Samimi müminler her devirde, yalnýzca Allah’a kulluk etmeleri, insanlarýn deðil Allah’ýn hoþnutluðunu amaçlamalarý nedeniyle toplum içerisinde yadýrganýrlar. Toplumun çarpýk yaþam biçimini ve felsefesini reddeder, Kur’an’daki ideal mümin modelini benimserler. Bu yüzden yaþadýklarý toplumda pek çok kesimden-özellikle de önde gelenlerden- tepki alýrlar. Ýnananlarýn niyetlerinden kuþkuda olanlar, olaylardaki hikmetleri göremeyen, iman gözüyle yorumlayamayan, dünyevi çýkar peþinde koþan, Kur’anî bakýþ açýsýna sahip olmayan kiþilerdir. Karþý tavýr alma, kuþku duyma, kýnama þeklinde açýða çýkan bu baský ve kýnamalar Allah’a tam bir teslimiyetle teslim olmuþ ve kararlý bir imana sahip olan müminleri yýldýramaz.


Allah’ýn buyruklarýný itaatle yerine getirmeye özen gösteren mümin, içinde bulunduðu fikir mücadelesinde kararlýdýr. Karþýlaþtýðý eleþtiri ve kýnamalar asla ödün vermeyen, güçlü ve onurlu kiþiliðe sahip, yalnýzca Rabb’ine boyun eðen mümini yolundan saptýramaz. Samimi mümin yalnýzca Allah’tan korkar ve kýnayanýn kýnamasýndan korkmaz; aksine kýnamalar müminin gücüne güç katar.


Müminlerin, dinden uzak toplumun iftira ve maddi-manevi saldýrýlarýyla karþýlaþmalarý Allah’ýn kanunudur, imtihanýdýr. Bu imtihanlar müminlerin Allah’a yakýnlýklarýný artýrýr, imanlarýný güçlendirir, -Allah’ýn dilemesiyle- derecelerinin yükselmesine vesile olur. Kur’an ahlakýný yaymak için fikir mücadelesi içindeki tüm müminlerin, kendilerini kurtuluþa götürecek bu hayýrlý durumu yaþayabilecekleri Kur’an’da haber verilir:


Yoksa sizden önce gelip geçenlerin hali, baþýnýza gelmeden cennete gireceðinizi mi sandýnýz? (Bakara Suresi, 214)


Kýnayanýn kýnamasýndan korkmak Allah’a ortak koþmak anlamýndadýr. Yüce Allah Kur’an’da ’yalnýzca Kendisi’nden korkulmasý gerektiðini’ bildirir. Bu ruh haline sahip kiþinin zararý dine deðil yalnýzca kendinedir. Çünkü Allah, onun yerine kýnayanýn kýnamasýndan korkmayan, üstün ahlak özelliklerine sahip müminleri getirecektir:


Ey iman edenler, içinizden kim dininden geri döner (irtidat eder)se, Allah (yerine) Kendisi’nin onlarý sevdiði, onlarýn da Kendisi’ni sevdiði, mü’minlere karþý alçak gönüllü, kafirlere karþý ise ’güçlü ve onurlu,’ Allah yolunda cehd eden (çaba harcayan) ve kýnayýcýnýn kýnamasýndan korkmayan bir topluluk getirir. Bu, Allah’ýn bir fazlýdýr, onu dilediðine verir. Allah (rahmetiyle) geniþ olandýr, bilendir. (Maide Suresi, 54)

Atýlan iftiralar, söylenen alaycý sözler samimi müminlerin dünyadaki yaþamlarýný daha da güzelleþtirir. Mümin için Rabb’inin yarattýðý herþey güzelliktir. Ýmtihan güzelliktir, zorluklar, sýkýntýlar, hastalýklar, acizlikler güzelliktir; tümü ecre vesile olacak nimetlerdir. Tüm bu güzellikler müminin Allah’a olan sadakatini, teslimiyetini, sabrýný gösterebileceði, O’na aþkýný en güzel ifade edebileceði zamanlara özeldir.


Ýman sahibi insan zorluk ve sýkýntýyla karþýlaþtýðý zaman, tüm bunlarýn ardýndaki hayýr ve hikmeti bekler. Yaþadýðý her anýn Allah’ýn kendisi için yaratmýþ olduðu nimet, güzellik ve sonsuz ahiret hayatý için de ecir fýrsatý olduðunu düþünür. Zorluk zamanlarýnda güzel ahlaký ödün vermeden yaþamakta gösterdiði kararlýlýk, mümini –Rabb’inin dilemesiyle-gerçek yaþamýndaki gerçek güzelliklere kavuþturacaktýr.


Hiç þüphesiz Allah, müminlerden -karþýlýðýnda onlara mutlaka cenneti vermek üzere- canlarýný ve mallarýný satýn almýþtýr... (Tevbe Suresi, 111)