..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Dünyada birbirinin eþi ne iki görüþ vardýr, ne iki saç kýlý, ne de iki tohum. -Montaigne
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Bireysel > Kemal Yavuz Paracýkoðlu




22 Ekim 2011
Kiraz... (2. Bölüm)  
Aklýn Yoksa Þahit Ol...

Kemal Yavuz Paracýkoðlu


─Yavaþ yavaþ gelen her þey gibi, ansýzýn geliyor bahar, belli ede ede, sarmalayarak… âþýk ýslatan yabani yaðmurun; saçlarýmý ýslatýyor damlacýklarý, sindire sindire soluyorum, akciðerlerim ýslanýyor. kanatlarý ýslak bir kýrlangýç kýþý sað salim atlatabilmiþ, meyve aðaçlarýndaki tomurcuklarla dans ederek sevinç çýðlýklarý atýyor… Yakýnda güller de açacak; güller, sarý, beyaz, kýrmýzý…Hissetmeyi seviyorum mutluluðu…Çok! Kendi kendimle barýþ ilan ediyorum. Barýþ, bana çok yakýþýyor. ─


:AEJJ:

AKLIN YOKSA ÞAHÝT OL…

Derya, gazetesini, spor olsun diye, onbeþ dakika gidiþ, onbeþ dakika dönüþ,her gün yarým saat yol yürüyerek alýp dönüyordu.
Derya’nýn mantýðý bu düþünceye hemen tepki gösterdi. “Spor mu dedin? Yarým saat sallana sallana yol yürümek mi spor? Kendi kendini kandýrýyorsun! Tepeden topuða deforme olan vücudunda yað rezervi artarken kas rezervi azalýyorsa ve apartmanýn birinci katýndaki evine girebilmek için çýktýðýn merdivenler seni nefes nefese býrakýyorsa, yarým saatlik bir yürüyüþten daha fazla bir þeyler yapman lazým demektir; mesela, sigarayý býrakmak gibi… Sigarayý býrakmadýðýn sürece, ne yaparsan yap, fasa fiso!”
Mantýðýna hemen duygusal bir tepki göstererek, “Sana ne yahu, kendi iþine baksana sen!” diye mýrýldandý. “Evet, sigarayý býrakmam gerektiðini biliyorum, ama býrakamýyorum iþte… Sigarayý býrakamýyorsam bile, sýký bir diyetle fazla kilolardan kurtulabilirim, yürüyüþ mesafemi arttýrabilirim, nefesimi zorlamayacak biçimde egzersizler yaparak kaslarýmdaki erimeleri önleyebilirim, filan…”
Mantýðýyla duygularýný, hiçbir zaman yerine getiremeyeceðini bildiði bu önermelerle harmanlandýðý an, mutluluðu hissettiren þeylere yönelme beceriþi hoþuna gidiyordu. Evet, kendini mutlu hissediyordu.
─Yavaþ yavaþ gelen her þey gibi,
ansýzýn geliyor bahar,
belli ede ede, sarmalayarak…
âþýk ýslatan
yabani yaðmurun;
saçlarýmý ýslatýyor damlacýklarý,
sindire sindire soluyorum,
akciðerlerim ýslanýyor.
kanatlarý ýslak bir kýrlangýç
kýþý sað salim atlatabilmiþ,
meyve aðaçlarýndaki tomurcuklarla
dans ederek sevinç çýðlýklarý atýyor…
Yakýnda güller de açacak;
güller, sarý, beyaz, kýrmýzý…
Hissetmeyi seviyorum mutluluðu…
Çok!
Kendi kendimle barýþ ilan ediyorum.
Barýþ, bana çok yakýþýyor. ─
Hemen arkasýndaki kýza dönerek, laf olsun diye sordu : “Ne yapacaksýn hükümet binasýný?”
Kýz, saf saf, “valiye çýkacaðým,” dedi.
Güldü. “Bugün vali orada deðildir ki, bugün tatil olduðu için, vali evinde istirahat ediyordur.”
“Ne yani, valiylen konuþamaz mýyým?”
Kýzýn yüzündeki hayal kýrýklýðý fark etti. Vali ile görüþemeyecek olmanýn doðuracaðý bir felaketin kaygýsý vardý o hayal kýrýklýðýnda. Altýncý hissi onu hiç yanýltmazdý. “Vali ile ne konuþacaksýn?” diye sordu.
Bu kýzcaðýzýn barýþ güvercini yoktu. Var da, kanadý mý kýrýktý yoksa? Vali ile görüþmeyi bu kadar önemli kýlan hikâye, belli ki barýþsýzlýðýn zorlamasýyla yaþanmýþ; bu yüzden babasý olabilecek bir ‘amcaya’ da itimadý yoktu. “Hi-iç! Gideceðim tarafý bi’deyiver sen hele!” diyerek üstüne vazife olmayan þeylere burnunu sokmamasý için ikaz etti Derya’yý.
“Yok. Hayýr. Bu kýzla barýþmalýyým. Beni itimat edilemez bir sapýk gibi baþýndan savuþturmasýna razý olamam. Hikâyesini öðrenip, bir çözümsüzlüðü varsa, çözüm bularak barýþabilirim onunla. Israrcý davranarak da kýzý ürkütmemeliyim.” Gittikleri yönü göstererek, “vilayet binasý bu yolun sonunda ama bugün orada valiyi bulamazsýn,” dedi. “Vali benim tanýdýðým olur. Eðer, onunla konuþacaðýn þey çok önemliyse, seni onun yanýna ben götürürüm. Birlikte evine gideriz, konuþacaklarýný onunla evinde konuþursun.”
Kýz, ona kurduðu tuzaða düþünce umutlandý. Safça, “es-sah mý?” diye sordu. “Konuþturur musun? Bugün valiyle konuþabilir miyim?”
“Seni, ben götürürsem konuþabilirsin; yoksa kapýsýndaki polisler seni eve salmazlar!”
“Kapýsýnda polis mi durur, onun?”
“Her önüne gelenin valiyi rahatsýz etmemesi için…”
“Polisler, senin tanýdýðýn mý olur?”
“Polisler, vali, hepsi.” Yalan söylediðini anlayamayacak kadar saf bir genç kýz olduðu çok belliydi. Hem insanlara itimat etmediðini belli eden, hem de itimat etmediði bir adam tarafýndan kolayca kandýrýlabilen bu kýzcaðýza kötülük yapmak öyle kolaydý ki!
“Sen beni içeri sokabilirsin, he?”
“Sokabilirim ama onunla ne konuþacaðýný bilmem lazým. Bu kýz seninle, þunu þunu konuþmak istiyormuþ demeliyim ki, seninle konuþmaya razý olsun. Deðil mi? Haydi söyle bakalým, valiyle ne konuþacaksýn?”
Kýz, kýsa bir tereddüt geçirdikten sonra anlatmaya baþladý. ”Muþ’ta, onaltý yaþýndaki bir kýzý, kýrk yaþýnda zengin bir herifle, zorla evlendirmeye kalkýþmýþlar. Kýz da evden kaçýp Muþ’un valisine sýðýnmýþ. Sonra, vali kýza yardým etmiþ de, kýz da o herifle evlenmekten kurtulmuþ.”
Derya, kýzýn, yaþamakta olduðu problemi ve amacýný baþka bir kýzýn kimliðinde anlattýðýný düþündü. “Anlaþýlan o ki, evlendirilmek istenildiði adamýn yaþlý olmasýndanmýþ bana karþý çekimserliði...” Kýz, bu problemi için validen yardým isteyecekti. Bunu teyit ettirmek için sordu. “Seni de mi yaþlý bir adamla evlendirmeye kalkýþtýlar?”
“A-ah!”
Gazete bayiinin önündeydiler. Gazetecinin onun için her gün ayýrdýðý gazeteyi almak için dükkândan içeri girdi. Kýz, kapýnýn önünde, onu valinin evine götürmesini beklemekteydi.
Gazeteci, gazetesini teslim ederken, “Kim bu, aðabey?” diye sordu.
“Evinden kaçmýþ. Biraz evvel yolda karþýlaþtýk. Benden yardýmcý olmamý istiyor.” Bunlarý bir anda boþ bulunarak anlattý ve anlattýðýna hemen piþman oldu. Evinden kaçmýþ küçük yaþta bir kýz onun baþýný da belaya sokabilirdi. Onu hemen baþýndan atmaya karar verdi.
Gazeteci piþkin bir oðlandý. “Abi, istiyorsan, kýzý atacaðýn bir yer ayarlarým. Ýstersen, benim arabayý da alabilirsin,” diyerek sýrýttý.
Derya, “Bugün benim barýþ günüm,” diyerek dükkândan çýktý. Gazetecinin, ne demek istediðini anlamadýðýndan emindi.
Kýz, Derya yanýna vardýðý an, “hah, iþte!” diyerek, heyecanla elindeki gazeteyi kaptý. “Ýþte bu gastede yazýyordu.” Hýzla gazetenin sayfalarýný çevirdi.
“Ne yazýyor? Neyi yazýyor?”
Kýzýn önüne tuttuðu sayfayý okudu. Manþetteki haber : “SATILIK KIZIN TÖRE ÝSYANI,” diye baþlýyordu. Okumaya devam etti. : “HAMAL BABASI TARAFINDAN BAÞLIK PARASI ÝÇÝN KIRK YAÞINDAKÝ BÝR ADAMLA ZORLA EVLENDÝRÝLMEK ÝSTENEN ONALTI YAÞINDAKÝ SAADET AKSOY, MUÞ VALÝSÝ ASLAN KÜTÜK’E SIÐINDI. VALÝ, BABAYI ÝKNA EDÝNCE GENÇ KIZ ZORLA EVLENDÝRÝLMEKTEN KURTULDU.” (HÜRRÝYET,28.04.2000)
Kýz, gazete haberini örnek almýþtý. Derya, kýzý, yanýna sokulup da yol sorduðu an, yolu tarif edip baþýndan savmadýðýna piþman oldu. Ama o kadar saf bir kýzdý ki, o zaman da çapkýn bir serserinin tuzaðýna düþme riski olacaktý. Onu, böyle bir riskten uzak tutmalýydý. En iyisi, onu ailesinin yanýna dönmeye ikna etmekti.
“Ailen nerede oturuyor?” diye sordu.
“Benim ailem yok’kine!”
Þaþýrdý. “Ailen yoksa kimden kaçýyorsun?”
Kýz, onu þaþýrtmaya devam ediyordu. “Kimseden kaçmýyorum ki ne!”
“Saçmalamaya baþladýn. Az önce babanýn, seni yaþlý bir adamla evlendirmeye kalkýþtýðýný, onun için evden kaçarak validen yardým istemeye gittiðini söylemiþtin ya?”
“Yok, be, amca-a!” Bu defa o Derya’nýn saflýðýna gülümsüyor. “Valiler, baþý sýkýlanlara yardým ediyormuþ ya…”
“E, o halde senin baþýndaki dert ne? Onu bir anlat hele! Ailem yok diyorsun, anan baban Eskiþehir’de oturmuyor mu? Eskiþehirli deðil misin?
“Deðilim. Bulanýk’taným.”
“Muþ Bulanýk’tan mý?”
“He ya! Anamla babam oradaydý. Ben on yaþýmdayken babam öldü.”
“Neden?”
”Neden olacak, içkiden! Her gün zýkkýmlanýrdý…” O günleri yeniden yaþýyormuþçasýna gözleri buðulandý. “Ýçer, içer, anamý döverdi. Onun yüzünden sinir hastasý olduydu anam. Sonra öldü de, anam baþka bir herife verildiydi. Yeni herif de beni Bulanýk Yetiþtirme Yurdu’na verdiydi…”
Kýza sempatiyle bakmaya baþlamýþtý. ”Sen ne zaman ayrýldýn yurttan? Çok oldu mu?” diye sordu.
“Yok,” dedi kýz, “bi’sene evvel ayrýldýydým.”
“Bir sene evvel ha?”
Kýzýn, yurttaki yaþamý hakkýnda sorular sormaya baþladý. Aldýðý cevaplardan hüzünlenerek, ona, “Ýyi ya be kýzým, yurdun imkânlarýndan yararlanýp, üvey babana inat okuyaydýn sen de,” diye çýkýþtý.
Kýz, “Okudum’kine,” diye atýldý. “Ortaokulu bitirdim.”
“Liseyi de okuyaydýn!”
“Okuyamadým iþte!”
“Niye?”
“Þahin’le kaçtým!”
“Þahin’ de kim?”
“Kocam.”
Derya, kýzý konuþturdukça sürpriz bir hikâyeyle karþýlaþýyordu. Anlattýðý hikâyeye göre, ortaokulu bitirip te serpilip geliþtikten sonra, güzelliði ve sevimliliði ile dikkat çekmeye baþlamýþ ve ilk aþkýný da o dönemde yaþamýþtý. “Þahin de yurtta mý kalýyordu?” diye sordu.
“O, yurdun kapýsýnda bekleyen komanda askeriydi.”
Kýz doðru dürüst anlatamasa da, söylediði cümleciklerden hikâyeyi netleþtirmek mümkün oluyordu. Ondört yaþlarýndaki yeni yetme kýz, yurda giriþ çýkýþlarda ya da benzeri karþýlaþmalarda asker Þahin’in yaptýðý komplimanlarda yeni bir dünya keþfetmiþ ve karþýsýndaki erkeðe tüm genç kýzlýk duygularýyla baðlanmýþ olmalýydý.
“Askerliði bitirdikten sonra, evlenmek için kaçýrdý mý seni?”
“Askerliðini bitirmediydi. Ýzine giderken kaçýrdý; buraya, Eskiþehir’e, anasýnýn babasýnýn yanýna.”
“Ee-e? Sonra?”
Kýz, anlatmaya devam etti.
“Sonra… Kaçtýk iþte, buraya, Eðriöz’e… Þahin getirip anasýnýn yanýna býrakaraktan döndü askerliðine. Þahin pekiyiydi o zaman, ama anasýylan babasý zalim mi zalim… Kendi anamla üvey babamýn onlarýn yanýnda mekânlarý cennettir herhal… “
Derya, merak ederek, “iþkence mi ediyorlardý sana?” diye sordu.
Kýz cevap vererek devam etti: “Zulmediyorlardý iþte. Ýþkence dediðin dayak ise, çý-ýh, dayak atmýyoladý. Ben Kürt idim ya ondan iþte… Onlar adýmý hiç demezdi, ‘Kürt kýzý’ koydulardý adýmý. ‘Kürt kýzý’ aþþa, Kürt kýzý yukarý… Ben Kürt kýzýyým, ama ben de bu memleketten deðil miyim amca?”
Bu soruyu sorarken çýkan ses tonu öyle içten, öyle sevimliydi ki, birden göz pýnarlarýna dolan gözyaþlarýný hissederek, onlarý zor tuttu. “Sen onlardan da, benden de daha çok bu memlekettensin,” dedi. “Senin Kürt kýzý olduðunu oðullarý bilmiyor muydu? Bile bile kaçýrmadý mý seni?”
“Þahin biþey demiyordu kine, onlar diyordu,” diye atýlarak gene de Þahin’ini kayýrmaya çalýþtý. “Þahin, beni çok sevdiðini söyleyerekten onlara karþý koyuyordu.”
“E, iyi ya.”
“Ama anasýylan babasýný razý edemiyordu bana…”
“Sizde, onlarýn yanýndan ayrýlýp kendinize ayrý bir ev tutsaydýnýz.”
“Yapcaktýk ya, benim yaþým ufak olduðundan yapamadýk. Ayrýcana Þahin, Bulanýk’taki askerliðine döndüydü. Þahin askerliðinde anamla da konuþarak rýzasýný alýp nikâh kýyaraktan yapcaktýk öyle… Þahin askerliðine döndükten sonra, o iki zalim zulümlerini daha çok yapar oldular. Ne kadar zor iþ varsa bana yaptýrýrlardý. Ýþ neyse de, bi de küfür, azar… Hele bi de hamile olduðumu öðrendikten sonra kaynanam olacak cadý, karnýma karnýma çarpmaya, vurmaya baþladýydý. Düþük yapayým diye… Þahin’in askerliðini tamamlamasýna az bi zaman kala dayanacak halim de kalmayaraktan, tek çare olarak Bulanýk’a, Þahin’imin yanýna kaçmaya karar verdimdi. Þahin, tezkeresini alana dek orada kalýr, sonra beraberce dönerdik, diye düþündüydüm. Ama Bulanýk’a ulaþtýðýmda artýkýn yurdun kapýsýna verilmediðinden Þahin’i bulamadým. Nerede olduðunu bile öðrenemedim. Bir gün yurtta kalmama izin verdiler, ama azcýk hasta oluverince yurt doktoruna götürerekten hamile olduðumu anladýlar da yurttan apar topar yolladýlar. Tek çare olarak Bulanýk’ta yaþayan anama sýðýndým. Anam geliþime üzüldü. Sonra da üvey babam olacak herif sarkýntýlýða kalkýþtý. Onlan yatmamý istiyordu. Anama bir türlü diyemedim onu. Bulanýk’ta böylecene bir ay kaldýktan sonra sapýk herifin sulanmalarý yüzünden delirecek hale geldiydim. Þahin’lerin evine dönmekten baþka çarem kalmadýðýndan, yeniden Eðriöz’e geldim. Gelince bi de ne göreyim, Þahin’in de askerliði bitmiþ, dönmüþ. Þahin, anasýylan babasýnýn benim hakkýmda anlattýklarýnýn hepisine inanarak beni kabul etmek istemedi. “Hakkýndaki dedikodularý duydum. Neden geldin?” diyerek öfkeyle karþýladý. Çektiðim bütün sýkýntýlarý anlatmama raðmen inandýramadým. Aramýzda huzur diye bi þey kalmadý. Anasýnýn babasýnýn zulmüne bir de Þahin’in dayaklarý eklendi. Her gün dayak yiyordum ama karnýmda Þahin’in bebeði olduðu için, bebeðin doðumundan sonra kocamýn nikâh da kýyarak ayrý bir eve çýkaracaðýný sanarak sabrediyordum. Sonra bir kýzým oldu; ama bu defa da Zeliha adýný koyduklarý yavrumu emziremeden sokaða attýlar… Artýk, gidecek hiçbir yerim de kalmadýðýndan, komþumuz ebe haným gastedeki bu haberi göstererek valiye çýk dedi. Ýþte ondan için yollara döküldüm.”
Derya, hikâyeden çok etkilendi. “Onu ortada býrakmam mümkün deðil. Yapabileceðim tek þey polis yardýmýna baþvurmak,” diye düþündü. Kýzýn, önerisine itirazda bulunmamasý için ses tonuna dikkat ederek, “Þimdi, seninle önce polislerin yanýna gidelim,” dedi. “Tamam mý?”
“Tamam!”
“Aferin!”
Çarþý Karakolunun önüne geldiler. Kapýdaki nöbetçi polise, baþ komiserle görüþmek istediðini söyleyerek içeri girdiler. Girerken kýza tembihte bulunmayý ihmal etmedi. “Baþ komiser valiyle konuþmana izin verirse, valiyle de konuþursun. Ama onlar sana yardým edecektir. Hiç korkma!”
“Tamam!”
Kapýsýný týklatarak yanýna girdikleri baþkomiserin baþýný kaldýrýp ne istediklerini sormasýný beklemeye baþladýlar. Beyefendinin birkaç dakika sonra gönlü olunca, baþýný masasýnýn üstündeki evraklardan kaldýrýp sordu: “Buy’run?”
Derya anlatmaya baþladý: “Efendim, bu haným kýza az önce yolda rast geldim. Önemli bir problemi olduðunu söylediði için zatýâlinize getirdim.”
Baþkomiser ters ters bakarak, “o problemi senin yaratmadýðýn ne malum?” diye sordu.
“Saçmalýyor. Böyle bir saçmalama bile bugün ilan ettiðim barýþý bozamayacak. Önemli olan bu gariban kýzýn selameti!” diye düþünen Derya, baþkomiserin tepkisini yoðunlaþtýrmamak için sakin olmaya çalýþýyordu. “Þahsýma karþý da þüpheci davranmakta haklýsýnýz efendim! Her þey olabilir,” dedi.
Baþkomiser, bu defa kýza hitaben, “baban yaþýndaki bu adamla ne iþin var senin? Utanmýyor musun?” diye çýkýþtý.
Kýzýn tirtir titremeye baþladýðýný gördü. Zavallý, “kocam sokaða attý,” diye mýrýldandý.
Baþkomiser kurnazca, “sen de bu adama mý kaçtýn?” diye atýldý.
Kýz baþýný, “çý-ýh,” diyerek kaldýrdý. “Valiye!”
“Valiye mi?”
“He, valiye! O’na anlataca’ýdým!”
Derya, müdahale etmek zorunluluðu duydu. “Sayýn baþkomiserim, müsaade ederseniz arz edeyim.”
“Arz et bakalým!”
“Efendim, bu haným kýza ki, adýný bile bilmiyorum, kocasýyla kayýnpeder ve kayýnvalidesi iþkence yapýyorlarmýþ. Ne yazýk ki, resmi nikâhlarý dahi olmadan dünyaya getirttikleri çocuðunu ala koyarak sokaða atmýþlar. Kendisi de, çaresizliðinden dolayý vali beye sýðýnmayý planlamýþ ama…”
“Ee, bunun seninle ne ilgisi var?”
“Ben de, benimle bir ilgisi olmadýðýný arz ediyorum efendim. Kendisine yolda rast gelerek yardýmcý olmak istedim. Kendisine yardýmcý olabileceðinizi düþünerek, zatýâlinize getirdim.”
Baþkomiserin yumuþadýðýný gördü.
Adam, dâhili telefonla yanýna bir polis çaðýrýp talimatlar verdi.
“Bu bey ile kýzýn ifadelerini alýn! Kýza hastaneden darp raporu alýn! Kýzýn nikâhsýz yaþadýðý adamý ve ebeveynine ulaþarak, küçük yaþta kýzý alýkoymak, tecavüz etmek, iþkence etmek, daha bulabildiðiniz ne olursa onlarý isnat ederek mahkemeye sevk edin!”
“Emir anlaþýlmýþtýr, amirim!”
Derya ile kýza da kapýyý gösteren baþ komiser, “Buy’run, memur beyle gidin!” dedi.
Polis memurunun peþi sýra çýktýlar.
Derya’ya koridordaki bir banký gösteren polis memuru, orada oturup beklemesini söyledi. Kýzý yanýnda bürosuna götürüp masasýnýn önündeki sandalyeye oturttu.
Derya, bank üzerindeki bekleyiþin süresini tahmin bile etmek istemiyordu. En iyimser tahminle, hastaneden alýnacak rapora müteakip kocanýn karakola getirilmesi için gerekli süre ne kadar ise ─ki, ikametgâh jandarma bölgesinde olduðu için çok uzun bir bürokrasi karmaþasýný da kapsayacak─ o kadar sürecek bir bekleyiþ olacaktý bu. Sonra nöbetçi mahkemedeki duruþmalarda þahitliði de istendiði takdirde, yandý! “Yandým ben yandým… Atalarýmýz boþuna dememiþler, “paran çoksa kefil ol; aklýn yoksa þahit ol,” diye...
Buradan kurtuluþun tek yolu bankanýn avukatý Doðan’dan yardým istemek olacaktý. Yaðmurluðun cebinden kimseye belli etmeden çýkarttýðý cep telefonundan avukat Doðan’ýn numarasýný tuþladý. Karþý telefon açýlýr açýlmaz sorununu anlatýp telefonu tekrar yaðmurluða sakladý. Telefon ettiðini kimse görmedi. Görselerdi ne olurdu? “Ýþte, onu bilemem! Bu polis bizim, ne yapacaðý belli olmaz!”
Doðan, çok geçmeden geldi. Kapýdan girer girmez Derya’yý baþýyla selamlayýp doðruca baþkomiserin odasýna girdi. Beþ dakika geçmeden çýkýp, Derya’nýn yanýna geldi.
“Haydi, gidelim!”
Baþ komiser sokaða kadar uðurladý onlarý. Ayrýlýrken Doðan’la yanak yanaða öpüþerek vedalaþtý. Derya’yla tokalaþýrken de, “Biz, zavallý kýza yardýmcý olacaðýz, gözünüz arkada kalmasýn, beyefendi,” diye izahatta bulundu.
“Teþekkür ederim!”
Derya, Doðan’a arabasýný park ettiði yere kadar refakat etti. Doðan, kýzý uzun bir maceranýn beklediðini, yurt idaresinin, anne ile üvey babanýn, Þahin ile ebeveyninin yargý önüne çýkartýlacaklarýný anlattýktan sonra, arabasýyla evine býrakmayý teklif etti. Çarþýda biraz iþi olduðunu söyleyerek ondan ayrýldý.
Doðruca ganyan bayiine giderek, “Allah’ým, þu gariban kýza yaptýðým þu iyiliðin yüzü suyu hürmetine, tutsun þu altýlý,” diye dua ederek bir altýlý oynadý.
Allah’ýn yaptýðý iyiliði karþýlýksýz býrakmayacaðýna inanarak at yarýþlarýný sonuna kadar izledi; sonuna kadar izledi, çünkü oynadýðý altýlý her koþulan koþudan sonra yatmýyor, yürüyordu. En sonunda koþulan altý yarýþý da tutturdu. Altýlýyý tutturmuþtu. Sevincini belli ede ede daðýtýlacak ikramiye tutarýný öðrenmek için beklemeye baþladý.
Ýkramiye tutarý açýklandýðýnda ise, yeni bir sükut-u hayale uðradý.
Altý liralýk kupon ile tutturduðu altýlýya verilen ikramiye, sadece beþ lira idi.
*




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn bireysel kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Muhittin Amca...
Hempa...
Hanýmeli...
Siktiriboktan…
Basgitar...
Nerede O Eski Öðretmenler…
Öpücük Tutkusu...
Alma "Nur"un Ahýný…
Çapkýným, Hovardayým…
Göz Hakký...

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Krallarýn Kraliçesi
Balkonlu Ev...
Bizim Köyün Ayýlarý... 2.
Nil Kraliçesi.
Kur'an Ayetlerinden
Facebook Tatilcileri
Babam…
Madam...
Azap Yolu - 1
Azap Yolu - 2

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Part - Time Seviþmeler [Þiir]
Bir "Hiçbir Þey" Olmak [Þiir]
Deliler Bayramý [Þiir]
Nazlý Nazlý Karýlar... [Þiir]
Gülbahar'ým; Can Çiçeðim! [Þiir]
Ýkimiz Ýçin [Þiir]
Hayatým [Þiir]
Halepçe [Þiir]
Senden Önce, Sensiz [Þiir]
Çapkýn Kýz... [Þiir]


Kemal Yavuz Paracýkoðlu kimdir?

Okur yazar, okuduðunu anlar, yazdýðý okunur, emekli büro memurluðundan devþirerek, kendi kendine oldu yazar. . .

Etkilendiði Yazarlar:
Hiç kimseden etkilenmemiþtir, kendine özgü bir yazý dili kullanýr...


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Kemal Yavuz Paracýkoðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.