Ýnsanlarýn büyük çoðunluðu yýl boyunca tatili hayal ederek çalýþýr. O yýlýn yorgunluðunu, ancak baþlarýný dinleyebilecekleri, sýkýntýlardan kurtulabilecekleri bir ortamda yapýlacak tatille atabileceklerini düþünürler.

Herkes maddi olanaklarý çerçevesinde bir plan yapar. Kimi evinde dinlenerek kimi de farklý bir mekana giderek ya da þehir dýþýna çýkarak kendisine tatil ortamý hazýrlar. Mekanlar ve yapýlanlar farklý da olsa amaç dinlenmek ve eðlenmektir.

Bunun için insanlar, yýl boyunca kimi zaman bazý ihtiyaçlarýndan özveride de bulunarak para biriktirirler. Vakit yaklaþtýðýnda yeni giysiler alýr, kalacaklarý yer için rezervasyon yaparlar. Ailece ya da dostlarýyla birlikte çok güzel geçeceðini ümit ettikleri tatil günleri hayallerini süsler.

Ancak detaylarýna kadar çok güzel organize edilmiþ bir tatil bile çoðu zaman umut edilenden çok daha kötü geçer. Ýnsanlar genellikle hayalleri gerçekleþememiþ olarak ve dinlenip sakinleþmek yerine gergin bir ruh haliyle tatilden dönerler.

Nedeni þudur; din ahlakýný yaþamayan insanlar, herþey mükemmel de olsa memnun olamazlar. En güzel tatil ortamýnda bile gerçek hazzý ve mutluluðu tadamazlar. Ýçlerindeki boþluk nedeniyle sunulan nimet ve güzelliklerden yeterince zevk alamazlar. Nimetlere þükür içinde olmamalarý, hata yapan insanlara karþý baðýþlayýcý olamadýklarý, kýsacasý güzel ahlaký yaþamadýklarý için yaþadýklarý hiçbir þeyden memnun kalamazlar. Ancak güzel ahlaký kararlýlýkla uygulamaya çalýþmasý karþýlýðýnda Allah, insana dünya zevklerini de tattýrýr.

Tatil ortamýnda da olsa, insan tevekkül etmediði, olaylarýn ardýndaki hayýr ve hikmetleri arama, öfkesini yenme gibi güzel ahlak özelliklerini yaþamadýðýnda, müthiþ sýkýntý duyar. "Misafir umduðunu deðil, bulduðunu yer" ancak yediðinin de tadýna varamaz.

Bazý Müslümanlar da normal zamanlarda namaz, oruç gibi ibadetleri yerine getirirken; gittiði tatilde ortama uyum saðlamak için ibadetlerini erteler. Bulunduklarý ortamda dinden uzak insanlarýn çoðunlukta olmasý, onlarýn da uyumunu kolaylaþtýrýr. Gaflete kapýlýrlar; tek düþündükleri ne giyecekleri, ne yiyecekleri, nereye gidecekleri gibi konular olur. Burada yanlýþ olan kuþkusuz tatile gitmek deðildir. Kur’an ahlakýndan uzaklaþmak ve yanlýþ yolda bulunan çoðunluða uyuyor olmaktýr. Kur’an’ýn, “Yeryüzünde olanlarýn çoðunluðuna uyacak olursan, seni Allah’ýn yolundan þaþýrtýp-saptýrýrlar...” (Enam Suresi, 116) ayetiyle açýkça dikkat çektiði gibi...

Ýmaný kalbine yerleþtirmiþ mümine yaz rehaveti gelmez. Allah’ýn nimetlerini anlatmak, iyiliði emredip kötülükten sakýndýrmak, Kur’an’a davet etmek, mümin için kararlýlýkla sürdürülmesi gereken faaliyetlerdir. Mümin fikri mücadele ile, Allah’a ve dinine hizmet ederek dinlenir. Aksi halde yorulur mümin.

Hastalýðýn, ölümün zamaný yoktur; aniden gelebilir. Ýnsan eðer Allah’ýn hoþnutluðunu esas almýyorsa, gittiði tatilde Allah’ý, Kur’an’ý, Ýslam’ý unutuyorsa, ve orada aniden ölüm onu yakalarsa, nasýl açýklar Rabb’ine? “Allah’ým ben tatildeydim” mi der? Kur’an’da Allah’tan, Ýslam’dan uzak bir hayat var mý; tatil bile olsa? Müslüman, her nereye giderse gitsin, yine Allah’ýn rýzasýný gözetir ve orada da bütün gücü ile Ýslam’ý ve Kur’an’ý yayma çabasýný sürdürür. Ýbadete hiçbir yerde ara vermez.

Hiçbir þart ve ortam müminleri Allah’ý anmaktan, din ahlakýný yaþamaktan ve yaþatmaya çalýþmaktan alýkoymaz. Kur’an, müminlerin bu özelliðini, “(Öyle) Adamlar ki, ne ticaret, ne alýþ-veriþ onlarý Allah’ý zikretmekten, dosdoðru namazý kýlmaktan ve zekatý vermekten ‘tutkuya kaptýrýp alýkoymaz’; onlar, kalplerin ve gözlerin inkýlaba uðrayacaðý (dehþetten allak bullak olacaðý) günden korkarlar.” (Nur Suresi, 37) ifadesiyle haber verir.

Allah müminlere güzel bir hayat yaþatacaðýný vaat eder. O güzel hayat tatilde ya da ‘tadýný çýkararak’ zevk içinde geçirilen bir hayat deðildir; mümin için güzel hayat Rabb’inin rýzasý için çalýþarak sürdürdüðü lezzet ve huzur dolu hayattýr.

Þu halde boþ kaldýðýn zaman, durmaksýzýn (dua ve ibadetle) yorulmaya-devam et. Ve yalnýzca Rabbine raðbet et. (Ýnþirah Suresi, 7, 8 )