..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Tarih, hiçbir zaman orada bulunmamýþ kiþiler tarafýndan anlatýlan hiçbir zaman olmamýþ olaylarla dolu bir yalan. -Santayana
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Yaþam > irfan yýldýz




2 Kasým 2002
Tehlikeli Ýliþkiler... (2)  
irfan yýldýz
2012’de hepimiz öleceðiz ama bunu kimseye söyleyemiyorum.


:BADH:
2 Ekim 2002
2016’de hepimiz öleceðiz ama bunu kimseye söyleyemiyorum.

3 Ekim 2002
Doðru dürüst ne bir iþim var, ne de kenarda param. 24 Ekim’de karým beni boþuyor, artýk evim de yok sayýlýr. Bu kadar bilgiyi boþuna taþýmýþým sýrtýmda.

4 Ekim 2002
Eþim özgürlüðü seçti. Yýllarca en önemli þeyin özgürlük olduðunu savundum durdum. Eþim iyi bir öðrenci çýktý. Þimdi ayrýlma vakti.

5 Ekim 2002
Yarým kilo kestane alýp anneme gitmek istiyorum. Ama... O kadar parayý kestaneye vermem. Üstelik annem de uzakta.

6 Ekim 2002
Gazeteye ilan verdim: “Görme özürlü, yaþlý yakýnlarýnýzla sohbet ediyor ve onlara roman okuyorum.” Üç kuruþ için beþ kuruþ ödeme yaptým. Üstelik arayanlara açmýyorum telefonu. Ben hem salak hem aptalým.

9 Ekim 2002
Otobüste, yanýmda oturan içine kapanýk adam doktordan geldiðini, þeker hastasý olduðunu söyledi. Bunun modern zamanlar hastalýðý olduðunu, sanayi devrimi öncesi böyle bir hastalýða rastlanýlmadýðýný, tedavinin ise doðal (katký maddesi olmayan) beslenmeyle mümkün olabileceðini mýrýldandým. Aklýna yattý. Seneyi köyde geçirmeye karar verdi. Ben de geleyim demek istedim, diyemedim.

10 Ekim 2002
Gündüz bir meslektaþýmýn iþten çýkartýldýðýný öðrendim, gece de bir arkadaþýmýn, para gönderemediði için kardeþini okuldan almak zorunda kaldýðýný. Telefonda kahkahalardan kýrýldýk. Ey hayat! Bu kadar da üstümüze gelinmez ki.

13 Ekim 2002
Gençti ama hastaydý. Gazete almaya giderken apartman komþumuz, kapýcý Ýlyas Beyin karýsýnýn öldüðünü söyledi. Öleceðini biliyorduk. O zamanlar derinden duymuþtum üzüntüsünü. Þimdi, öyle kaldým. Ölmüþtü. Bitmiþti virgül. Noktayý koymuþtu... 1995’in soðuk aylarýndan biri. Yatýyorum. Eþim öðle paydosunu fýrsat bulmuþ eve gelmiþ. Nasýl aðlýyor, ne kadar içten aðlýyor, nasýl güzel aðlýyor. Yataða yanýbaþýma oturdu. Söyleyemiyor. Öylesine doðal ki. Bekliyorum. “Ablan aradý, baban ölmüþ, çok üzgünüm...” Eþimi o haliyle unutamýyor olmam ne tuhaf. Yaðmur yaðdýðý zaman evin odalarýna akan, duvarlarýn nemden kabardýðý, uyandýðýmýzda yorganý sabahlarý ýslak bulduðumuz zor günlerdi. Gözlerini sildim. Biraz sonra gitti. Yeniden yorganýn altýna girdim. “Babam ölmüþ...”

19 Ekim 2002
Bugün eþimle son yemeðimizi yedik. Bol sulu patatesli barbunya. Domates salatasý. Taze beyaz ekmek. Hz Ýsa ve 12 havarisinin “Son Yemek”inden farklý kuþkusuz. Fark ise biz iki kiþiydik ve hiç konuþmadýk.

20 Ekim 2002
11 yaþlarýnda falaným. Gemlik’te ablamla beraber yaþýyoruz. Ben okul sonrasý ortalýktan kayboluyor, iskelede ya da kayalýklarda balýk avlýyorum. Becerebildiðim söylenemez. Saatlerce orada dikilip bir veya iki tane tutabiliyorum, o da sümüklü ya da kaya balýðý. Ablam da eve döndüðümde basýyor fýrçayý. Bir seferinde eve yarým torba balýk getirdim. Onlarý bir güzel tepsiye dizdim üzerlerine de isimlerini yazdým. Hayret ablam kýzacaðýna aferin demiþti bana. Ýnanamamýþtým bu deðiþikliðe ondaki. Bu bir kez olabildi ancak. Sonra yine sümüklü balýk veya kaya balýðý. Hem zaten yarým torba balýðý da ben tutmamýþtým. Yanýma gelen bir abi yakalamýþtý. Eþimden ayrýlacaðým þu günlerde hatýrladýðým þeye bak. Neydi o günü unutulmaz kýlan. Sevgi ve ilgi görmüþtüm ablamdan. Sevgi ve ilgi. Ne kadar az.

21 Ekim 2002
Yarýn evden ayrýlýyorum. Döner miyim? Giysilerim ve kitaplarým var. Ara ara almaya gelirim. Ýyi de nereye taþýyacaðým. Ev yok. Hiç böyle çaresiz kalmamýþtým. Nere gideyim. Kimin yanýna. Yok kimse. Belki bu son yazým olur. Yunus Emre gibi yollara mý dökülsem. Üzülüyor insan.

22 Ekim 2002
Misafirim olan arkadaþým odalarý gezerken banyodaki küveti görünce bir itirafta bulunmuþtu: “Ýnanýr mýsýn ben hiç küvette banyo yapmadým. Yapabilir miyim?” Yanýtým “elbette” olsun isterdim ama þofben bozuktu. Yapamadý. Þimdi neredeyse saatlerdir duþun altýndayým, takýldým bizim arkadaþa. Ýlk karþýlaþmamda küvette yýkanmanýn zorluklarýndan bahsetsem. Etkilenmez. Ýlla yaþayacak, öyledir. Ona küvet mi hediye etsem. Paket yapmasý zor olacak.

23 Ekim 2002
Yaþamýmýn tuhaf olaylarýndan biridir: Çaresizliðimin son günü bir ýþýk yanar: Bavulumu topluyor, eksikliklerimi tamamlýyorum. Bir telefon, kolejin biri beni çaðýrýyor. Evde son günüm, gitmeye hazýrlanýyorum, moral olaðanüstü bozuk, böyle bir haber. Hoþ tabi, enerji verici.

24 Ekim 2002
Pis bir otel odasý. Havasýz. Pencere açmak akla gelmiyor gibi. Sývalar kabarmýþ. Bakmadým ama voltu 40 falan bir ýþýk tepede. Yusuf Atýlgan ‘nýn Zebercet’i gibiyim içeride. Daha önce de kalmýþtým burada. Çýkarken otelin kapýsýndan etrafýma bakmadan hýzla uzaklaþmýþtým, birileri görmesin diye. Þimdi rutubetli yatakta uzanmýþým. Çamlýbel’in Han Duvarlarý’nda dolaþýyorum. Gözlerim nemli. Olsun silerim geçer.

25 Ekim 2002
Bavulu býrakacak yer bulamadým. O da geldi iþ görüþmesine. Þeytan tüyü mü var nedir, iþ görüþmelerinde her zaman etkilemiþimdir karþý tarafý. Hep golü ben atmýþýmdýr, onlar da beni iþten. Sorun, dürüst olmamalarý. Bir sözüm vardýr: Beni almak kolaydýr, tutmak zordur diye. Sözlerini yerine getirmezler. Ben de sorun çýkartýrým. Neyse, görüþme oldukça olumlu. Yanýt haftaya.

26 Ekim 2002
Aklýma takýldý: Dünkü görüþmede, “Evli misiniz” denildi, “evliyim” dedim. Alýþkanlýk mý, uygunsuz bulunma endiþesi mi, tuhaf.

27 Ekim 2002
Þimdi yirmili yaþlara gelmiþ yeðenlerimle hiç ilgilenemedim. Geçenlerde aradým, bozuktu bana. Nasýl anlatmalý ki. Annesi beni sevmezdi, eve almadý. Doðru dürüst cebimde para olmadý ne arayabildim ne bir yerlerde oturup yemek yiyebildik. Büyüyünce anlarlar belki deyip bekledim. Hataymýþ. Þimdi küçük yeðenimi aksatmamaya çalýþýyorum; ona kitaplar alýp yolluyorum. Sayfa aralarýna da harçlýklar býrakýyorum. Ancak buraya kadar. Yeniden baþa döndüm. Para suyunu çekti ve iþ yok. O da küsecek þimdi.

28 Ekim 2002
Eminim: Çýktýðým bütün kýzlarýn ilk ve son günlerinde yaðmur yaðýyordu. Baþlamasý da bitmesi de hayýrlý olmuþ. Kimin için? Bilemiyorum.

29 Ekim 2002
Rüyada uçmayý garip biçimde çok önemsiyorum. Uçabilmek, özündeki saflýðý, temizliði gösterir bana göre. Gördüðüm rüya: Çocukluðumun geçtiði bir yamaç. Aþaðýya patika yoldan iniliyor. Üç kiþiyiz. Ben, eski eþim ve onun kardeþi. Eski eþim bir þey istiyor benden ve bunun için aþaðýya inmem gerekiyor. O endiþeli, kardeþi konuþmuyor, ben neþeliyim. Elimde siyah þemsiye. Býrakýyorum kendimi boþluða. Havadayým, uçuyorum. Þemsiye ters dönüyor, hala havadayým, düþmüyorum. Þakalar yapýyorum, etrafým yemyeþil. Uçabiliyorum, eskiden olduðu gibi.

30 Ekim 2002
Ýki öðrencim ziyarete geldi. 01’e kadar sohbet ettik. Ýçtikçe dilleri çözüldü. Hayret, serseri görünüþlü etiketleri vardý ama “Bu dünyaya neden geldiklerini” kafalarýna takmýþlardý.

31 Ekim 2002
Aykut’a olanlarý anlattým telefonda. “Gel buraya, ben sana bakarým” dedi. Eskiler doðru söylemiþ: Az olsun öz olsun.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn yaþam kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ocak 2020
Rüyada Uçmak
Tehlikeli Ýliþkiler... (5)
Tehlikeli Ýliþkiler... (4)
Tehlikeli Ýliþkiler... (1)
Pardon, Saatiniz Kaç?
Tehlikeli Ýliþkiler... (3)
Metin Abi

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Tamamlanmamýþ Sözcükler [Öykü]
Kýrmýzý araba [Öykü]
Hayatýn Gizemi [Öykü]
Bir Ayrýlýk Valsi [Öykü]


irfan yýldýz kimdir?

Kýrmýzý bir ayakkabý görüyorum Sonra pencere önünde uçuþan tül perde Hiç unutmam bir piyanoydu eminim Bir fincan kahve yanýbaþýmda Uzun sürmüyor, çeviriyorum baþýmý

Etkilendiði Yazarlar:
Elbette bir kýsmý...


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © irfan yýldýz, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.