Aþk eski bir masaldýr ama her zaman yepyenidir. -Heine |
|
||||||||||
|
Eþim ve aile dostlarýmýzla Kazdaðlarýnýn baðrýndan süzülen Zeytinli Çayýnýn 3km ilerisindeki Mehmet Alan Köyüne ulaþtýðýmýzda gün henüz tepemizde deðildi. Piknik alanýna vardýðýmýzda gözlerimiz doðanýn tadýný almaya baþlamýþtý bile. Yeþilin bir kaç deðiþik tonlarýna tanýk olunca, bir de suyun sesine eþlik eden kuþ sesleri doðanýn senfonisi gibiydi. Aracýmýzdan mangal ve piknik malzemelerimizi alýp, kendimize en uygun masayý seçip yerleþmeye baþlamýþtýk ki, bir eþek arýsý çevremizde "výzz výzz" dolaþýnca bastýk yaygarayý. Neyse ki çok fazla sürmemiþti, eþimin haþerelere karþý allerjen tepkisi gecikmemiþti. Sarý arýcýk yerde cansýz yatarken, bizler kýtlýktan çýkmýþ gibi ivecen masa hazýrlýðýna baþlamýþtýk. Mangal yakmayý erkeklere býrakmýþtýk. Salata ve birbirinden lezzetli yiyeceklerin görüntüsü, bir de yan masalardaki mangalda piþen etlerin yanýk kokularý iþtahýmýzýn artmasýna neden olmuþtu. Mehmet Alan Göletinde çocuklarýn neþeli çýðlýklarý ve su þakalarýný izlerken, yan masalarda koro halinde saz ve türküler o günün müzikal rengiydi. Bizler þanslýydýk. Böylesi yeþilin içinde gün ýþýðýnýn sudaki yansýmasýnýn muhteþem renklerini izlerken, adeta huzurun içinde yüzüyorduk. Bir ara "sahildeki o yaþlý adamýn aþina mavi gözleri" yine aklýma düþmüþtü. Kimdi? Ve hala kimliðini çözemediðim bir sýrrýn beynimdeki geri dönüþ-ileri dönüþ filmin þeritlerini sararken eþim aðzýma pirzolayý uzatýp; "Daldýn yine tabaðýndakiler hala duruyor,yine nerelerdesin?" diye sorduðunda o ana yeniden dönmüþtüm. "Hala aklým dünde caným" dedim. "Çok zorlama caným, merak etme düþünmediðin zaman gelir aklýna ". Evet, bu çok doðruydu. Aklý zorladýðýn zaman deep-freez gibi donuyordu düþüncelerim. --- Sabahý zor etmiþtim. Saat sabahýn 08:00 gibi plaj çantamý alel acele hazýrlayýp, kahvaltý bile etmeden doðruca sahile koþturdum. Sahil bomboþtu. Okullarýn iki hafta sonra açýlacak oluþunun da etkisi kumsalýmýzý tenhalaþtýrmýþtý. Bakýþlarým bir radar gibi güneþ gözlüðümün arkasýndan kumsalý ve þemsiye altlarýný taramaya baþladý. Mavi gözlü yaþlý adam yoktu, ama her zaman geldiði þemsiyesinin altý da boþ deðildi...Her zamanki mavi-yeþil çizgili plaj havlusu kumlarýn üzerine bir güzel serilmiþ, üzerlerine taþlar yerleþtirilmiþti. Bu rüzgardan uçmasýn diye uyguladýðýmýz bir yöntemdi. Ýçimden, "demek gelecek, yerini bile ayýrdýðýna göre..." diye düþündüm. Geldiðinde hem kitabýmý okuyup okumadýðýný soracak, hemde nereden geldiðini, hangi þehirde yaþadýðýný soracaktým. Bende her zamanki þemsiyenin olduðu yere doðru ilerledim.Plaj sergimi serip uzandým. Güneþin sýmsýcak sarý kollarýna bedenimi býraktým. Sýkýldýðýmda 400 sayfalýk Gizem Karahan'ýn Denizin Külleri adlý romanýný okumaya baþladým. Romanýn yazarý facebook da tanýdýðým 17 yaþlarýnda Lise son sýnýfta okuyan genç bir yazardý. Romanýný okumamý ve eleþtirmemi rica etmiþ, adresime postalamýþtý. O sözünde durdu bende durmalýydým. Okurken Barbara Chartlant'ýn yazým sitili ile karþýlaþmýþtým. Hani Kont ve konteslerin tanýþmalarý, muhteþem konaklarda yaþayan, kusursuz güzellikteki gizemli aþklarýna tanýk olduðum satýrlarý okumaya öyle dalmýþtým ki, mavi gözlü adamý çoktan unutmuþtum bile... Bir baðýrýþ bir çaðýrýþla okuduðum romandan gözlerimi kaldýrdým. Neler oluyor diye çevreme bakýndýðýmda, orta yaþlý bir kadýnýn aðladýðýný gördüm: Üstelik kadýn saða sola koþturup, kumlarý havalandýrýyordu: "Babamý kaybettim...Ne olur, Allah aþkýna gören varsa bana bir desin, ne olur!" diye yalvarýyordu. Kumlarda bir ileri bir geri koþarak aðlayan kadýnýn elinde sýký sýký elinde tuttuðu havlu dikkatimi çelmiþti. O havluydu!.. Bir saat öncesi o þemsiye altýnda serili olan o mavi- yeþil çizgili havlu yaþlý adamýn kurulandýðý havluydu. Dikkatimi ister istemez o kadýna yönelttim. Kazdaðlarýnýn yeni baþlayan esintisiyle sarý renkli çiçeklerden oluþan askýlý þifon elbisesinin eteklerini havalandýrmaktaydý.Rüzgar sarý saçlarýný savururuyordu. Aceleyle okuduðum romaný çantama koydum. Birkaç taþ alýp sergimin üzerine destek yaptým. Rüzgardan kumlar kalkýyor, burun deliklerimizin içine giriyordu. Ayaða kalkýp kadýnýn olduðu yöne doðru ilerledim. "Hanýmefendi hayýrdýr, kimi arýyorsunuz?" diye sorduðumda o zaman ayný mavi gözlere, gözlerim dokunmuþtu. "Babamý kaybettim bayan. Babam yine evden kaçmýþ. Onu gördünüz mü? Hani baþýnda hasýr þapkasý olan, mavi gözlü, gözlüklü ve beyaz saçlarý vardý..." Evet, bu kadýn o yaþlý adamýn kýzýydý. Ne kadar da benziyorlardý, diye kýsa bir an düþündüm.Kadýn umutla ellerime sarýlmýþtý. "Gördünüz mü babamý, ne olur söyleyin? Buraya gelmiþ bakýn havlusunu buldum. Kaybettim yine onu...Yoksa boðuldu mu denizde? Çok korkuyorum..." Hay Allah onu nereden tanýyordum? Þimdi kadýna ne demeliydim? Neden kaçmýþ ki babasý? "Onu dün görmüþtüm, fazla konuþmadýk, ama kitabýmý hediye ettim babanýza. Hayýrdýr, neden kaçsýn ki babanýz?" Kadýn þimdi de hüngür hüngür aðlamaktaydý. Bende ne yapacaðýmý þaþýrmýþ, elleri ellerimde öylece ayakta duruyorduk. Mavi-yeþil çizgili plaj havlusu þimdi kumlarýn üzerindeydi. Meraklý kalabalýk çevremizde toplanmaya baþlamýþtý bile. Her kafadan bir ses çýkýyordu. "Belediyeden kayýp anonsu yapýlsýn." "Az önce Turban yolunda tarife uygun bir yaþlý görmüþtüm." "Kadýn neden aðlýyor ki?" "Çocuðunu mu kaybetmiþ acaba?" "Mavi gözlü bir adam mýydý? Ben þu çay bahçesinde görmüþtüm" Ellerime sýký sýkýya sarýlmýþ kadýný nasýl teselli edeceðimi düþünürken, aklýma belediye anonsu daha yakýn gelmiþti. "Babanýzý bulacaðýz merak etmeyin, üzülmeyin hanýmefendi. Burasý küçük bir yer anons ettiririz, bulunur." Kadýn aðlamasýný kesmemiþti. Dudaklarýndan çýkan cümleyle aðzým bir karýþ açýk kalmýþtý: "Ýnþallah buluruz. O bir alzheimer hastasýydý!.." "Nee!" diye þaþkýn bir nida dudaklarýmdan fýrlamýþtý. Devamý Var Emine PÝÞÝREN/Akçay
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Emine Piþiren, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |