..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Denemeler"de gördüðüm þeyi Montaigne'de deðil, kendimde buluyorum. -Pascal
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Ýliþkiler > Didem Duruöz




23 Ekim 2011
Anlamlandýrma Arayýþý  
Anlaþýlma beklentisi; ima: Susma!

Didem Duruöz


: Anlamlandýrma arayýþlarýmdan birini, bölük börçük olsa da sizlerle paylaþmak istedim. Okuyan herkese çok teþekkür ederim. Belki de insan sevilmekten çok, anlaþýlmayý istiyordu.. George Orwell Bazen, anlaþýlma isteði bir tutku, yerine göre de saplantý olarak yer alabilir kiþinin hayatýnda. Suç iþleme nedeni, vaz geçme nedeni, kaçýþýn baþlangýcý olabilir yerine göre de. Bizden baðýmsýz gibi görünen ne çok þey, bizim içimizde anlamýný bulur aslýnda. Sadece bakarsak görürüz, ararsak onu buluruz, bakýþlarýmýz baþka yöne çevriliyse, onun girdabýnda dönüp durduðumuzu bilmeden dönüp dururuz olduðumuz yerde. Ruhumu özgür býraktým, benliðim parmaklarýmýn ucunda, akýp geçen kelimeler zihnimden olduðu gibi dökülüyor kaðýdýn üzerine. Kendim ile paylaþmak niyetinde deðilim þu an yazdýklarýmý, her düþünceden, özgür ve azade, sadece, ben varým. Derken týkandým, ben kelimesini ne çok önemsediðime takýldý aklým. Es verme zamaný… * Düþündüðünüz, Söylemek istediðiniz, Söylediðinizi sandýðýnýz, Söylediðiniz, Karþýnýzdakinin duymak istediði, Duyduðu, Anlamak istediði, Anladýðýný sandýðý, Anladýðý… Arasýnda farklar vardýr. Dolayýsýyla insanlarýn birbirini yanlýþ anlamasý için en az 9 ihtimal var. Sylviane Herpin Bilgelik; görmek istersek her yerde, tutup onu kucaklamak, sadece, bizim elimizde! Var olmak mý, yok olmak mý, bütün sorun bu! Düþüncemizin katlanmasý mý güzel, zalim kaderin yumruklarýna, oklarýna, yoksa diretip bela denizlerine karþý dur, yeter! demesi mi? Hamlet-William Shakespeare Hayat görmek istediðinde, yeni ve güzel geliþmelere gebe. Her deðiþim içinde, en az bir fýrsatý barýndýrýr. Hayat, görmek, duymak, anlamak, yaþamak isteyenlerin yanýndadýr! Sorular, sorgulamalar, yanýtý bulmaktansa, bazen, yeni sorulara kapý aralar. Kapýlarýn aralanmasý iyidir, kapalý kapýlar ruha aðýrlýk verir. Kalýn bir halat vardýr, içi boþtur elinde kalýr. Bir de incecik bir ip vardýr, seni en tepelere taþýr. Ýp canbazýnýn bazen, ipten düþmesi gerekir. Yerde mi ipte mi yaþayacaðýna, bir tek böyle karar verebilir. **Usta sana hakikati veremez ama hakikate çaðýrabilir. Ýçinde bir þeyi harekete geçirebilir. Bir ateþ yakacak süreç baþlatabilir. Gerçek sensin; yalnýzca çevrende çok fazla toz birikmiþtir. Ustanýn iþlevi olumsuzdur: Seni yýkamasý gerekir, böylece toz yok olur. OSHO “Olmak ya da olmamak; iþte bütün mesele, bu.” dese de büyük üstad. Kendi isteðinin yönünde, var olmak ya da olmamak, dile getirdiðin ve uyguladýðýn farkýna varýþtýr. Not: Eðer bu konu ilginizi çektiyse, þayet henüz okumadýysanýz Sayýn Aysel Aksümer’in “Anlamaktan Ne Anlýyoruz” baþlýklý yazýsýný, konuya farklý derin ve anlamlý bir pencereden bakmak adýna okumanýzý öneririm.


:BDAH:

Belki de insan sevilmekten çok, anlaþýlmayý istiyordu…

George Orwell

Bazen, anlaþýlma isteði bir tutku, yerine göre de saplantý olarak yer alabilir kiþinin hayatýnda. Suç iþleme nedeni, vaz geçme nedeni, kaçýþýn baþlangýcý olabilir yerine göre de. Bizden baðýmsýz gibi görünen ne çok þey, bizim içimizde anlamýný bulur aslýnda. Sadece bakarsak görürüz, ararsak onu buluruz, bakýþlarýmýz baþka yöne çevriliyse, onun girdabýnda dönüp durduðumuzu bilmeden dönüp dururuz olduðumuz yerde. Ruhumu özgür býraktým, benliðim parmaklarýmýn ucunda, akýp geçen kelimeler zihnimden olduðu gibi dökülüyor kaðýdýn üzerine. Kendim ile paylaþmak niyetinde deðilim þu an yazdýklarýmý, her düþünceden, özgür ve azade, sadece, ben varým. Derken, týkandým, ben kelimesini ne çok önemsediðime takýldý aklým. Es verme zamaný…


     Nedir anlaþýlmak?

Ýnsan, neden anlaþýlmak ister?

Ýnsan, ne zaman inanýr, karþýsýndakinin onu gerçekten anladýðýna?

Ya insan, kendini, gerçekten, ne kadar doðru anlamýþtýr?

Neden, kendimizi doðru anlayýp anlamadýðýmýzý anlamak yerine, anlatabildiðimiz kadar anlattýklarýmýzýn, anlaþýlmasýnýn peþine düþeriz?

Anlaþýlmadýðýmýzý hissetmek, neden bu kadar … canýmýzý yakar?

Anlaþýlmanýn kazancý, ödülü nedir?

Sanýrým, kazançlarýndan biri de, sevildiðini hissetmektir. Sevgiyi göstermenin ve hissettirmenin binbir çeþit yolu olabilir. Her yiðidin bir yoðurt yiyiþi vardýr. Sevgiyi gösterme ve hissetme biçiminin de, kendine özel tarzlarý var. Kiþinin sevgi deposunun dolu olduðunu hissedebilmesi için; sevdiklerinin onun hangi tarz yakýta ihtiyacý olduðunu bilmesine ve o kiþiye o yakýtý sunmayý kabul etmesine gereksinimi var.

     Dr.Gary Chapman’ýn yazarý olduðu 5 Sevgi Dili kitabýna göre; insanlar, sevgiyi farklý þekillerde ifade eder ve algýlar. Yazar bunlarý beþ sevgi dili olarak belirlemiþtir.

Bunlar;
1. Onay sözleri
2. Nitelikli beraberlik
3. Armaðan alma
4. Hizmet davranýþlarý
5. Fiziksel temas’ týr.

     Anlaþýlma= Onaylanma= Sevgi denklemi ne zaman nerde kuruldu?

Ýnsan, bu tuzaða nasýl düþtü?

Ve bu tuzaktan, nasýl kurtulabilir?

Anlaþýlmak için kiþi, kendi üstüne düþeni yapmýþ mýdýr?

     Anlaþýlmanýn ödülü ya da anlaþýlamamanýn kiþiye kaybettirdiði nedir?

Neden, anlaþýlmayý beklemek yerine, istediðimizi doðrudan söylemeyiz?

Karþýndakini anlamak bir sevgi belirtisi midir?

Yoksa gerçekten doðru anlamak bir mucize midir?


* Düþündüðünüz,
     Söylemek istediðiniz,
     Söylediðinizi sandýðýnýz,
      Söylediðiniz,
     Karþýnýzdakinin duymak istediði,
     Duyduðu,
     Anlamak istediði,
     Anladýðýný sandýðý,
     Anladýðý…
     Arasýnda farklar vardýr.
     Dolayýsýyla insanlarýn birbirini yanlýþ anlamasý için en az 9 ihtimal var.

     Sylviane Herpin

Olasýlýklarý, durumlarý etkileyen faktörleri düþününce, bence çoðunlukla, anlaþýlmak beklentisi, beyaz atlý prens gibi bir hayaldir. Yeri geldiðinde, söylediðim bir söz var, “Benim hayatýmda, imalara yer yok.” Söylediðim bir sözün altýnda yatan birþey olup olmadýðýný, birisi araþtýrmaya kalktýðýnda, benim verdiðim yanýt bu. Ben, baþkalarýnýn beni ne kadar doðru anladýðýný düþünmek yerine, ben kendimi ne kadar doðru anlýyorum, öncelikle, onu sorgulamayý seçiyorum. Yine de imalardan kaçýþ yok.
     Ýnsan, neden imaya ihtiyaç duyar?
Açýk açýk konuþmak, özü sözü bir olmak dururken, neden imalardan medet umar?
Çekindiði nedir?
Nedir saklamak istediði?
Koruduðu kimdir, kendisi mi, karþýsýndaki mi, yoksa, ona göre hepsi bir mi?
Peki, neden imalar can yakar?
Ýmayý kullanan, yaptýðýndan rahatsýz mýdýr, yoksa onu kullanmayý en doðal hakký mý saymaktadýr?

Ýmalar söyleyeni karar vermekten, suçlu duruma düþmekten korur. Sonuçta, bir durum ortaya çýktýðýnda, kiþi: “Ben öyle demek istememiþtim, beni yanlýþ anlamýþ.” diyerek, iþin içinden sýyrýlýr. Ýmalarda, yalanlar gibi zehirlidir, yýlan gibi duyan kiþiyi sokar, hatta bazen can evinden vurur. Ýmalar genelde, ya þakayla karýþýk ya da yüksek sesle düþünmenin ifadesi olur. Duyaný zaman içinde kaos içine sürükler. Kiþi duyduðuna inanýp ona göre davransa bir türlüdür, hiç duymamýþ gibi göz ardý etse baþka türlüdür. Ýmalarý kullanan kiþi, kendisine söylenmesinden rahatsýzlýk duyar, herkes gibi o da, olan biteni net haliyle anlamak ister.

Peki imalarýnda, kurtardýklarý ihtiyaçlar, kazandýrdýklarý yararlar var mýdýr?

Ýmalarda, yalanlar gibi sorumsuzluk örneði deðil midir aslýnda?

Ýmalarýnda, beyaz yalanlar gibi çeþitleri var mýdýr?

Peki, zaten bilinen ve gereði yerine getirilen konularda yapýlan gereksiz uyarý ve imalarý kiþiler, neden söylemeye gerek duyar?

Bunu belirtmek, karþýsýndaki kiþiye güvensizlik ifadesi deðil midir?

Yoksa, otorite belirtmenin yöntemlerinden, kendini güçlü hissetme yolunda kullanýlan araçlardan biri midir?


Peki, insan neden susar?

Susarak ne kazanýr ve ne kaybeder?

Bazen, susarak gözden kaçarsýn, bazen de susarak, gizemli bir hava yaratýrsýn.

Bazen susmazsan baþýna gelecekler çekilmezdir.

Bazen susmak, çýkarlarýn için gereklidir.

Bazen de, anlattýklarýnýn anlaþýlmayacaðýný düþündüðün için susarsýn.

Bazen, susmaktan baþka birþey elinden gelmediðinden mecbur kaldýðýn için susarsýn.

Bazen, hatalý olduðunu bildiðin için susarsýn.

Bazen de, karþýndakine göre, hatalý olduðun düþüncesini kýramayacaðýna inandýðýn için susarsýn.

Bazen susmak, en doðru tercihtir. Ne yazýk ki doðruluðunu bilmek bile, acý verici olmasýný engellemez.

Hani boðazýn düðümlenir, gözlerinden akamayan damlalar yavaþ yavaþ boðazýndan aþaðýya dökülür. Ýçinde fýrtýnalar koparken, çevrende yaprak kýpýrdamaz ya; iþte öyle bir anda. Deðil aðzýndan bir kelime, bir hece bile çýkamaz, ruhun ve benliðin kilitlendiðinde.

Bazen, kitlenir kalýrsýn acýn, hüznün karþýsýnda, yalnýzsan belki doya doya aðlar, açýlýrsýn. Yanýnda sevdiðin biri, seni yatýþtýrmak isteyen, ancak seni arzu ettiðin gibi dinleyemeyen biri varsa. O zaman kalabalýklar içinde yalnýzlýðýný duyumsar, yengeç gibi kabuðuna çekilir, susarsýn. Ýtaate alýþkýnsan, en ufak eleþtiride, kendini korkularýnla boðup, yok ediyorsan ve bu tarzý, hayat tarzýn olarak yaþýyorsan, kendini katleden: Sensin demektir. Bir yolunu bulup, bu iþin çaresine bakmalýsýn.

Ahkam kesmek kolay, keþke her doðruyu uygulayabilmek de bu kadar kolay olsa. Çaresiz deðilsiniz, Çare Siz’siniz diyorlar ya: Ýþte öyle! Bir de, “Yaptýðýmý yapma, söylediðimi yap.” diyenler varsa yaný baþýnýzda, iþiniz iyice zor demektir. Rol modeliniz de sizin gibi, duygularýný göz ardý ediyor, sorunlarý, günlük çözümlerle arkasýnda býrakýyorsa, kendi hamurunuzu kendinizin þekillendirme vakti gelmiþ de geçiyor demektir!

Bilgelik; görmek istersek her yerde, tutup onu kucaklamak, sadece, bizim elimizde!

Sansürsüz konuþmanýn cazibesi, çekiyor insaný kendine. Karþýndaki kiþi, kaldýrabilecekse bu halini, mutlululuðun katmerli olacaktýr bil ki! Hem konuþarak, içini dökerek rahatlayacak, kendi duygu ve düþüncelerini kendine duyuracak, hem de anlaþýlmak istemenin keyfini tadacaksýn. Hatta belki, kendi soru ve sorunlarýna o anda, kendi doðru cevabýný bulacaksýn. Belki de anlattýðýn þeyin, düþündüðün kadar önemli olmadýðýný anlayacak, kendine yeni bir bakýþ açýsý kazandýracaksýn.

Gözün, kulaðýn açýk olsun, birçok dinlemeyeni bilmeyenin yanýnda, az da olsa, dinlemeye istekli ve becerikli dinleyiciler, gizli çevremizde. Ne zaman, nerde, ortaya çýkacaðý, bilinmemekle birlikte. Paylaþýlan ne olursa olsun, önce kiþinin kendisi, karþýsýndakini dinlemeyi tercih ettiðinde. Yüzlere takýlan maskelerin aralanmasý da, söz konusu olabiliyor, zaman içinde ya da anýn birinde.

Bu yüzden önemlidir candostlar, onlar kendi sessizlikleriyle, kendini anlamana, ayna tutarlar. Yoksa, sen konuþurken, karþýndaki kiþi, susturmayý baþaramýyorsa kendi iç seslerini ve düþüncelerini. Anlattýðýn konu, yapýlan yorumlar, sorulan sorularla, dallanýp budaklanýyor. Seni kendi duygu ve düþüncelerinden uzaklaþtýrýyor. Zaten cýlýz olan sesleri, kesiliyorsa içindeki seslerin, o zaman denediðine, piþman oluyor, bazen insan.

Yine de, kendilerini susturamayan, istemeden, içindeki sesleri duymana, anlamana engel olan, insanlarý da, suçlamamalý. Ne de olsa onlar da, kendilerine uygulananý, sana uyguluyor. Hatta belki de çoðunluðu, genellikle kendi iç seslerine kulaklarýný týkýyor. Belki de, parmaklarýný týkadýklarý kulaklarýndan çektiklerinde akacak kanlarýndan, korkuyor. Gözyaþý gibi bazen, kanýn da, ruhu, zihni, yüreði temizleyeceðini, birçoklarý gibi, onlar da bilmiyor. Parmaklarýný orada tutmak, kollarýný da uyuþtursa, sürekli dayanacak destek de arasa, aðrýlarla kývransa da, bilinen acý, bilinmeyenin korkusuna aðýr basýyor.

Herkesin acýlarý, korkularý, aðrý eþikleri-acýya dayanma katsayýlarý-, ihtiyaç ve öncelikleri farklý. Beþ parmaðýn, beþi bir olmadýðý gibi, insanlar da her yönden farklý. Ortak noktalardan tutmak hayatý, hepimizin kolayýna geliyor, farklýlýklarla yüzleþmek ve onlarý olduðu gibi kabul etmek ise, nedense çoðumuza aðýr geliyor.

Beklentisizliðimizin içinde bile, bir bilinmeyen beklenti saklý. Kimisini kendimiz bile bilmiyoruz, ya da bazýlarýný bilip de bilmemezlikten geliyoruz.

Maskesiz yaþanmýyor, ancak bunu bilmek bile, maskenin yükünü, hafifletmeye yetmiyor.

Sahte gülüþlere, isteyerek kananlar kadar, bir o kadar insan da, bilmeden, kanar. Sahte gülüþleri deþmek ise, karþýndaki kiþiye, bazen acý verir. Eðer, kanamasýný kaldýramayacaksa yarayý taþýyan kiþi, o zaman kabuðu kaldýrmamak gerekir.

Var olmak mý, yok olmak mý, bütün sorun bu! Düþüncemizin katlanmasý mý güzel, zalim kaderin yumruklarýna, oklarýna, yoksa diretip bela denizlerine karþý dur, yeter! demesi mi?

Hamlet-William Shakespeare

Korkular, bizim ellerimizden kaynaklanýr, hayat sadece aracýdýr.

Umut; hayatýn goncasý, kahýr ise belalýsý.

Hayat görmek istediðinde, yeni ve güzel geliþmelere gebe. Her deðiþim içinde, en az bir fýrsatý barýndýrýr. Hayat, görmek, duymak, anlamak, yaþamak isteyenlerin yanýndadýr!

Ýnsan, kendi kabuðundan sýyrýlýp, baþka pencerelerden baktýðýnda, ufku geniþler. Ve her þey gibi, bu da, bir seçimdir. '' Jean Paul Sartre’ '' ýn da dediði gibi “Her seçiþ, bir vazgeçiþtir.” Aslýnda!

Açýl, susam açýl dediðimizde, açýlan bir kapý yok, önümüzde. O kapýyý açmak için, emek sarf etmeliyiz. Kapýnýn ise, umrunda deðil, açýk ya da kapalý olmasý. Pekii, o kapýnýn ardýnda neler gizli, bir dünya!

Sorular, sorgulamalar, yanýtý bulmaktansa, bazen, yeni sorulara kapý aralar. Kapýlarýn aralanmasý iyidir, kapalý kapýlar ruha aðýrlýk verir.

Kalýn bir halat vardýr, içi boþtur elinde kalýr. Bir de incecik bir ip vardýr, seni en tepelere taþýr. Ýp canbazýnýn bazen, ipten düþmesi gerekir. Yerde mi ipte mi yaþayacaðýna, bir tek böyle karar verebilir.

**Usta sana hakikati veremez ama hakikate çaðýrabilir.
Ýçinde bir þeyi harekete geçirebilir.
Bir ateþ yakacak süreç baþlatabilir.
Gerçek sensin; yalnýzca çevrende çok fazla toz birikmiþtir.
Ustanýn iþlevi olumsuzdur: seni yýkamasý gerekir, böylece toz yok olur.

OSHO

“Olmak ya da olmamak; iþte bütün mesele, bu.” dese de büyük üstad. Kendi isteðinin yönünde, var olmak ya da olmamak, dile getirdiðin ve uyguladýðýn farkýna varýþtýr.


Didem Duruöz
                                                                           



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn Ýliþkiler kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Duru Sohbetler 1
Bir Aldanýþýn Ardýndan
Gündüz Düþleri 1
Ýyi ki Var Can Dostlar
Yýkýcý Eleþtiriler
Mutluluk Anahtarlarýna Örnekler

Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Cem Mumcu - Kendine Bakma Kitabý
Duru Sohbetler 2
Korkularýn; Engellerindir Yaþam Sevinçlerinin!
Sarmaþýk Sakal Yansýmalarý
Hayal Kafesi
Gündüz Düþlerim 2
Sekiz Saniye Yansýmalarým B
Gözlem Yansýmalarým2
Kýsalara Selam
Kendimi Kaybettim, Hükümsüzdür!

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Kýrýlmak [Þiir]
Yaþam yakýnda yakala [Þiir]
Haykýrmak Ýstiyorum [Þiir]
Sanatla Soluklanmak [Þiir]
Anne Çocuk Eðitim Vakfý - Anne Destek Semineri [Öykü]
Gelen Gülüþ [Öykü]


Didem Duruöz kimdir?

Kendini arayan, dünyayý ,hayatý anlamlandýrmaya ve onun içinde etkin olarak var olmaya çalýþan, suskunlar ordusundan ayrýlmaya çabalayan biriyim. Yazýlarýmda bazen; aklýmdan, yüreðimden, içimden geçenleri, bazende farklý kiþilikleri deneyimleme örneklerimi görebilirsiniz.

Etkilendiði Yazarlar:
Doðan Cüceloðlu, Jülide Sevim, Üstün Dökmen, Louise Hay,Allice Miller,Leyla Navaro,Emre Kongar,Kemal Sayar, Milan Kundera, Engin Geçtan,Türkay Demir, Gabriel Garcia Marquez, J.R.R.Tolkien,


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Didem Duruöz, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.