý yaratan Tanrý...
Buldum, artýk bulmam lazým, bu iþin sonu kötü. Evet, buldum; þeker suçlu. Þöyle sessizce eriseydi ne olurdu sanki?
Ne ilgisi var baþlýkla bu 'saçma' yazýnýn? Bilmem, diyalektiðin 'her þey birbiriyle ilgilidir' diye bir yasasý var ya, belki de ona inattýr bu alakasýzlýk...
Ýyi de baþlýk ve konunun birbiriyle ilgisi yok ama çayýn Tanrýyla baya bir ilgisi var...
En iyisi çayý þekersiz içmek. Ayrýca 1 ve 2 þekerin çýkardýðý ses ayný olamayacaðýndan, içeceksek bile çayý 1 þekerli içmek lazým. Ya da 1 þekeri 2 kiþi bölüþerek çýkarýlan sesi azaltmak da mümkün olabilir...
Ýyi de þekerin karýþtýrýlma sesinden kim rahatsýz olur? Öyle tüm evrende bir zamanlar yalnýz olduðunu sanýrsan, bu masum ve zevk müjdeleyici sesten doðaldýr ki rahatsýz olursun, hatta kendine meydan okunduðunu düþünürsün...
Ancak yoksan, ayný þekerin olmadýðý zaman çýkaramadýðý ses gibi, iþte o zaman rahatsýz ol-a-mazsýn. Sahi þekerin karýþtýrýlma sesinden kime ne?
Çayýný soðuk içmeye razýysan bekle, belki bir þeyleri yok edersin belki de þeker sessizce erir...