..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Bir önyargýyý yok etmek, atomu parçalamaktan daha zordur. -Einstein
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Yüzleþme > kemal düz




9 Ekim 2011
Suriye Gerçeði  
kemal düz
türkiye, suriye hükümetine bu süreçte yardýmcý olmalý ve yeniden güven ortamýna dönülmesine katký vermeli. gördüðümüz kadarýyla suriye buna çoktan hazýr. 400 yýllýk ortak bir tarihin ýþýðýnda, suriye ile iliþkilerin daha iyiye gitmesi için birikim var..


:BBDG:


SURÝYE GERÇEÐÝ

Kemal Düz
e.posta: kemaldz@hotmail.com

Antakya’yý aþýp ilçesi Yayladað’ýna uzandýktan kýsa bir süre sonra, eski tekel binalarýnýn(þimdilerde ‘Çadýrkent’) önünden sola sapýnca, sýnýr kapýsýna da gelmiþ olduk. Ýki ülkenin sýnýr ortaðý, 1729 rakýmlý Keldað(Cebel Akra - Cassius) kireç rengi yüzüyle bizleri süzüyordu. Lübnan plakalý içi dolu otobüsün hemen ardýndan girdik gümrük sahasýna. Çýkýþ iþlemleri çabucak tamamlandý ve Suriye tarafýna geçtik. Burada da hiç bir sorunla karþýlaþmadýk. Keldaðý’nýn eteðinde ki, Kassab(Keseb) kenti göze çarpýyordu. Türk sýnýrýna, baðýrsan duyulacak kadar yakýn. Yolu, yeþil ormanlar ve çiçeklerle örtülü. Kassab, güzel þehir anlamýna geliyormuþ. Yayla turizmi ve ziraat geliþmiþ. Elmasý, defne sabunu, ipek böcekçiliði de meþhurmuþ. Sakinleri, Türkiye’den gitmiþ Ermeniler, pek çoðu kendi aralarýnda Türkçe konuþuyorlarmýþ. Kulaklarý hep Türkiye tarafýndaymýþ: ‘Türkü’ duymak isterlermiþ. Özellikle düðünlerde davul zurna seslerini kulak verirlermiþ.
Çam aðaçlarýnýn arasýndan dar yolu baðýra çaðýra týrmanan minübüs, ressamýn çizdiði bir manzara resmi gibi, Akdeniz ormanlarýný önümüze seriyordu. Aðaçlarý yara yara Türkmenlerin oturduðu köylerin arasýndan geçtik. Doruklarýn arkasýndaki Akdeniz yavaþ yavaþ kendini hissettiriyordu. Daðlar, buralarda hep iç kesim ile denizi birbirinden ayýrýyor. Lazkiye’ye doðru ilerleyen karayolu, bazen engebeli, bazen ine çýka, kývrýla büküle ilerliyor. Yer yer beton evleri, inþaatý devam eden evler ve iþyerleri takip ediyor. Harç taþýyan iþçiler, duvar ören ustalar. Harýl harýl iþlerini bitirmenin telaþýndalar. .Akdeniz bize el sallarken, aracýmýz sakin bir süratle ovaya doðru süzülmekteydi. Sýnýrdan ayrýlýþýmýz bir saati bulmadan Lazkiye’ye ulaþmýþtýk. Suriye Arap Cumhuriyeti’nin ana limaný olan Lazkiye, sahilde Fenikelilerden kalma bir kent. Nüfusu bir milyon civarýnda. Güneyi, ormanlarla örtülü bir duvar gibi; kutsal kabul edilen Ensariye Daðlarýyla sýnýrlanmýþ, dar bir bantta kurulu. Büyük bir limana sahip. Sahilinin güzelliðinden dolayý “Sahilin Gelini” denirmiþ. Liman kalýntýlarý, kaleler, hamamlar, hanlar göze çarpýyor. Minareler ve çan kuleleri yarýþýrcasýna göðe yükseliyor. Osmanlý döneminden kalma pek çok eser var. Bunlardan biri de “Yeni Cami” Lazkiye’nin en büyük camisi 1726 yýlýnda Süleyman Paþa tarafýndan yaptýrýlmýþ. Ülkemizde ki herhangi bir sahil kenti gibi; her þey, herkes tanýdýk gibi, hiç yabancýlýk çekilmiyor. Esasýnda; Þam, Halep, Lazkiye ve diðer Suriye’nin bütün kentleri; yerleþim yerleri, köyleri dýþardan gelene yabancýlýk çektirmez. Sanki gözünü bu topraklarda açmýþ, yaþamýný bu topraklarda sürdürmüþ hissini verdirir. Lazkiye çok kimlikli ve çok kültürü özümsemiþ ve içselleþtirmiþ bir kent. Halk geleni; yapmacýksýz, samimi, güleryüzlü ve sýcaklýkla karþýlar, evine misafir eder. Daðlar, ormanlar, nehirler, Akdeniz’le burada buluþur. Selukiler döneminde Selukusun annesi Nikatorun ismi ile uður sayýlarak Lavzikye-Lavdise adýný almýþ. 10 km. kadar mesafede Kenanlýlar’dan kalma eski bir ticaret merkezi antik “Ugarit” baþþehrinin kalýntýlarý mevcut. Adýný tepeyi örten rezene bitkisinden almýþ. M.Ö: 2000’ ler de en parlak dönemini yaþamýþ. 17 bin civarýnda, 13 ve 14’üncü asra ait Akkad- Babil ve Kenan diliyle yazýlmýþ tablet ve çömlek levhalarý bulunmuþ. Ayrýca Hititce, Kýbrýsça, Mýsýr ve Huri diliyle yazýlmýþ belgeler bulunmuþ. ‘Ugarit Alfabesi’ þimdiye kadar dünyada ortaya çýkan en büyük alfabe kabul edilmekte. Batýlýlar, Haçlýlar’dan bugüne, ne zaman dara düþseler, sýkýntý yaþasalar bu topraklar gelmiþ akýllarýna. Bereketli Suriye topraklarýný kontrol altýnda tutmak istemiþler. Batý Ülkeleri þimdilerde yeni bir krizin eþiðinde. Haçlý ruhu yeni bir diriliþ yaþýyor. Irak’ta olduðu gibi, Suriye’yi bölmek ve “ham etmek” istiyorlar. 1099 – 1291 yýllarý arasýnda bu bölgede kalan Haçlýlar, Þövalyeleri için yaptýrdýklarý þatolarýn, kalelerin dýþýnda önemli hiç bir eser býrakmamýþlar. Haçlýlarýn en iyi korunan, Hýristiyan dünyasýnýn anahtarý kabul edilen þövalye kalesi; Crac Des Chevalier (Hýsn el- Ekrad) -ki çevresinde bugün bile büyük ölçüde Hýristiyanlar yaþar - buradadýr. Osmanlýlar, Anadolu’dan ziyade bir Ýslam ülkesi olarak gördüðü Suriye’ye çok yatýrým yapmýþtýr. Her yerde Osmanlý eserleri dip dibedir. Son Osmanlý Padiþahý Vahdeddin’in mezarý Þam’da Sultan Selim Camii’sinin bahçesindedir
DEÐÝÞÝME UYUM ÇABASI

Arap Yazarlar Birliðinin daveti üzerine, Türk Yazarlar Birliði Antakya Temsilciliði ve Aktivist Sanatçýlar Birliði ile yaptýðýmýz ziyarette; Lazkiye’de; Lazkiye Valisi, Milletvekili, Baas Partisi Temsilcisi, yazarlar, sanatçýlar, aydýnlar, medya mensuplarý, halk ve esnafla görüþmeler yaptýk. Bir þehit ailesine taziye ve iki de ev ziyaretinde bulunduk. Ayrýca antik Zafer Anýtý’ný da gördük. Medya Suriye’de iç çatýþmalardan söz ediyor. Gazetelerin yazdýklarýyla, televizyon haberleriyle hiç örtüþmeyen bir durumla karþýlaþtýk. Hiçbir yerde anormallik görmedik. Hayat her zamanki gibi normal seyrinde devam ediyordu. Gayet rahat ve sakin bir ortam vardý. Endiþe edici bir durum yoktu. Oysa anlatýlanlardan dolayý bizler pek de rahat gitmemiþtik. Suriyeliler, Türkleri çok seviyorlar. Sýk sýk “Burasý sizin ikinci vatanýnýz” diyorlar. Bizleri görmekten çok hoþnutlar. Türkiye’de ki akrabalarýndan söz ediyorlar. Gelip gittikleri yerleri anlatýyorlar. Söyleþilerde Atatürk’ün adý geçiyor, barýþtan kardeþlikten dostluktan örnekler veriyorlar. Çok yakýn ilgi samimiyet gösteriyorlar.
Suriye’de bize anlatýlanlar ve izlenimlerimiz kýsaca özetle þöyle sýralayabiliriz: Uluslararasý yazýlý ve görsel medyanýn büyük bir kýsmýnýn((bunlara ‘Yalancý Tanrýlar’ diyorlar), Suriye ile ilgili yalan ve kýþkýrtýcý yayýn yaptýklarýný belirtiyorlar. Özellikle, El Cezire, El Arabiya, France 24 ve BBC televizyonlarýnýn yalan haber ürettiklerini yayýnladýklarýný ifade ediyorlar. Türkiye televizyonlarýnda çýkan yalan dedikleri olumsuz haberlere üzülüyorlar.
Bir yýl öncesine göre, Türkiye’nin bugünkü tutumuna bir anlam veremiyorlar.
Türk halkýna güvenlerinin tam olduðunu, ülkelerine yardýmcý olunmasýný istiyorlar.
Suriye’ye karþý emperyalist bir kampanya yürütüldüðünü, esasýnda kampanyanýn Müslümanlara karþý yapýldýðýný, Suriye’nin Müslümanlarýn yüzde 80’ini temsil ettiðini, Allah korusun Suriye’ye bir þey olursa, Müslüman âleminin çok büyük zarar göreceðini belirtiyorlar. Çok Ýnançlýlar. Olabilecek her þeye karþý ruhsal olarak hazýrlar. Sýk sýk vatanlarý için ölmeye hazýr olduklarýný dile getiriyorlar. Olaylarýn, hýrsýzlar, katiller, serseriler, anarþistler tarafýndan çýkarýldýðýný ve yapýldýðýný anlatýyorlar. Bunlarýn Türkiye’den yardým ve destek gördüðünü dile getiriyorlar. Yönetimi devirmeyi amaçlayan Suriyeli muhaliflerin Ýstanbul’da toplantý yapmalarýndan rahatsýzlýk duyuyorlar. Olaylarýn bir mezhep çatýþmasýyla ilgisinin olmadýðýný, vizelerin kaldýrýlmasýnýn, bugün yaþananlara ortam hazýrladýðýný ifade ediyorlar. Yapýlanlarýn emperyalist bir saldýrý olduðunu arkasýnda da ABD ve onun iþbirlikçilerinin, Araplarý kontrol etmek istediklerini, Suriye’nin zenginliðini, petrolünü ele geçirmek istenildiðini anlatýyorlar. Siyonizmi güçlendirmek, Ýsrail’in yayýlmacý politikalarýný kabul ettirmek ve önündeki engelleri kaldýrmak için yeni bir Haçlý politikasý uygulandýðýný belirtiyorlar. Bugüne kadar asker ve polis olmak üzere toplam 1600 þehit verdiklerini belirtiyorlar. Kardeþ iki ülke olan Suriye ve Türkiye arasýndaki dostluðun, barýþ ve kardeþliðin devam etmesini istiyorlar. Suriye deðiþime çabuk uyum saðlayan bir ülke. Sovyetlerin yýkýlmasý ve tek kutuplu dünya’ya geçiþte, çok etkilenmiþ ve yeni duruma uyum saðlamýþtýr. Suriye’de oluþan olumsuzluk bölgemizi etkileyebilir. Küllenen sorunlar tekrar ortaya çýkabilir. 2000 yýlýnda Devlet Baþkaný Hafýz Esad’ýn vefatýyla demokratikleþme çabasý baþlamýþ. Son yýllarda bu süreç hýzlý bir þekilde sürüyor. 1954 yýlýndan beri iktidarda olan Baas Partisinin yetkileri kýsýtlanmýþ. Halk’ta herhangi bir baský ve korku fark edilmiyor. Türkiye, Suriye hükümetine bu süreçte yardýmcý olmalý ve yeniden güven ortamýna dönülmesine katký vermeli. Gördüðümüz kadarýyla Suriye buna çoktan hazýr. 400 yýllýk ortak bir tarihin ýþýðýnda, Suriye ile iliþkilerin daha iyiye gitmesi için birikim var. Ýki ülke halkýnýn da buna ihtiyacý var. Suriye ýraklaþmasýn. Barýþ herkese lazým. Ýskenderun - 2/3 Ekim 2011



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn yüzleþme kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ýskenderun'a Ýki Mektup Var.
Hasret Ne Tarafa Düþer Yüsü'emmi
Kitapla Sanat ve Hayat

Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Anýlarda Ýskenderun: Cem Erman ve Hikayet-i Zeki Müren
Genç Bir Yazar ile Söyleþi: Murat Kömür
Bir Dönem Soðukoluk ve Hatay
Koranavirüsle Nasýl Mücadele Ettik
Bir Paçavra Hastalýðý: Koronavirüs
Krishnamurti ile Kendini Tanýma Sanatý
Trene Özlem: Ýskenderun'dan"dan Adana'ya" Yolculuk
Divan Edebiyatýnýn En Güzel Þairi
Payas'ta Tarih Tarihte Payas
Sinemanýn En Figüraný

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Nevruz Uður [Þiir]
Aybastýlý Þair Ýzzet Haznedar [Þiir]
Münzevi Bir Osmanlý [Þiir]
Çukurova'nýn Ýki Yiðit Sesi: [Þiir]
[Þiir]
Þiirin Hatayý [Þiir]
Düþüyorum Tut Elimden - Selma Sayar [Öykü]
Bir Öykücümüzden Bir Öykümüz Var [Öykü]
Aybastýlý Bir Feylesof: Refik Güley [Roman]
Ýskenderun'da Kitapçý Olmak [Eleþtiri]


kemal düz kimdir?

edebiyat sanat, tarih, kültür ve folklora karþý ilgim var. yerel bir gazetede kültür sanat yazýlarý yazýyorum.

Etkilendiði Yazarlar:
engin geçtan, edip cansever, tevfik fikret v.b.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © kemal düz, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.