Tüm insanlýða “Bu, kendisinde þüphe olmayan, muttakiler için yol gösterici olan bir kitaptýr” (Bakara Suresi, 2) ayetiyle bildirilir; Kur’an kendisinde asla kuþkuya yer olmayan kitaptýr. O, Peygamber gönderen, uyandýran, dirilten, Bais olan Yüce Allah’ýn benzersiz kelamýdýr.

Ýnsanlarýn okumalarý, içindeki hikmetleri ve yaþamýn asýl amacýný öðrenmeleri için indirilen Kur’an’da Peygamberimiz’e, "Ve Kuran’ý okumakla da (emrolundum)..." (Neml Suresi, 92) demesi buyrulur.

Kendisinde, inananlar için güzel örnekler olan Peygamberimiz(sav), “Oku!” buyruðuna uydu, okudu, anladý, düþündü. O’nun izinde, ilk önce bu buyruða uymalý; Kur’an’ý okuyup, anlayýp, Hz. Peygamber’in (sav) iman ettiði Kur’an’a tabi olunmalýdýr.

Kur’an, her yaþtan ve her kültürden insanýn anlayabileceði, apaçýk öðüttür. “Karanlýklardan nura çýkarmasý için kuluna apaçýk ayetler indiren” Allah, katýndan sunduðu bir nur olan kitabýnda, insanlara birçok ayette “Ey insanlar!” þeklinde hitap eder. Bu hitaba muhatap olduðunu düþünen insan okuyan, anlayan, düþünen insandýr.

Þiddetli ýþýk gözleri kör ederken, Kur’an’ýn kýyaslanamayacak güçteki ilahi ýþýðý göremeyen gözleri açar. Ýnsanlarýn kalpleri imanla, ruhlarý da Kur’an ahlakýyla nurlanýr…

Kur’an saygýyla içi titreyerek Rabb’inden korkan, sakýnan takva sahiplerinin yol göstericisidir. Aydýnlýðý, estetiði ve güzelliði anlatan kitaptýr. O, Allah ile derin baðlantýyý, en zor anda aþký ve muhabbeti diri tutar.

Elimize her alýp okuduðumuzda, insana ve evrene dair bir önceki okumamýzdan farklý sýrlarýn önümüzde açýldýðýný hissettiðimiz tek kitaptýr Kur’an… Samimi insana, bulunduðu boyuta göre en derin sýrlarýný açar. Þöyle söyler Ýbn-i Arabi:

“Basireti açýlmýþ olan, yani “Rabbinden bir nur üzerinde” (Zümer Suresi, 22) hidayet olunan kul ise bir ayeti okuduðu her defasýnda, önceki okumalarda kendisine bahþedilmiþ ve sonrakilerde bahþedilecek olanlardan ayrý, yeni bir manaya iletilmektedir.
Allah O’na “Rabbim ilmimi artýr” (Taha Suresi, 114) diye niyaz edenin duasýna icabet etmiþtir.
Anlayýþý iki okumada kalan kiþi ziyandadýr.
Anlayýþý her okumada yenilenen kiþiyse kazançtadýr.
Okuyup da hiçbir þey anlamayana gelince, Allah ona rahmet etsin.”

Kur’an, insaný ve evreni anlamayý kolaylaþtýrýr; O’nu okuyan insan Allah’ýn hikmetle yarattýðý sayýsýz güzelliði, sarýp kuþattýðý harikalarý fark eder ve þuur kapýsýndan içeri girer.

Þuurlu müminin iman kalbine yerleþir; iþitir ve itaat eder. Ýnsanlara iyiliði emreder ve kötülükten sakýndýrýr. Kibirden ve gösteriþten uzaktýr. Samimi, sadýk ve güvenilirdir. Namazý dosdoðru kýlar, yardýmý yalnýzca Rabb’inden diler. Ýhtiyacýndan arta kalaný infak eder. Yaþadýðý olaylar karþýsýnda sabreder, tevekkül gösterir. Yaptýklarýnýn karþýlýðýný verecek olanýn Allah olduðunu bilir.

Ýnsanlarýn Kur’an ayetlerini anlayamayacaklarý iddiasýnda olanlar yanýlgýdadýrlar. Yüce Allah ayetlerinin son derece açýk ve anlaþýlýr olduðunu Kur’an’da haber verir.

Andolsun Biz sana apaçýk ayetler indirdik. Bunlarý fasýklardan baþkasý inkar etmez. (Bakara Suresi, 99)

Ey insanlar Rabbinizden size ’kesin bir kanýt (burhan)’ geldi ve size apaçýk bir nur (Kuran) indirdik. (Nisa Suresi, 174)

Kur’an’ý anlayabilmek için üstün bir zeka deðil, düzgün bir niyet ve önyargýdan arýnmýþlýk gerekir. Kur’an’ý kavratmak Allah’ýn elindedir ve O, ancak gönülden Kendisine yönelip dönen, samimi kullarýna Kur’an’la doðru yollarýný gösterir, kurtuluþa ulaþtýrýr. Kur’an tüm insanlýða gönderilmiþtir, ancak yalnýzca Allah’tan içi titreyerek korkan, kesin bilgiyle ahirete iman edenler için bir hidayet sebebidir.

Her ümmet içinde kendi nefislerinden onlarýn üzerine bir þahid getirdiðimiz gün, seni de onlar üzerinde bir þahid olarak getireceðiz. Biz Kitabý sana, herþeyin açýklayýcýsý, Müslümanlara bir hidayet, bir rahmet ve bir müjde olarak indirdik. (Nahl Suresi, 89)

De ki: "Ýman edenleri saðlamlaþtýrmak, Müslümanlara bir müjde ve hidayet olmak üzere, onu (Kuran’ý) hak olarak Rabbinden Ruhu’l-Kudüs indirmiþtir." (Nahl Suresi, 102)

Bunlar hikmetli Kitabýn ayetleridir; muhsin olanlara bir hidayet ve bir rahmettir. (Lokman Suresi, 2-3)

Ey insanlar, Rabbinizden size bir öðüt, sinelerde olana bir þifa ve mü’minler için bir hidayet ve rahmet geldi. (Yunus Suresi, 57)

Kuran’ýn indirildiði dönemde bilinmeyen birçok þey açýklanmýþtýr, ancak sadece düþünebilen insanlar bunlarýn farkýna varabilir. Kuran düþünen insanlar içindir; kiþi okur, düþünür ve iman eder.

“…Böylece Allah, size ayetlerini açýklar; umulur ki düþünürsünüz; (Bakara Suresi, 219)
Bu, Rabbinin dosdoðru yoludur. Öðüt alýp düþünmesini bilen bir topluluk için ayetleri böyle birer birer açýkladýk. (En’am Suresi, 126)

(Bu Kur’an,) Ayetlerini, iyiden iyiye düþünsünler ve temiz akýl sahipleri öðüt alsýnlar diye sana indirdiðimiz mübarek bir Kitap’týr. (Sad Suresi, 29)

Allah’ýn kitabýný anlamadan okumak bir yana, anlayarak okumak da yeterli deðil. Kitabý bildiði halde ona uygun yaþamayanlarýn durumunu Rabb’imiz, “Kendilerine Tevrat yükletilip de sonra onu (içindeki derin anlamlarý, hikmet ve hükümleriyle gereði gibi) yüklenmemiþ olanlarýn durumu, koskoca kitap yükü taþýyan eþeðin durumu gibidir. Allah’ýn ayetlerini yalanlayan kavmin durumu ne kötüdür. Allah, zalim bir kavmi hidayete erdirmez.” (Cuma Suresi, 5) ayetiyle bildirir. Ýþte bu durumda olmak, sorumluluðu daha da artan kiþiyi, Kur’an’ýn ifadesiyle zalim konumuna sokar. Ýman ehli olabilmek için ayetleri bilmek ve yaþamak gereklidir.

Kur’an ‘sinelerde olana þifa’dýr. Allah her zehire þifa olacak panzehiri yaratmýþtýr. Vakit gelir açar panzehiri içeriz, sabrederiz; açar panzehiri içer, tevekkül ederiz. Þeytanýn her zehrinin panzehiri mevcuttur; o ecza dolabýnda hiç eksik yoktur...